386
türkiye'deki büyük bir boşluğu kapattıkları kesin. başta futbol ve basketbolun populer olduğu bir ülkede büyük bir kitleye hitap ediyorlar.
öncelikle piyasanın en iyi spikerlerine sahipler. ercan taner, murat kosova, güntekin onay, ersin düzen maçları daha keyifli hale getiren adamlar. nba, serie a, la liga, wimbledon gibi izlenirliği yüksek spor yayınlarını gayet güzel aktarıyorlar. örneğin basketbolda kimden veya nerden duyduğumu hatırlamıyorum ama "futbolda muadili olmayan bir adam" olan kaan kural gibi bir yorumcuya sahipler. özellikle nba hakkında ülkede kendisinden daha fazla bilgiye sahip olduğunu düşündüğüm başka bir adam yok. murat kosova ile ntv'nin kendi içinde yarattığı markalardan biri oldular. futbol mundial, çeşitli belgeseller, bilgi yarışmaları gibi başarılı alternatif programlara sahipler.
yorumcu tercihlerine bakıldığında aslında kanal kurulduğunda mert aydın ve uğur meleke gibi herkesin üstünde hemfikir olduğu yorumcular öne çıkarken, geçtiğimiz sene daha çok izlenme kaygısından mı bilmiyorum, popülist davrandılar. tabi burada sergen yalçın ve mustafa doğan isimleri öne çıkıyor. uzun uzadıya bu isimleri irdelemeye gerek yok. şöhretleri dolayısıyla oraya oturdukları belli. kalıp cümleler, türkçe'yi iyi kullanamamaları, avrupa futboluna hakim olmamaları vs vs vs.
bir de kanalın bir numaralı ekran yüzü var. rıdvan dilmen tabi ki. açıkça söylüyorum bu durum benim için gayet kabul edilebilir. çünkü rıdvan dilmen işinden, okulundan, ailesinden arta kalan zamanlarda futbolla "orta düzeyde" ilgilenen adam için bulunmaz nimet. teknik taktik olayına girer, eski futbolcu olmasından mütevellit futbolcu ve teknik direktör psikolojisinden kendince anlar ve bütün bunları basit cümlelerle, insanı yormayacak şekilde anlatır. ancak bizim gibi futbolla gayet yakinen ilgilenen adamlar için yetersizdir. rıdvan'ın tezine anında gayet mantıklı antitezler üretebilecek birçok sözlük yazarı, blog yazarı var. o yüzdendir ki futbola bizim bakamadığımız açıdan da bakabilen, futbol kültürü oldukça geniş olan başta aceto balsamico olmak üzere bloglar ve sözlükler bu denli okunuyor. kendi adıma konuşayım ben rıdvan dilmen'i sadece fenerbahçe yenilince izliyorum, hepimizce malum sebeplerden.
kanala eskisi gibi güvendiğimi söyleyemem özellikle transfer sezonunda, gerçi transfer konusunda bir kanal ne kadar güvenilir olabilir bilmiyorum. taraflılık konusunda ara sıra ben de kendilerine sinirlensem de durumun sözlükte abartıldığı kadar olduğunu da düşünmüyorum. şimdilik en büyük şansları alternatiflerinin olmaması. her ne kadar kendilerinden umutlu olmasam da trtspor yayına girdiğinde defoları ya da artıları daha net ortaya çıkacaktır elbet. yine de en fazla izlediğim kanaldır ntvspor.
öncelikle piyasanın en iyi spikerlerine sahipler. ercan taner, murat kosova, güntekin onay, ersin düzen maçları daha keyifli hale getiren adamlar. nba, serie a, la liga, wimbledon gibi izlenirliği yüksek spor yayınlarını gayet güzel aktarıyorlar. örneğin basketbolda kimden veya nerden duyduğumu hatırlamıyorum ama "futbolda muadili olmayan bir adam" olan kaan kural gibi bir yorumcuya sahipler. özellikle nba hakkında ülkede kendisinden daha fazla bilgiye sahip olduğunu düşündüğüm başka bir adam yok. murat kosova ile ntv'nin kendi içinde yarattığı markalardan biri oldular. futbol mundial, çeşitli belgeseller, bilgi yarışmaları gibi başarılı alternatif programlara sahipler.
yorumcu tercihlerine bakıldığında aslında kanal kurulduğunda mert aydın ve uğur meleke gibi herkesin üstünde hemfikir olduğu yorumcular öne çıkarken, geçtiğimiz sene daha çok izlenme kaygısından mı bilmiyorum, popülist davrandılar. tabi burada sergen yalçın ve mustafa doğan isimleri öne çıkıyor. uzun uzadıya bu isimleri irdelemeye gerek yok. şöhretleri dolayısıyla oraya oturdukları belli. kalıp cümleler, türkçe'yi iyi kullanamamaları, avrupa futboluna hakim olmamaları vs vs vs.
bir de kanalın bir numaralı ekran yüzü var. rıdvan dilmen tabi ki. açıkça söylüyorum bu durum benim için gayet kabul edilebilir. çünkü rıdvan dilmen işinden, okulundan, ailesinden arta kalan zamanlarda futbolla "orta düzeyde" ilgilenen adam için bulunmaz nimet. teknik taktik olayına girer, eski futbolcu olmasından mütevellit futbolcu ve teknik direktör psikolojisinden kendince anlar ve bütün bunları basit cümlelerle, insanı yormayacak şekilde anlatır. ancak bizim gibi futbolla gayet yakinen ilgilenen adamlar için yetersizdir. rıdvan'ın tezine anında gayet mantıklı antitezler üretebilecek birçok sözlük yazarı, blog yazarı var. o yüzdendir ki futbola bizim bakamadığımız açıdan da bakabilen, futbol kültürü oldukça geniş olan başta aceto balsamico olmak üzere bloglar ve sözlükler bu denli okunuyor. kendi adıma konuşayım ben rıdvan dilmen'i sadece fenerbahçe yenilince izliyorum, hepimizce malum sebeplerden.
kanala eskisi gibi güvendiğimi söyleyemem özellikle transfer sezonunda, gerçi transfer konusunda bir kanal ne kadar güvenilir olabilir bilmiyorum. taraflılık konusunda ara sıra ben de kendilerine sinirlensem de durumun sözlükte abartıldığı kadar olduğunu da düşünmüyorum. şimdilik en büyük şansları alternatiflerinin olmaması. her ne kadar kendilerinden umutlu olmasam da trtspor yayına girdiğinde defoları ya da artıları daha net ortaya çıkacaktır elbet. yine de en fazla izlediğim kanaldır ntvspor.
