richard kingson

küçükken müthiş gizemli bir adamdı benim için. 7-8 yaşındayım. sezon başı beliriyor kendisi hazırlık maçlarında. evde lig tv olmadığı için taffarel’den fazla kendisini izledim galatasaray kalesinde sanırım. *

üstelik ismi de belli değil. kingston diye biliyorum. bakıyorum kalede faruk var. bu kim diye maçı açıyorum heyecanla. bizim kingston kalede.

taffarel sakatlanınca okulda dedim rahat olun kingston var. ulan dediler o kim? hahah diyorum siz bilmiyorsunuz işte temmuz-ağustos’ta kaleye geçer sadece o. siz deniz kum güneş yaparken ben onu izliyorum. ulan en gassaray’lı benim diyorum kendi kendime.

(bkz: 20 ekim 1999 galatasaray chelsea maçı)

sonra mehmet bölükbaşı geçti kaleye. meşhur chelsea maçı 5 yediğimiz. hüngür hüngür ağlarken fatih hocayı yemeye çalışıyorum. yazıklar olsun hoca diyorum kingston varken mehmet mi oynar? zaten bizim kingston o aralar diyar diyar anadolu yapıp her sene başka kulübe kiralanıyormuş. ben bunu yıllar sonra öğrendim tabi.

neyse efenim kingston benim için ayrı yerdedir. o yüzden kalede siyahi kaleci görünce tetiklenirim hala o takımı tutarım rasgele bir maç izlerken.

kim ulan bu herif? diyen genç arkadaşlar için kariyerini bırakıyorum aşağıya.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Richard_Kingson