146
oyunu, yine mustafa/ayhan/neill üçlüsünün mücadelesi haricinde genel bir ruhsuzluk halinin olması vs'yi bir kenara bırakıyorum. herşeye rağmen bir şekilde bu maçı almak oldukça önemliydi. eskişehir'de maç öncesinde "beklenmeyen" bir galbiyeti almak ve milli takımlar arasından tekrar galibiyetle dönmek.
çıkan ilk 11 aslında karşıdan bakıldığında lincoln'lü dönemin 4-2-3-1'ine oldukça yakın gözüküyordu. fakat top elano'ya geldiğinde elano çizgi üstünde bindirmeye kalkınca ben işi çakozladım. elano'dan çünkü kanat oyuncusu olmaz; iç forvet olur. ve elano kanattan bindirecek şekilde bir oyun anlayışıyla sahaya sürüldüyse bu çok net 4-3-3 formasyonudur.
ınsua'ya parantez açmak istiyorum. maça inanılmaz başladı. beklediğim ınsua maçın başında vardı. harika oynadı ya, çıktı, aldı verdi, çalım attı (çalım asıl işi değil, yanlış anlaşılmasın.) verkaç yaptı, kewell'ı kaçırdı, orta açtı. herşeyi yaptı ve açıkçası yıllardır böylesi bir solbek performansını göremediğim için bünyeme biraz fazla geldi. ama zamanla ali'nin çıkmaması, çıkmayı akıl etmemesi ve elano'yu yalnız bırakmasıyla birlikte savunma arkada kalmaya başladı. ve bu sebeple ilerde oynamak isteyen ınsua iki kere adamını kaçırdı pozisyonuna düştü. halbuki savunmadaki diğer üçlüydü bir anlamda buna iten çünkü bir hayli geride bekliyorlardı.
ruhsuzluk ve blokların arasının uzaması, pas iletişiminin kopması can sıksa da olmayacak iş değil. bunu dünkü oyunla görmek biraz zor olsa da polyannacılık ve biraz da içgüdü diyelim.
son bir not; bu kadro üç kişiyle geriyi sağlama aldığını düşünürsek, cana/servet/neill, tam olarak 7 kişiyle hücum yapabilecek kapasitede. kanatlar hızlı tempoya ayak uydurabilecek düzeyde olsa da ortasahada ciddi bir sürat eksikliği var. bunu da ancak hızlı paslarla, kısa alanda yaplacak doğru koşularla sağlamak mümkün olacak.
olacak. dokuzunca haftaya kadarki fisktürümüz de görece rahat diyebileceğimiz bir fikstür. belediye'den kayıpsız kurtulursak bir de içerde ankaragücü kalıyor fener'e kadar.
http://akilpiyadeleri.blogspot.com/...p-nihayetinde-3.html
çıkan ilk 11 aslında karşıdan bakıldığında lincoln'lü dönemin 4-2-3-1'ine oldukça yakın gözüküyordu. fakat top elano'ya geldiğinde elano çizgi üstünde bindirmeye kalkınca ben işi çakozladım. elano'dan çünkü kanat oyuncusu olmaz; iç forvet olur. ve elano kanattan bindirecek şekilde bir oyun anlayışıyla sahaya sürüldüyse bu çok net 4-3-3 formasyonudur.
ınsua'ya parantez açmak istiyorum. maça inanılmaz başladı. beklediğim ınsua maçın başında vardı. harika oynadı ya, çıktı, aldı verdi, çalım attı (çalım asıl işi değil, yanlış anlaşılmasın.) verkaç yaptı, kewell'ı kaçırdı, orta açtı. herşeyi yaptı ve açıkçası yıllardır böylesi bir solbek performansını göremediğim için bünyeme biraz fazla geldi. ama zamanla ali'nin çıkmaması, çıkmayı akıl etmemesi ve elano'yu yalnız bırakmasıyla birlikte savunma arkada kalmaya başladı. ve bu sebeple ilerde oynamak isteyen ınsua iki kere adamını kaçırdı pozisyonuna düştü. halbuki savunmadaki diğer üçlüydü bir anlamda buna iten çünkü bir hayli geride bekliyorlardı.
ruhsuzluk ve blokların arasının uzaması, pas iletişiminin kopması can sıksa da olmayacak iş değil. bunu dünkü oyunla görmek biraz zor olsa da polyannacılık ve biraz da içgüdü diyelim.
son bir not; bu kadro üç kişiyle geriyi sağlama aldığını düşünürsek, cana/servet/neill, tam olarak 7 kişiyle hücum yapabilecek kapasitede. kanatlar hızlı tempoya ayak uydurabilecek düzeyde olsa da ortasahada ciddi bir sürat eksikliği var. bunu da ancak hızlı paslarla, kısa alanda yaplacak doğru koşularla sağlamak mümkün olacak.
olacak. dokuzunca haftaya kadarki fisktürümüz de görece rahat diyebileceğimiz bir fikstür. belediye'den kayıpsız kurtulursak bir de içerde ankaragücü kalıyor fener'e kadar.
http://akilpiyadeleri.blogspot.com/...p-nihayetinde-3.html