258
galip geleceğimiz karşılaşma olacak.
zira şuanda suyun karşı tarafı pek rahat değil, hem bir şişirme, hem 10 yılın verdiği bir rahatlık hem de rehavet var kendilerinde. iyi mi oynuyorlar? hayır, iyi oynamıyorlar. biz iyi mi oynuyoruz, hayır biz de iyi oynamıyoruz. ancak, eğer bizim takımdaki futbolcuların yarısı olayın farkındaysa ve biraz gururları varsa bu maç bizim.
hagi yarın imza atacak ve muhtemelen akşam antrenmanına katılacak, tanışma, sohbet faslı falan diye geçer... eee sonra ne kaldı? c.tesi, derken pazar maç... bir kere biz dahil herkes şunun farkında, kaybedersek sadece bir maç kaybedeceğiz, herkesin beklediği olacak. ama kazanırsak, hem o şeytanın bacağını değil kırmak, kırdıktan sonra koparıp direkt g.tüne sokacağız, hem futbolcular üzerlerinden ölü toprağını atacaklar hem de yeni teknik direktör ile lige yeniden katılacaklar.
duruma bu yönden bakıldığında aslında bütün şartlar psikolojik olarak lehimize. maç anında da bu düşüncede olursak ne güzel... peki kim oynamalı ve nasıl oynamalı takım ?
aykut
sabri, neill, hakan balta, insua
elano, ayhan, m.sarp, kewell
misimovic
baros
yani bildiğiniz 4-4-1-1 şeklinde dizilmeli takım. elano alışkın olduğu ve oldukçada başarılı olduğu milli takımdaki görev yerinde oynatılmalı, ayrıca takıma kazandırılmalı. ayhan ve m.sarp'ın fazlasıyla pres yapması sağlanmalı, rakibin direncini orta sahada kırmalı ve topu mümkün olduğunca kanatlara taşımalı. misimovic'in ortasahadaki prese katılması sağlanmalı, zira eziklerin orta sahası güçlü.
istediğim tek şey bu... diğerleri görevlerini yerine getirsinler yeter.
sonra o statta, i love you hagi, söyle fener söyle söyle ne oldu tezahüratları inlesin dursun.
zor mu, değil, zor olmadığına göre imkansız hiç değil.
edit: m.sarp yazacağıma nedense hep m.topal yazmışım, bilinçaltımıdır nedir artık...
zira şuanda suyun karşı tarafı pek rahat değil, hem bir şişirme, hem 10 yılın verdiği bir rahatlık hem de rehavet var kendilerinde. iyi mi oynuyorlar? hayır, iyi oynamıyorlar. biz iyi mi oynuyoruz, hayır biz de iyi oynamıyoruz. ancak, eğer bizim takımdaki futbolcuların yarısı olayın farkındaysa ve biraz gururları varsa bu maç bizim.
hagi yarın imza atacak ve muhtemelen akşam antrenmanına katılacak, tanışma, sohbet faslı falan diye geçer... eee sonra ne kaldı? c.tesi, derken pazar maç... bir kere biz dahil herkes şunun farkında, kaybedersek sadece bir maç kaybedeceğiz, herkesin beklediği olacak. ama kazanırsak, hem o şeytanın bacağını değil kırmak, kırdıktan sonra koparıp direkt g.tüne sokacağız, hem futbolcular üzerlerinden ölü toprağını atacaklar hem de yeni teknik direktör ile lige yeniden katılacaklar.
duruma bu yönden bakıldığında aslında bütün şartlar psikolojik olarak lehimize. maç anında da bu düşüncede olursak ne güzel... peki kim oynamalı ve nasıl oynamalı takım ?
aykut
sabri, neill, hakan balta, insua
elano, ayhan, m.sarp, kewell
misimovic
baros
yani bildiğiniz 4-4-1-1 şeklinde dizilmeli takım. elano alışkın olduğu ve oldukçada başarılı olduğu milli takımdaki görev yerinde oynatılmalı, ayrıca takıma kazandırılmalı. ayhan ve m.sarp'ın fazlasıyla pres yapması sağlanmalı, rakibin direncini orta sahada kırmalı ve topu mümkün olduğunca kanatlara taşımalı. misimovic'in ortasahadaki prese katılması sağlanmalı, zira eziklerin orta sahası güçlü.
istediğim tek şey bu... diğerleri görevlerini yerine getirsinler yeter.
sonra o statta, i love you hagi, söyle fener söyle söyle ne oldu tezahüratları inlesin dursun.
zor mu, değil, zor olmadığına göre imkansız hiç değil.
edit: m.sarp yazacağıma nedense hep m.topal yazmışım, bilinçaltımıdır nedir artık...
