• 25
    eğer ki 14 agustos 2010 sivasspor galatasaray maci içerisindeki gibi bir oyunla sahaya çıkacaksak benim hiç izlemekle vakit kaybetmeyeceğim karşılaşma olacaktır. öte yandan aynı maçı izledikten sonra gitmemeye ve hatta lig tv aboneliğimi iptal ettirmeyi ciddi şekilde düşündüren karşılaşmadır. evet bu fikirlere itirazlar olacaktır ama benim de itirazlara haklı bir şekilde karşı tezim var:
    1. benim yaptığım işlerde kötü olmak ya da sürekli bir şekilde hata yapmak veya işimi kötü yönetmek gibi bir lüksüm yok. galatasaray'ın bu lükse sahip olduğunu kim iddia edebilir. adnan polat ve ekibi nasıl bu kadar aciz ve yitik bir duruma düşürebilirler takımı.
    2. futbol özellikle de galatasaray, benim hayattan kopup bir rüyaya dalışımı simgeliyor binlerce diğerleri gibi. sarı kırmızı'yı izlerken çok mutlu oluyorum. bu seyir zevkini, güzel oyunu hayata geçirebilmek için de sadece iyi ve yerinde oyuncular almak çözüm olabilir. bu nasıl olur da ağustos'un ortasında hala daha gerçekleşmez.
    3. tamam anladık takım yeterli değil ama sivasspor kadar da mı yeterli değil? o kadar da mı adam yok orta sahada? yani bu takım (sivas)geçen yılın küme düşmemiş en kötü 3 takımından biri. iklim ve saha uygunken yenememek ne zaman kimi yeneceğiz anlamına geliyor?

    bu ve bunun gibi negatif düşünceler sürekli zihnimde ve bir türlü atamıyorum. galibiyet önemli değil, güzel oyun, hırs ve galatasaray ruhu önemli benim için. galibiyet zaten otomatik olarak sonuç hanemize yazılacaktır. rijkaard'ı eleştiremiyorum, bu takımın başına kimi getirseniz durmaz, kaçar gider. o yüzden burada hala duruyor olması bile meziyettir diyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın