5573
taraftarın çok büyük teveccüh ettiği, başkan olarak görmek istediği insan. transfer sihirbazı olarak bu güveni kazandı ama asıl olayı transfer değildi bu adamın. zira 24-25 sezonu transferleri bile 23-24 sezonu transferlerinden daha başarılı. elbette imkanlar aynı değil ama kıyaslarsak öyle. 22-23 sezonu transferleri ise zaten kendisi adına beklentiyi arttıran şeydi. erden timur'un asıl olayı ne peki? taraftarla kurduğu o iletişim, takımını sürekli saha dışında koruması, o kararlı ve galatasaray'a yakışan duruşu, florya'daki huzurlu ortamı sağlaması. bunlar bile erden timur'a o teveccüh için yeter. farkındaysanız oynamayan yahut sorunlu oyuncular bu sezon direkt ipleri atıyor. muslera-torreira-icardi'deki düşüşü bile buna bağlayabilirim. takımdaki genel form yahut konsantrasyon eksikliğini buna bağlayabilirim. çünkü okan buruk artık florya'da yalnız. erden timur etkisi sadece transferle, transfer aklıyla ölçülürse kendisine çok büyük haksızlık olur.
transfer olayına gelirsek; icardi, torreira gibi iki fırsat transferini ederinin çok altında indirince genel beklenti çok arttı. o da bu övgüden etkilendi ki elmaları armutlar ile karıştırmaya başladı. benim karakter analizinden daha sağlam bir futbolcu analizim var. mesele zaha: manu'ya genç yaşta gitmiş ama olmamış, crystal palace efsanesi olarak premier lig'de nam salmış. büyük etiket ama büyük takım bilmiyor. türkiye gibi ortamda iş yapması çok zor. mesela ziyech: ajax'tan sonra chelsea yapmış ama 26-27 yaşında. ajax'taki konforundan çok geç çıkmış, kaotik chelsea'de dikiş tutturamamış. yine büyük etiket ama büyük takım bilmiyor. büyük takımdan kasıt baskı ortamının yoğun olması. yoksa ajax da büyük takım ama büyük baskı var mı emin değilim. icardi tutar çünkü inter görmüş inter kaptanı olmuş. mertens tutar çünkü napoli görmüş, baskının ne demek olduğunu çok iyi biliyor. torreira tutar, atletico görmüş, arsenal görmüş, gezmiş dolaşmış. göreceksiniz, sakatlık falan olmazsa morata da tutar, çünkü büyük takımlardan gezerek yarım düzine yapmış. güney amerikalılar zaten biraz yetenekliyse o baskı ortamlarına çok alışık. türkiye'deki taraftar her zaman büyük etiket sever. bu yüzden gerçekçi olacağız ve bu popülist transferleri eleştirmemek lazım. ama profile de dikkat etmek lazım.
bir gün başkan yahut futbolun sorumlusu olarak gelecekse kendisinden transfer konusunda bu konulara dikkat etmesini isterim. ayrıca kendisinin de transfer etiiği yusuf demir tarzı isimlere de yönelip kadroda genç-tecrübeli dengesini sağlamalı. çünkü bu aynı zamanda kulübün mali geleceğinin sağlama alınması demek. bu maaş politikası, her 25 yaş üstü oyuncuya verilen en az 1.5 milyon eurolar kulübe kambur oluyor. daha etkisini hissetmedik ama hissedebiliriz. fenerbahçe'nin savurganlığı, transfer çalımı arzusu bizi bu kadar savurmamalı. bırakın onları, onlar farklı bir dünya.
sonuç olarak kendisinin ilk dönemi oldukça başarılıydı. tabi bize konuşmak kolay. her şeyi yaşayan o. saha dışında çok uğraşıldı bu adamla. içeriden dışarıdan saldırı gördü. bu yüzden işi de hiç kolay değildi. dediğim gibi transfer konusu ayrı bir mevzu. transferde de garanti diye bir şey yoktur. ama ileride futbolu tekrar yönetecekse ilk döneminden dersler de çıkarması lazım. ilginçtir taraftar okan buruk'tan daha fazla kendisine güveniyor. bu her galatasaraylıya nasip olmaz. bu yüzden sayın başkan hazırlıklarına şimdiden başla. sağlam bir ekiple galatasaray'ı çağ atlatacak adam sen gibi görünüyorsun.
transfer olayına gelirsek; icardi, torreira gibi iki fırsat transferini ederinin çok altında indirince genel beklenti çok arttı. o da bu övgüden etkilendi ki elmaları armutlar ile karıştırmaya başladı. benim karakter analizinden daha sağlam bir futbolcu analizim var. mesele zaha: manu'ya genç yaşta gitmiş ama olmamış, crystal palace efsanesi olarak premier lig'de nam salmış. büyük etiket ama büyük takım bilmiyor. türkiye gibi ortamda iş yapması çok zor. mesela ziyech: ajax'tan sonra chelsea yapmış ama 26-27 yaşında. ajax'taki konforundan çok geç çıkmış, kaotik chelsea'de dikiş tutturamamış. yine büyük etiket ama büyük takım bilmiyor. büyük takımdan kasıt baskı ortamının yoğun olması. yoksa ajax da büyük takım ama büyük baskı var mı emin değilim. icardi tutar çünkü inter görmüş inter kaptanı olmuş. mertens tutar çünkü napoli görmüş, baskının ne demek olduğunu çok iyi biliyor. torreira tutar, atletico görmüş, arsenal görmüş, gezmiş dolaşmış. göreceksiniz, sakatlık falan olmazsa morata da tutar, çünkü büyük takımlardan gezerek yarım düzine yapmış. güney amerikalılar zaten biraz yetenekliyse o baskı ortamlarına çok alışık. türkiye'deki taraftar her zaman büyük etiket sever. bu yüzden gerçekçi olacağız ve bu popülist transferleri eleştirmemek lazım. ama profile de dikkat etmek lazım.
bir gün başkan yahut futbolun sorumlusu olarak gelecekse kendisinden transfer konusunda bu konulara dikkat etmesini isterim. ayrıca kendisinin de transfer etiiği yusuf demir tarzı isimlere de yönelip kadroda genç-tecrübeli dengesini sağlamalı. çünkü bu aynı zamanda kulübün mali geleceğinin sağlama alınması demek. bu maaş politikası, her 25 yaş üstü oyuncuya verilen en az 1.5 milyon eurolar kulübe kambur oluyor. daha etkisini hissetmedik ama hissedebiliriz. fenerbahçe'nin savurganlığı, transfer çalımı arzusu bizi bu kadar savurmamalı. bırakın onları, onlar farklı bir dünya.
sonuç olarak kendisinin ilk dönemi oldukça başarılıydı. tabi bize konuşmak kolay. her şeyi yaşayan o. saha dışında çok uğraşıldı bu adamla. içeriden dışarıdan saldırı gördü. bu yüzden işi de hiç kolay değildi. dediğim gibi transfer konusu ayrı bir mevzu. transferde de garanti diye bir şey yoktur. ama ileride futbolu tekrar yönetecekse ilk döneminden dersler de çıkarması lazım. ilginçtir taraftar okan buruk'tan daha fazla kendisine güveniyor. bu her galatasaraylıya nasip olmaz. bu yüzden sayın başkan hazırlıklarına şimdiden başla. sağlam bir ekiple galatasaray'ı çağ atlatacak adam sen gibi görünüyorsun.
