462
aylar önce (2009 aralık) bunları yaşayacağımızı bilerek bir şeyler karalamıştım. o günler kendini iyiden iyiye göstermeye başladı.
ilk olarak: (bkz: #251164)
--- alıntı ---
galatasaray taraftarı sinirlidir, öfkelidir bu basına hizmet eden kişilere. bunun sebepleri vardır ve de çok olağandır bu sinir ve öfke harbinin olması. fakat bilindiği gibi bu durum fenerbahçe yakasına daha pozitif yansır. kadıköy'ün egemenliği vardır spor sayfalarında. en ufak başarısı derhal yazıya dökülür, en büyük başarısı günlerce manşetlerden inmez. bunların yanında beşiktaş camiası ile basın pek fazla ilgilenmez. çünkü bu ülkede spor alanında gündemi en kolay değiştirebilecek iki takım vardır. birinin renkleri sarı kırmızı, diğerinin ki ise sarı lacivert. geri kalan renkler teferruattır.
şimdi bir adım daha ileriye giderek daha net konuşuyorum: '' türk spor basını taraflıdır'' peki neden?
bunun belli başlı sebepleri vardır. körü körüne kimse taraf olmaz. fakat burada adı geçmeyen sebepleri bulabilmek için hemen kişileri hedef göstermenin lüzumu da yok. çünkü onlar bir yere kadar taşırlar. geri kalanını siz, ya da biz, bu yazıyı okuyanlar taşıyor. bu ülkede spor makamında çakmak çakan, kıvılcımı açığa çıkaran birkaç kişi vardır. alevin oluşmasında en büyük pay vatandaşa aittir.
not: bununla ilgili bir yazım var ve köşede tutuyorum. çünkü ne kadar yazarsam yazayım hep bir eksiklik olacak o yazımda. fakat elimden geldiğinca mantıklı, rahat ve hatta en anlaşılabilir şekilde bu sözlüğe yazacağım. belki de bu basında taraf olmanın en önemli payının kime ait olduğunu bu şekilde anlayacağız. biraz da olsa katkım olur ve bunun üzerine elimizden bir şey gelirse, akabinde bir faydasını görebilirsek ne mutlu bize.
--- alıntı ---
sonra: http://tamsaha.wordpress.com/...kisaca-yandas-olmak/
--- alıntı ---
bitmek tükenmek bilmeyen yakınmamızdır ”türk spor basını”. taraflı oldukları yönünde eleştirilerimiz olur ve beğenmeyiz. halbuki spor basınımız vatandaşın, günceli takip eden okuyucunun tarafını tutuyor. aslında yok değil zamanında yerleştirilen piyonlar. fakat onlara ekleyebileceğim bazı konulardan birisi de futbol seyircisinin takipçiliği. misal bir fenerbahçe galibiyetinden sonra gazete bayilerinde ekstradan 3 gazete satılıyor. fakat galatasaray ve beşiktaş galibiyetlerinde taraftarlar umursamıyor neredeyse. bunu hangi gazete patronuna, editörüne sorarsanız sorun. aynen de bunu söyleyeceklerdir size. hakikaten de böyle. bu da doğal olarak etkiliyor stratejiyi. en ufak sarı lacivert başarısı manşetlerde iken, galatasaray tekerlekli basketbol takımı’nın şampiyonlar ligi şampiyonu olması 3-5 satır ile kendisine yer buluyor gazetelerde. bunun için diyorum ki taraftarın büyük önemi var yandaşlık hususunda. en çok para fenerbahçeli’den geliyorsa bunu değerlendirmeyi kim istemez?
ha tabii ki gazetecilik etiğini bir kenara bırakıyorum. kim uyuyor bana bir söyleyin!..
--- alıntı ---
ilk olarak: (bkz: #251164)
--- alıntı ---
galatasaray taraftarı sinirlidir, öfkelidir bu basına hizmet eden kişilere. bunun sebepleri vardır ve de çok olağandır bu sinir ve öfke harbinin olması. fakat bilindiği gibi bu durum fenerbahçe yakasına daha pozitif yansır. kadıköy'ün egemenliği vardır spor sayfalarında. en ufak başarısı derhal yazıya dökülür, en büyük başarısı günlerce manşetlerden inmez. bunların yanında beşiktaş camiası ile basın pek fazla ilgilenmez. çünkü bu ülkede spor alanında gündemi en kolay değiştirebilecek iki takım vardır. birinin renkleri sarı kırmızı, diğerinin ki ise sarı lacivert. geri kalan renkler teferruattır.
şimdi bir adım daha ileriye giderek daha net konuşuyorum: '' türk spor basını taraflıdır'' peki neden?
bunun belli başlı sebepleri vardır. körü körüne kimse taraf olmaz. fakat burada adı geçmeyen sebepleri bulabilmek için hemen kişileri hedef göstermenin lüzumu da yok. çünkü onlar bir yere kadar taşırlar. geri kalanını siz, ya da biz, bu yazıyı okuyanlar taşıyor. bu ülkede spor makamında çakmak çakan, kıvılcımı açığa çıkaran birkaç kişi vardır. alevin oluşmasında en büyük pay vatandaşa aittir.
not: bununla ilgili bir yazım var ve köşede tutuyorum. çünkü ne kadar yazarsam yazayım hep bir eksiklik olacak o yazımda. fakat elimden geldiğinca mantıklı, rahat ve hatta en anlaşılabilir şekilde bu sözlüğe yazacağım. belki de bu basında taraf olmanın en önemli payının kime ait olduğunu bu şekilde anlayacağız. biraz da olsa katkım olur ve bunun üzerine elimizden bir şey gelirse, akabinde bir faydasını görebilirsek ne mutlu bize.
--- alıntı ---
sonra: http://tamsaha.wordpress.com/...kisaca-yandas-olmak/
--- alıntı ---
bitmek tükenmek bilmeyen yakınmamızdır ”türk spor basını”. taraflı oldukları yönünde eleştirilerimiz olur ve beğenmeyiz. halbuki spor basınımız vatandaşın, günceli takip eden okuyucunun tarafını tutuyor. aslında yok değil zamanında yerleştirilen piyonlar. fakat onlara ekleyebileceğim bazı konulardan birisi de futbol seyircisinin takipçiliği. misal bir fenerbahçe galibiyetinden sonra gazete bayilerinde ekstradan 3 gazete satılıyor. fakat galatasaray ve beşiktaş galibiyetlerinde taraftarlar umursamıyor neredeyse. bunu hangi gazete patronuna, editörüne sorarsanız sorun. aynen de bunu söyleyeceklerdir size. hakikaten de böyle. bu da doğal olarak etkiliyor stratejiyi. en ufak sarı lacivert başarısı manşetlerde iken, galatasaray tekerlekli basketbol takımı’nın şampiyonlar ligi şampiyonu olması 3-5 satır ile kendisine yer buluyor gazetelerde. bunun için diyorum ki taraftarın büyük önemi var yandaşlık hususunda. en çok para fenerbahçeli’den geliyorsa bunu değerlendirmeyi kim istemez?
ha tabii ki gazetecilik etiğini bir kenara bırakıyorum. kim uyuyor bana bir söyleyin!..
--- alıntı ---