53
--- alıntı ---
galatasaray’dan süper promosyon kampanyası: “servet’le başbaşa kalan santrforlara bir gol hediye ediyoruz...”
iş bu boyuta vardı. geçen hafta trabzonspor’un yararlandığı bu dev hizmetten bu hafta da ariza makukula yararlandı. tek suçlu servet mi? hayır tabii ki. haksızlık etmeyelim.
bir kere ortadaki rezalet tek kişinin becerebileceği düzeyi çoktan aşmış vaziyette.
iki metre yanındaki arkadaşına pas atamayan, oyunun herhangi bir anında, herhangi bir alanında 3-5 pası üst üste yapmayı beceremeyen, konsantrasyonu sıfırın altında, hedefsiz kalmış bir grup galatasaray formalı insan. geldiği nokta budur işte galatasaray’ın.
tek başına servet veya kısıtlı futbol yeteneği malum ali turan yapabilir mi bu kadarını? imkansız!
¡ ¡ ¡
maçtan bir enstantane aktarayım: 44’üncü dakika. galatasaray köşe vuruşu kullanacak. kewell kısa pas tercihi yapıyor ve topu ayhan’a yolluyor. ayhan ne yapıyor? topu kewell’a yollamak isterken “taca”, evet yanlış okumadınız “taca” atıyor!
2010 model galatasaray futbolu böyle bir şey işte.
on milyonlarca euro, dolar, lira harcanarak kurulan takım bu: 12 hafta sonunda 5 galibiyeti, 6 mağlubiyeti bulunan, sadece 14 gol atabilmiş, averajı eksi 3 olan bir enkaz!
¡ ¡ ¡
rijkaard, hagi ne demek; mourinho gelse ne yazar, sir alex ferguson gelse ne yazar bu ruhu kaçmış ekibe. maç öncesinde galatasaray’ın emektar kaleci antrenörü nezihi boloğlu yayıncı kuruluşa verdiği röportajda “beşiktaç ve trabzonspor’u yenen rakibimizin kasetlerini izledik, zaaflarını inceledik...” diyordu.
zaaf aranacaksa başka yerlere bakmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor asırlık çınar galatasaray’da.
futbolcuları geçiniz, halleri ortada. asıl zaaf bu takımı kuran, bu transferleri yapan ve bu kulübü yönetenlerde.
zaaf diyorsak artık oraya bakılacak.
beceremeyenin gitmesi gereken bir zaman vardır ve zanırım o zaman işte tam bu zaman! yazık, çok yazık, ali sami yen’e veda sezonuna bak!
beğendim
her takıma lazım bir adam olan makukula’yı.
beğenmedim
beğenmemek lafının yetersiz kaldığı bu durumu.
dikkat
kampanya var!
--- alıntı ---
galatasaray’dan süper promosyon kampanyası: “servet’le başbaşa kalan santrforlara bir gol hediye ediyoruz...”
iş bu boyuta vardı. geçen hafta trabzonspor’un yararlandığı bu dev hizmetten bu hafta da ariza makukula yararlandı. tek suçlu servet mi? hayır tabii ki. haksızlık etmeyelim.
bir kere ortadaki rezalet tek kişinin becerebileceği düzeyi çoktan aşmış vaziyette.
iki metre yanındaki arkadaşına pas atamayan, oyunun herhangi bir anında, herhangi bir alanında 3-5 pası üst üste yapmayı beceremeyen, konsantrasyonu sıfırın altında, hedefsiz kalmış bir grup galatasaray formalı insan. geldiği nokta budur işte galatasaray’ın.
tek başına servet veya kısıtlı futbol yeteneği malum ali turan yapabilir mi bu kadarını? imkansız!
¡ ¡ ¡
maçtan bir enstantane aktarayım: 44’üncü dakika. galatasaray köşe vuruşu kullanacak. kewell kısa pas tercihi yapıyor ve topu ayhan’a yolluyor. ayhan ne yapıyor? topu kewell’a yollamak isterken “taca”, evet yanlış okumadınız “taca” atıyor!
2010 model galatasaray futbolu böyle bir şey işte.
on milyonlarca euro, dolar, lira harcanarak kurulan takım bu: 12 hafta sonunda 5 galibiyeti, 6 mağlubiyeti bulunan, sadece 14 gol atabilmiş, averajı eksi 3 olan bir enkaz!
¡ ¡ ¡
rijkaard, hagi ne demek; mourinho gelse ne yazar, sir alex ferguson gelse ne yazar bu ruhu kaçmış ekibe. maç öncesinde galatasaray’ın emektar kaleci antrenörü nezihi boloğlu yayıncı kuruluşa verdiği röportajda “beşiktaç ve trabzonspor’u yenen rakibimizin kasetlerini izledik, zaaflarını inceledik...” diyordu.
zaaf aranacaksa başka yerlere bakmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor asırlık çınar galatasaray’da.
futbolcuları geçiniz, halleri ortada. asıl zaaf bu takımı kuran, bu transferleri yapan ve bu kulübü yönetenlerde.
zaaf diyorsak artık oraya bakılacak.
beceremeyenin gitmesi gereken bir zaman vardır ve zanırım o zaman işte tam bu zaman! yazık, çok yazık, ali sami yen’e veda sezonuna bak!
beğendim
her takıma lazım bir adam olan makukula’yı.
beğenmedim
beğenmemek lafının yetersiz kaldığı bu durumu.
dikkat
kampanya var!
--- alıntı ---