Kariyer Sonu138
türkiye'de değeri sanırım futbolu bıraktıktan sonra verilecek olan futbolcu.
23 yaşında avrupaya gitti nihat. futbolu falan bir kenara bırakalım 23 yaşında bir genç avrupaya gitti ve orada tutunmayı başardı. daha önce gidenlerin geri gelmesine, futbolcuların eğitim düzeylerinin yetersizliği gerçeğine rağmen orada tutunmayı başardı. o yaştaki üniversitelilerin odalarından bile dışarı çıkmadığını düşünürsek, başardığı iş ne kadar güçlü bir karakteri olduğunu gösteriyor.
sacramento kings birçoklar için hala hidayet'in takımıdır. gecenin bi köründe kalkardık, o zamanlar kanal d verirdi nba maçlarını ve ender bilgin anlatırdı. şimdi kanal d'yi trt yapın, ender bilgin'i yalçın çetin, sacramento'yu real sociedad ve hidayet'i nihat kahveci. çünkü bu iki adam ilklerin adamıydı. ilk defa bir basketbolcu basketbolun zirvesinde, bir futbolcu futbolun zirvesinde kendini kabul ettiriyordu. artık onlar bizim takımdı.
dedik ya real sociedad artık bizim takımdı diye. hala akıllardadır real madrid'e kök söktürdükleri kadrosu. kovacevic-nihat ligin en iyi forvet hattıydı, karpin ve de pedro kanatlardan yardırırdı, alonso ve aranburu ortasahada savaşırdı...nihat ronaldo ile gol krallığı için yarışıyordu. okul sıralarında ronaldo'nun mu yoksa nihat'ın mı daha fazla golü var diye tartışırdık. o zamanlar herkeste bilgisayar yok, olanlarda internet yok, interneti olanlar da dial up eziyetini çekerlerdi. gazeteleri okurduk kim önde acaba diye. boru mu koca ronaldo ile yarışıyor. yazmazdı gazeteler, küfrederdim ben de. beter olun. allah'tan avrupadan futbol vardı o zamanlar, murat kosova ve okay karacan giderirdi tüm merakımızı.
ne nihat gol kralı ne de sociedad şampiyon olabildi o sene. sociead villareal'dan uzatmada 2 gol yemiş ve şampiyonluğu madrid'e hediye etmişti resmen. sanki o golleri galatasaray yemiş gibi üzülmüştüm o zamanlar.
yıllar sonra türkiye'ye döndü nihat, yetiştiği takıma. onlarca golü ve başarıları ispanya'da bırakarak. takımla beraber o da kötü bir sezon geçirdi. ne bidonluğu kaldı ne fiyaskoluğu. yuhalanmaya başlaması uzun sürmedi tabi. kendisine bu olay sorulduğunda "bunların olabileceğini bilerek geldim" demişti. o da biliyordu kendi başkanını aylarca istifaya davet eden ancak iki transferle kahraman yapacak taraftara sahip olduğunu. atacağı 2-3 golle tekrar kral ilan edileceğini çok önce öğrenmişti nihat.
biz avrupa birliğine ne zaman gireriz bilmiyorum ama nihat çoktan avrupalı oldu bile. keşke arda onu rol modeli alsa, keşke necip ondan bir şeyler öğrense. bir taraftar en büyük rakiplerinden birinin futbolcusunun başarılı olmasını ister mi? o adamın ismi nihat kahveci ise ister...
23 yaşında avrupaya gitti nihat. futbolu falan bir kenara bırakalım 23 yaşında bir genç avrupaya gitti ve orada tutunmayı başardı. daha önce gidenlerin geri gelmesine, futbolcuların eğitim düzeylerinin yetersizliği gerçeğine rağmen orada tutunmayı başardı. o yaştaki üniversitelilerin odalarından bile dışarı çıkmadığını düşünürsek, başardığı iş ne kadar güçlü bir karakteri olduğunu gösteriyor.
sacramento kings birçoklar için hala hidayet'in takımıdır. gecenin bi köründe kalkardık, o zamanlar kanal d verirdi nba maçlarını ve ender bilgin anlatırdı. şimdi kanal d'yi trt yapın, ender bilgin'i yalçın çetin, sacramento'yu real sociedad ve hidayet'i nihat kahveci. çünkü bu iki adam ilklerin adamıydı. ilk defa bir basketbolcu basketbolun zirvesinde, bir futbolcu futbolun zirvesinde kendini kabul ettiriyordu. artık onlar bizim takımdı.
dedik ya real sociedad artık bizim takımdı diye. hala akıllardadır real madrid'e kök söktürdükleri kadrosu. kovacevic-nihat ligin en iyi forvet hattıydı, karpin ve de pedro kanatlardan yardırırdı, alonso ve aranburu ortasahada savaşırdı...nihat ronaldo ile gol krallığı için yarışıyordu. okul sıralarında ronaldo'nun mu yoksa nihat'ın mı daha fazla golü var diye tartışırdık. o zamanlar herkeste bilgisayar yok, olanlarda internet yok, interneti olanlar da dial up eziyetini çekerlerdi. gazeteleri okurduk kim önde acaba diye. boru mu koca ronaldo ile yarışıyor. yazmazdı gazeteler, küfrederdim ben de. beter olun. allah'tan avrupadan futbol vardı o zamanlar, murat kosova ve okay karacan giderirdi tüm merakımızı.
ne nihat gol kralı ne de sociedad şampiyon olabildi o sene. sociead villareal'dan uzatmada 2 gol yemiş ve şampiyonluğu madrid'e hediye etmişti resmen. sanki o golleri galatasaray yemiş gibi üzülmüştüm o zamanlar.
yıllar sonra türkiye'ye döndü nihat, yetiştiği takıma. onlarca golü ve başarıları ispanya'da bırakarak. takımla beraber o da kötü bir sezon geçirdi. ne bidonluğu kaldı ne fiyaskoluğu. yuhalanmaya başlaması uzun sürmedi tabi. kendisine bu olay sorulduğunda "bunların olabileceğini bilerek geldim" demişti. o da biliyordu kendi başkanını aylarca istifaya davet eden ancak iki transferle kahraman yapacak taraftara sahip olduğunu. atacağı 2-3 golle tekrar kral ilan edileceğini çok önce öğrenmişti nihat.
biz avrupa birliğine ne zaman gireriz bilmiyorum ama nihat çoktan avrupalı oldu bile. keşke arda onu rol modeli alsa, keşke necip ondan bir şeyler öğrense. bir taraftar en büyük rakiplerinden birinin futbolcusunun başarılı olmasını ister mi? o adamın ismi nihat kahveci ise ister...
