48
21.30 sularında biz galatasaraylıları ekrana kilitleyen maçtı. çünkü elano'lu brezilya ile keita'lı fildişi sahili karşı karşıya geliordu. hepimiz onlara dikkat kesildik. n'apıcaklar, nasıl oynayacaklar sorularını gün boyunca aklımızdan çıkarmamıştık. maç iyi de başladı kontrollü gitmesine rağmen brezilya* 2-0 öne geçmişti ve skorunu genişletme hamlelerine başlamıştı. ne olduysa elano 3. golü attıktan sonra başladı. fildişi sahili takımı biraz da kıtasının sorumluğundan mıdır bilinmez agresifleşmeye başladılar. ilk kurban da malesef elano oldu. eğer çok sertve kasti bir tekme sonucu oyundan alınmak zorunda kaldı elano. umarım tekmeliği yeterince koruyabilmiştir pek öyle gözükmese de. daha sonra biraz burkulduk. ama o anda keita girdi diye mutlu olduk. ama o da agresfileşen takımına ayak uydurdu. yaptığı hareket sonucu zaten atılacak olan kaka'nın pozisyonda göğsüne gelen, çok da sert olmayan darbe sonucu yüzünü tuttu. oscar'lık düşüşüyle bizleri oldukça üzdü. buna benzer yakışıksız davranışlarla maç da bitti zaten.
sonuç olarak bunca umutla televizyonun başına geçtiğimiz maçın sonunda elimizde kalan; bir tane ayağı eline verilen ve akıbeti ne olduğu henüz belli olmayan bir oyuncumuz ile yaptığı davranış herkesçe ayıplanmış, anti-fair play davranışında bir oyuncumuz...
yazık, çok yazık...
sonuç olarak bunca umutla televizyonun başına geçtiğimiz maçın sonunda elimizde kalan; bir tane ayağı eline verilen ve akıbeti ne olduğu henüz belli olmayan bir oyuncumuz ile yaptığı davranış herkesçe ayıplanmış, anti-fair play davranışında bir oyuncumuz...
yazık, çok yazık...