12
hayatta unutamadığın 3 maç say deseler kesin o üç maçın içinde olacak maçtır.
o zamanlar dershanedeyiz. dershanenin bütün futbol manyakları sanki bizim sınıfta toplanmış ulan hadi ben o maça gittim çünkü galatasaraylıyım. peki kasımpaşalı, trabzonsporluların ne işi vardı benimle birlikte o maçta. tamam onları da anladık anadolu takımı taraftarları, galatasaraya sempati duyabilirler. peki her pazartesi gs - fb muhabbeti yüzünden neredeyse birbirimizin boğazına sarıldığımız fenerbahçeli eleman neden gelmişti o maça?
bilet almak için önce sabahın kör bir saatinde ali sami yen numaralı altında sıraya girdik. bilet yok dediler. ordan hasnun galip'e gittik bir umut bilet buluruz diye. biletler öğleden sonra ali sami yen stadında satılacak dendi aynen gerisin geriye döndük asy'e.
tabii öğrencilik zamanları paraya baba diyoruz. bütün bu git-geller hep tabanvayla gerçekleşiyor. neyse ki haftalık harçlıklar biriktirilerek, verlen yol parasını her gün okmeydanı - taksim arasını yürüyerek gitmeyi göze alarak denkleştirilen parayla o tarihi maçın bileti cebime giriyor.
ulan dedik bir maç için bu kadar çile çekilebilir mi? ne bilelim asıl çilenin maç günü olacağını.
velhasıl maç günü geldi çattı. azığımızı hazırlayıp dershaneye diye evden çıkıp doğruca asy'e doğru yol aldım. allahım bu nasıl bir soğuk. neredeyse 3 - 4 kat giyindiğim halde acayip üşüyorum. saat 11 - 12 civarı stada girdik. yeni açık üstte numaralı tarafına doğru bir yere çöktük. ama orada durmak ne mümkün. o muhteşem soğuk hava saat 14:00 gibi felaket bir yağmura döndü. ve ne gariptir ki o yağmur maç başlayınca birden durdu.
o maç içinde hatırladığım bir kaç şeyden birisi hagi'nin suat'ın kafasına doğru yaptığı orta pozisyonuydu. zaten o top ağlara doğru giderken bende en az 10 - 15 sıra aşağıya doğru yuvarlanmaktaydım. bir de çok centilmen geçmişti o maç neredeyse fuck you bile dememişti tribünler. son hatırladığım da maç sonrası kasımpaşalı arkadaş 3 gün hastanede yatmıştı.
inanın o maçı hatırladıkça şu sıcak yaz gecesinde bile bir üşüme geldi içime.
hey galatasaray sen ne büyük bir aşksın be kardeşim.
o zamanlar dershanedeyiz. dershanenin bütün futbol manyakları sanki bizim sınıfta toplanmış ulan hadi ben o maça gittim çünkü galatasaraylıyım. peki kasımpaşalı, trabzonsporluların ne işi vardı benimle birlikte o maçta. tamam onları da anladık anadolu takımı taraftarları, galatasaraya sempati duyabilirler. peki her pazartesi gs - fb muhabbeti yüzünden neredeyse birbirimizin boğazına sarıldığımız fenerbahçeli eleman neden gelmişti o maça?
bilet almak için önce sabahın kör bir saatinde ali sami yen numaralı altında sıraya girdik. bilet yok dediler. ordan hasnun galip'e gittik bir umut bilet buluruz diye. biletler öğleden sonra ali sami yen stadında satılacak dendi aynen gerisin geriye döndük asy'e.
tabii öğrencilik zamanları paraya baba diyoruz. bütün bu git-geller hep tabanvayla gerçekleşiyor. neyse ki haftalık harçlıklar biriktirilerek, verlen yol parasını her gün okmeydanı - taksim arasını yürüyerek gitmeyi göze alarak denkleştirilen parayla o tarihi maçın bileti cebime giriyor.
ulan dedik bir maç için bu kadar çile çekilebilir mi? ne bilelim asıl çilenin maç günü olacağını.
velhasıl maç günü geldi çattı. azığımızı hazırlayıp dershaneye diye evden çıkıp doğruca asy'e doğru yol aldım. allahım bu nasıl bir soğuk. neredeyse 3 - 4 kat giyindiğim halde acayip üşüyorum. saat 11 - 12 civarı stada girdik. yeni açık üstte numaralı tarafına doğru bir yere çöktük. ama orada durmak ne mümkün. o muhteşem soğuk hava saat 14:00 gibi felaket bir yağmura döndü. ve ne gariptir ki o yağmur maç başlayınca birden durdu.
o maç içinde hatırladığım bir kaç şeyden birisi hagi'nin suat'ın kafasına doğru yaptığı orta pozisyonuydu. zaten o top ağlara doğru giderken bende en az 10 - 15 sıra aşağıya doğru yuvarlanmaktaydım. bir de çok centilmen geçmişti o maç neredeyse fuck you bile dememişti tribünler. son hatırladığım da maç sonrası kasımpaşalı arkadaş 3 gün hastanede yatmıştı.
inanın o maçı hatırladıkça şu sıcak yaz gecesinde bile bir üşüme geldi içime.
hey galatasaray sen ne büyük bir aşksın be kardeşim.