875
futbolun nankörlüğü müdür onu bilemiyorum, şanssızlığı diyelim, iki sene önce oyunu geriden kuran defans oyuncusu veya box-to-box diye ortada dolananların sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. şimdi mahalle maçlarına kadar düştü box-to-box lafı. rijkaard geldi türkiye'de bu laflar çoğaldı. kısaca bilgi dağarcığımıza bir şeyler daha eklendi. yoksa servet yine aynı servet, yine aynı ayıboğan.
iki sene önce oyunu geriden kuran adama ihtiyacımız yoktu. belli bir sistemimiz* yoktu. servet'in yapması gereken, vücudunu kullanıp rakibi durdurmaktı. bunu da iyi yaptığı için, oynadığımız futbol pas-teknik-zeka üçgenine dayanmadığı için kahraman ilan edildi. bu sistemde bunu yapabilen kahraman ilan edilen lucas neill'dır. ne zamanki işin teknik kısımları geldi ülkemize, ki rijkaard'ın gelmesiyle aynıdır, teknik yoksunu oyuncular gözümüze batmaya başladı, başta servet. her neyse...
kısaca, futbol nankör bir yun değildir. futboldan çok türkiye'de oyuncu yetiştiremeyenlerin nankörlüğü demek daha doğru olur.
iki sene önce oyunu geriden kuran adama ihtiyacımız yoktu. belli bir sistemimiz* yoktu. servet'in yapması gereken, vücudunu kullanıp rakibi durdurmaktı. bunu da iyi yaptığı için, oynadığımız futbol pas-teknik-zeka üçgenine dayanmadığı için kahraman ilan edildi. bu sistemde bunu yapabilen kahraman ilan edilen lucas neill'dır. ne zamanki işin teknik kısımları geldi ülkemize, ki rijkaard'ın gelmesiyle aynıdır, teknik yoksunu oyuncular gözümüze batmaya başladı, başta servet. her neyse...
kısaca, futbol nankör bir yun değildir. futboldan çok türkiye'de oyuncu yetiştiremeyenlerin nankörlüğü demek daha doğru olur.
