18505
kendisi hakkında 15 gün önceki görüşlerle bugünkü arasında büyük fark olmasının sebebi, 90. dakikada davinson sanchez'in çizgiden çıkardığı top olmasa, uzatmalarına yunus, osimhen ve barış olmadan gireceği fenerbahçe deplasmanında kazanılan 2-1 galibiyettir ve şaşırtıcıdır. evet futbolda "olsaydı, girseydi" ile analiz yapılmaz ve evet o maçta galatasaray'ın da "girseydi" diyebileceğimiz pozisyonları var, fakat bahsedilen pozisyonun 90. dakikada olması onu daha kritik hale getiriyor.
veya o maçı çıkardığımızı ve oynamadığımızı düşünün. galatasaray fenerbahçe karşısında ligde 8 puanlık farkın 3 puana indiği bir dönemi yaşamış olacaktı. yani kupada alınan o galibiyetin aslında ligle bir alakası pek yok ve fenerbahçe de, trabzonspor sağolsun bu şoku üzerinden çabuk attı.
ben ayrıca bütün destek ve olumlu düşüncelerin, yerel lig şampiyonluğuna bu kadar odaklı yapılmasını da anlamıyorum. bu takım bu sezon, elinde osimhen gibi bir silah ve 60 milyon euro maaş alan bir kadro varken hala ligde beşiktaş ve kasımpaşa maçlarındaki kayıpları yapıyorsa ve ikna edici bir futbol oynamıyorsa, gelecek sezon şampiyonlar ligi'nde ne yapacağını da düşünmek zorundayız. rfs, malmö, dinamo kiev'e ancak diş geçirebilmiş bir hocanın gelecek sezon ispanyol, ingiliz, italyan, alman takımlarını geçtim brest, monaco, benfica, sporting lizbon, hatta celtic, club brugge gibi takımlara karşı ne yapabileceğini tahmin etmek zor değil ve bunun antitezi, şu anda kupada yoluna devam eden tottenham'ın çok kötü bir dönemden geçerken içeride 3-2 mağlup edildiği maç değil.
yoksa bu takım türkiye ligi'nde zaten bunu oynuyor, geçen sezonun sonunda da bunu oynuyordu ve ligi rakibinin 3 puan önünde kazanabildi, yine oradayız. sorun bu kadar maaş yükü olan ve bonservislere 10'ar 10'ar veren bir kulübün, gelecek sezon, yıllık 80 bin euro maaş alan sağ bekten veya 400 bin alan 10 numaradan gol yiyip yemeyeceği ya da yine bir şubat deplasmanında 60. dakikada 10 kişi kalıp dağılıp dağılmayacağımız.
veya o maçı çıkardığımızı ve oynamadığımızı düşünün. galatasaray fenerbahçe karşısında ligde 8 puanlık farkın 3 puana indiği bir dönemi yaşamış olacaktı. yani kupada alınan o galibiyetin aslında ligle bir alakası pek yok ve fenerbahçe de, trabzonspor sağolsun bu şoku üzerinden çabuk attı.
ben ayrıca bütün destek ve olumlu düşüncelerin, yerel lig şampiyonluğuna bu kadar odaklı yapılmasını da anlamıyorum. bu takım bu sezon, elinde osimhen gibi bir silah ve 60 milyon euro maaş alan bir kadro varken hala ligde beşiktaş ve kasımpaşa maçlarındaki kayıpları yapıyorsa ve ikna edici bir futbol oynamıyorsa, gelecek sezon şampiyonlar ligi'nde ne yapacağını da düşünmek zorundayız. rfs, malmö, dinamo kiev'e ancak diş geçirebilmiş bir hocanın gelecek sezon ispanyol, ingiliz, italyan, alman takımlarını geçtim brest, monaco, benfica, sporting lizbon, hatta celtic, club brugge gibi takımlara karşı ne yapabileceğini tahmin etmek zor değil ve bunun antitezi, şu anda kupada yoluna devam eden tottenham'ın çok kötü bir dönemden geçerken içeride 3-2 mağlup edildiği maç değil.
yoksa bu takım türkiye ligi'nde zaten bunu oynuyor, geçen sezonun sonunda da bunu oynuyordu ve ligi rakibinin 3 puan önünde kazanabildi, yine oradayız. sorun bu kadar maaş yükü olan ve bonservislere 10'ar 10'ar veren bir kulübün, gelecek sezon, yıllık 80 bin euro maaş alan sağ bekten veya 400 bin alan 10 numaradan gol yiyip yemeyeceği ya da yine bir şubat deplasmanında 60. dakikada 10 kişi kalıp dağılıp dağılmayacağımız.
