544
galatasaray'ın yeni aslanıdır. bu tanımı yaptıktan sonra kendisi hakkındaki görüşlerimi, beklentilerimi ve hislerimi paylaşmak istiyorum. aslında bundan önce bir kaç kez buna yeltensem de malum lednanların kendisini alamamasını düşünmemem ve son günlerde de medya'da çıkan çelişkili haberler dolayısiyle transferini kesinleşmesini beklemek istedim ve artık sonunda kendisi parçalıyı giyecek. çok mutluyum, mesudum.
ilk olarak şunu söylemeliyim ki bu adam çok çok iyi bir oyuncudur. bu sezon türkiyeye gelen en iyi ikinci (malumunuz iki q7'dir) oyuncudur. beşiktaşlı ve galatasaraylı arkadaşlarla her konuşmamda bu adam gelmezse galatasarayın maçlarını artık izlemeyeceğimi, gelirse galatasarayın kurtarıcısı olabileceğini söylemiştim. sağ olsun adnanlar kendisini anca transfer edebildi. o kadar geç yaptılar ki bize tek başına turu getirebilecek adamdan yoksun kaldık. ama herşeye rağmen kendisi bizim geleceğimizi kurtaracaktır. eğer gerçekten isterse galatasara'yı çok yukarılara taşıyabilir. hatta lincoln'den de öte galatasarayın yeni hagi'si bile olabilir. evet çok ütopik gelebilir ama bu adamın yetenekleri benim böyle hayaller kurmama sebep oluyor.
tabi bunun için takımla uyumu çok önemlidir. mesela arda turan'ın artık ben patronum ayaklarını bırakıp bu adamla uyumlu bir şekilde oynayıp ona yardım edip bütün duran topları bu adama bırakması gerekmektedir.
misimovic'in bize katacakları saymakla bitmez bence. ama düşüncelerimi anlatabildiğim kadarıyla anlatayım ;
- bu adamın bize gelmesi çok çok uzun zamandır takım'da göremediğimiz duran top etkinliğini görmemizi sağlayacaktır. artık frikik gollerini takımımızda görebiliriz. sağdan soldan serbest vuruş ve korner etkinliğini de görmemizi sağlayacaktır. gerçekten çok özledim duran toplarda heyecanlanmayı. herhalde çoğu galatasaray taraftarı da benim gibi duran toplarda heyecanlanmayıp nasıl olsa top rakipten dönecek ya da dışarı gidecek demektedirler. misal bursa maçında arda turan'ın yaptığı çoğu orta hep rakibe gitti.
-bu adamı takıma duran top harici pas katkıları olacaktır. mesela bu konuda hiç zorlanmayacaktır. çünkü paslarına cevap verebilecek çok iyi bir hücum hattı vardır galatasarayın. baros, kewell, arda, elano gibi. bu onun galatasaray'da kendini çok iyi hissedip coşmasına vesile olacağı gibi bu paslara cevap verebilecek adamların performanslarını da yükseltecektir. mesela baros'un kendisi sayesinde gol kralı olacağını düşünüyorum. tabii ki bunun için baros'un sakatlanmaması lazım. misimovic gibi bir adamın hücum hattını maestro gibi yönetmesinin referansını da yıllar önce lincoln vermişti hatırlarsanız. o zamanlar lincoln, baros, arda ve kewell'ın nasıl organizasyonlar yaptığını hatırlayın. en basitinden 2 sene önce fırtına gibi esen bordeaux defansını folloş edişlerini aklınıza getirebilirsiniz. hani şu o maçın bir anında spikere "allahım brezilya mı?" diye bağırttıran hücum hattıydı. yani lincoln'ün oynamak istediği zaman galatasarayı uçurduğu maçlar daha dün gibi aklımda ki misimovic "galatasaray'da tarih yazacağım" sözleriyle bize gelmiş bir adam. gerisini hayal etmeyi size bırakıyorum.
-kendisi hakkında birçok referans da var. saffet susic'in kendisinin galatasarayı tek başına şampiyon yapabileceğini söylemesi gibi, djeko'nun (djeko'ydu galiba) kendisi hakkında söylediği övgü dolu sözler, almanya'da, özellikle de wolsburg'da tarih yazması gibi başka güzel referansları da var kendisinin. wolsburg'da grafite ve djeko gibi iki adamı kral yapmış, istatistik rekorları (bundesliga'da hem de) kırmış, neredeyse tek başına wolsburg'u şampiyon yapmış bir adam. wolsburg'da gidişinin sebebi de ana olarak diego gibi bir adamın wolsburg'a gelmesi.
-kendisi futbol katkısının da ötesinde galatasaray'a tarih yazmaya geldiğini söylemiş, galatasaray'ın büyüklüğünden ve tarihinden haberdar olan (bu yönde şeyler söylemiştir) bir adam. yani karakter ve bilinç olarak da bize uygun bir adam. tek başına göstereceği performanla boş kalacağını düşündüğümüz türk telekom arena tribünlerini doldurabilir. yurt dışında bize prestij de kazandırabilir. çünkü kendisi avrupa'nın en iyi oyun kurucularından olup almanya'nın en büyük kulüplerinden biri olan wolsburg'un beynidir. yani eskiden öyleydi. artık galatasarayımızın beynidir*
-kendisiyle alakalı bir başka konu da medyamızın kendisine gösterdiği tepkidir. transferi öncesinde ya da transferi süresince ntvspor'un herkesi fıtık eder derecede bir geldi bir gitti demesi en azından beni çıldırttı. bu kanal'da rıdvan dlmen de "lednan polat ile konuştum artık gelmeyecekmiş" demesiyle trt'de "misimovic galatasaray 4 yıllık sözleşme imzaladı" haberleri aynı anlara denk gelince çok ironik bir durum oluştu ki bu durum da güzide medyamızın durumunu ortaya koydu. tranferi sonrasında da medyamızın bu transfere gösterdiği tepki çok alt düzeyde kaldı. avrupa'nın en iyi oyun kurucularından biri buraya gelmiş adamarın umrunda değil. ayrıca kendisi hakkında çıkartılan ve kendisine sorulan kronik sakatlık sorunu da misimovic tarafından "bunu ilk kez burada duydum" diye cevaplanınca kendlerine edilen küfür katsayısını arttırmıştır.
-lednan polat ve sezgin'in transfer fiyaskosunu unutturmayacaktır kendisinin transferi. hem çok geç yapmışlardır hem de diğer transferlerde de başarısız olmuşlardır. en son yaptıkları iddaa edilen prekazi olayı da doğruysa kendilerine söyleyecek söz bulamıyorum. ama muhtemelen galatasaray taraftararı ilk ali sami yen maçında söylemek üzere kendilerine sözler hazırlamışlardır.
sözün özü ben bu adamdan çok ama çok şey bekliyorum. evet doğru savunmamız hala allaha emanet ama en azından bu hücum hattı savunmanın yediğinden daha çok atma kabiliyetine sahip. en azından o kapasite var. bunları kaynaştırmak ve optimum şekilde kullanmak da rijkaard'a kalmış. artık misimovic'in ilk asistini, frikikten attığı ilk golü, türk telekom arena'da 50 bin kişinin uğultusu ve çığlıklarıyla takımı coşturmasını ve takımın da ona uyum sağlamasıyla şampiyonluğa koşmamızı bekliyorum. umarımız hayallerimizi süsleyen başarılara bu müthiş oyuncunun da katkılarıyla ulaşırız.
not : ilerleyen zamanlarda entry editlenebilir. çünkü yazmayı unuttuklarım olabilir.
"galatasaraya tarih yazmaya geldim" - zvjezdan misimovic
ilk olarak şunu söylemeliyim ki bu adam çok çok iyi bir oyuncudur. bu sezon türkiyeye gelen en iyi ikinci (malumunuz iki q7'dir) oyuncudur. beşiktaşlı ve galatasaraylı arkadaşlarla her konuşmamda bu adam gelmezse galatasarayın maçlarını artık izlemeyeceğimi, gelirse galatasarayın kurtarıcısı olabileceğini söylemiştim. sağ olsun adnanlar kendisini anca transfer edebildi. o kadar geç yaptılar ki bize tek başına turu getirebilecek adamdan yoksun kaldık. ama herşeye rağmen kendisi bizim geleceğimizi kurtaracaktır. eğer gerçekten isterse galatasara'yı çok yukarılara taşıyabilir. hatta lincoln'den de öte galatasarayın yeni hagi'si bile olabilir. evet çok ütopik gelebilir ama bu adamın yetenekleri benim böyle hayaller kurmama sebep oluyor.
tabi bunun için takımla uyumu çok önemlidir. mesela arda turan'ın artık ben patronum ayaklarını bırakıp bu adamla uyumlu bir şekilde oynayıp ona yardım edip bütün duran topları bu adama bırakması gerekmektedir.
misimovic'in bize katacakları saymakla bitmez bence. ama düşüncelerimi anlatabildiğim kadarıyla anlatayım ;
- bu adamın bize gelmesi çok çok uzun zamandır takım'da göremediğimiz duran top etkinliğini görmemizi sağlayacaktır. artık frikik gollerini takımımızda görebiliriz. sağdan soldan serbest vuruş ve korner etkinliğini de görmemizi sağlayacaktır. gerçekten çok özledim duran toplarda heyecanlanmayı. herhalde çoğu galatasaray taraftarı da benim gibi duran toplarda heyecanlanmayıp nasıl olsa top rakipten dönecek ya da dışarı gidecek demektedirler. misal bursa maçında arda turan'ın yaptığı çoğu orta hep rakibe gitti.
-bu adamı takıma duran top harici pas katkıları olacaktır. mesela bu konuda hiç zorlanmayacaktır. çünkü paslarına cevap verebilecek çok iyi bir hücum hattı vardır galatasarayın. baros, kewell, arda, elano gibi. bu onun galatasaray'da kendini çok iyi hissedip coşmasına vesile olacağı gibi bu paslara cevap verebilecek adamların performanslarını da yükseltecektir. mesela baros'un kendisi sayesinde gol kralı olacağını düşünüyorum. tabii ki bunun için baros'un sakatlanmaması lazım. misimovic gibi bir adamın hücum hattını maestro gibi yönetmesinin referansını da yıllar önce lincoln vermişti hatırlarsanız. o zamanlar lincoln, baros, arda ve kewell'ın nasıl organizasyonlar yaptığını hatırlayın. en basitinden 2 sene önce fırtına gibi esen bordeaux defansını folloş edişlerini aklınıza getirebilirsiniz. hani şu o maçın bir anında spikere "allahım brezilya mı?" diye bağırttıran hücum hattıydı. yani lincoln'ün oynamak istediği zaman galatasarayı uçurduğu maçlar daha dün gibi aklımda ki misimovic "galatasaray'da tarih yazacağım" sözleriyle bize gelmiş bir adam. gerisini hayal etmeyi size bırakıyorum.
-kendisi hakkında birçok referans da var. saffet susic'in kendisinin galatasarayı tek başına şampiyon yapabileceğini söylemesi gibi, djeko'nun (djeko'ydu galiba) kendisi hakkında söylediği övgü dolu sözler, almanya'da, özellikle de wolsburg'da tarih yazması gibi başka güzel referansları da var kendisinin. wolsburg'da grafite ve djeko gibi iki adamı kral yapmış, istatistik rekorları (bundesliga'da hem de) kırmış, neredeyse tek başına wolsburg'u şampiyon yapmış bir adam. wolsburg'da gidişinin sebebi de ana olarak diego gibi bir adamın wolsburg'a gelmesi.
-kendisi futbol katkısının da ötesinde galatasaray'a tarih yazmaya geldiğini söylemiş, galatasaray'ın büyüklüğünden ve tarihinden haberdar olan (bu yönde şeyler söylemiştir) bir adam. yani karakter ve bilinç olarak da bize uygun bir adam. tek başına göstereceği performanla boş kalacağını düşündüğümüz türk telekom arena tribünlerini doldurabilir. yurt dışında bize prestij de kazandırabilir. çünkü kendisi avrupa'nın en iyi oyun kurucularından olup almanya'nın en büyük kulüplerinden biri olan wolsburg'un beynidir. yani eskiden öyleydi. artık galatasarayımızın beynidir*
-kendisiyle alakalı bir başka konu da medyamızın kendisine gösterdiği tepkidir. transferi öncesinde ya da transferi süresince ntvspor'un herkesi fıtık eder derecede bir geldi bir gitti demesi en azından beni çıldırttı. bu kanal'da rıdvan dlmen de "lednan polat ile konuştum artık gelmeyecekmiş" demesiyle trt'de "misimovic galatasaray 4 yıllık sözleşme imzaladı" haberleri aynı anlara denk gelince çok ironik bir durum oluştu ki bu durum da güzide medyamızın durumunu ortaya koydu. tranferi sonrasında da medyamızın bu transfere gösterdiği tepki çok alt düzeyde kaldı. avrupa'nın en iyi oyun kurucularından biri buraya gelmiş adamarın umrunda değil. ayrıca kendisi hakkında çıkartılan ve kendisine sorulan kronik sakatlık sorunu da misimovic tarafından "bunu ilk kez burada duydum" diye cevaplanınca kendlerine edilen küfür katsayısını arttırmıştır.
-lednan polat ve sezgin'in transfer fiyaskosunu unutturmayacaktır kendisinin transferi. hem çok geç yapmışlardır hem de diğer transferlerde de başarısız olmuşlardır. en son yaptıkları iddaa edilen prekazi olayı da doğruysa kendilerine söyleyecek söz bulamıyorum. ama muhtemelen galatasaray taraftararı ilk ali sami yen maçında söylemek üzere kendilerine sözler hazırlamışlardır.
sözün özü ben bu adamdan çok ama çok şey bekliyorum. evet doğru savunmamız hala allaha emanet ama en azından bu hücum hattı savunmanın yediğinden daha çok atma kabiliyetine sahip. en azından o kapasite var. bunları kaynaştırmak ve optimum şekilde kullanmak da rijkaard'a kalmış. artık misimovic'in ilk asistini, frikikten attığı ilk golü, türk telekom arena'da 50 bin kişinin uğultusu ve çığlıklarıyla takımı coşturmasını ve takımın da ona uyum sağlamasıyla şampiyonluğa koşmamızı bekliyorum. umarımız hayallerimizi süsleyen başarılara bu müthiş oyuncunun da katkılarıyla ulaşırız.
not : ilerleyen zamanlarda entry editlenebilir. çünkü yazmayı unuttuklarım olabilir.
"galatasaraya tarih yazmaya geldim" - zvjezdan misimovic
