811
başlıklarda her yer aldığında, arkadaş ortamında bahsi açıldığında yada sevdiğimiz galatasaray'lı yayıncıları her izlediğimizde, ezcümle ismi geçen her ortamda "yine ne oldu acaba" diye içimizden geçiren mağazacılık markamız.
36 yaşındayım, asy'nin önündeki türlü türlü ürün satan insanları gördüğüm zamandan beri bütün bu yıllar içerisinde futbolda durumumuz her ne olursa olsun, klübümüzün mali - yönetimsel durumu her ne olursa olsun asla başarılı olamayan bir organizasyon.
işin lojistik, e-ticaret, fiziki mağazacılık, tasarım vs. gibi bir çok kolu var ancak benim bunlar hakkında hiç bir profesyonel yorum yapabilecek yetkinliğim yok. pazarlama iletişimi alanı kendi uzmanlık alanım olduğu için işin ne kadar "amatör" yapıldığına dair ufak bir bilgi paylaşayım. sizin bir e-ticaret siteniz varsa bu siteden elde ettiğiniz gelirin önemli bir kısmını bizim performans yayınları dediğimiz alandan kazanırsınız. bunu geniş olarak burada anlatmak çok kolay değil ancak en basit şekildeki örneklerinden sadece bir tanesi örneğin ben gsstore.com'a girip bir forma ekledim ancak satın almadan siteden çıktım. panel bu kişiye hatırlatma reklamı çıkarak satın almayı tamamlatmayı hedefler. bu bir e-ticaret sitesinde yapılabilecek en temel ve en basit işlerden birisidir. ayrıca bunun gibi bir çok farklı performans hedeflemesi tamamen satış odaklı olduğu ve "reklam yatırımının geri dönüşü" mantığıyla optimize olduğu için bu alana yapılan "reklam harcamaları" asla imaj vs. gibi ölçümlenemeyen metriklerle de yönetilmemekte. basit bir özetle, bir e-ticaret sitesi o siteye gelen alışverişçiye bir satış dönemi (diyelim ki bir yıl) içerisinde en fazla sepet tutarını harcatma mantığıyla çalışan performans yayınları kurgusuna sahiptir.
önemli bir fark buradaki "alışverişçi" terimi pazarlamadan çeviri olarak "ın-market" yani pazarda o mal/ürün/hizmet için almaya hazır farklı alternatifleri inceleyen kişiler için kullanılan tabirken. biz, yani galatasaray taraftarı, zaten bu ürünleri bize olan rasyonel veya fonksiyonel faydalarından bağımsız olarak ana hedefi klübe destek vermek olarak satın alıyoruz. yani bu döngüde aslında işlerin tamamen ticari kaygılar ile kurulan klasik bir firmadan çok çok daha rahat işliyor olması lazım.
temenniden öteye gitmeyecek ancak umarım bir gün gsstore markası klübümüzün vizyonuna uygun şekilde yönetilir; bunun için somut bir önerim de var. stad, tesis, riva arazisi gibi inşaatlar örneğin söz konusu olduğu zaman, bu işi biz yaparsak yeterince kârlı bir operasyon olmaz diyoruz ancak mağazacılık'a geldiğimizde, nedense ve ısrarla, klüp bütün operasyonu kendisi yapmaya çalışıyor. bu işi çok daha iyi yapabilecek, tabiki galatasaray genel kurulunun denetimi altında, bir firma ile kâr paylaşımı şeklinde ve özellikle global dağıtımı gerçekleştirebilecek, bizlerin beklentilerini karşılayabilecek hatta ismini de koyalım "elit takımlar'ın" seviyesine eriştirebilecek şekilde ortaklaşa gerçekleştirilmesi gerekiyor.
36 yaşındayım, asy'nin önündeki türlü türlü ürün satan insanları gördüğüm zamandan beri bütün bu yıllar içerisinde futbolda durumumuz her ne olursa olsun, klübümüzün mali - yönetimsel durumu her ne olursa olsun asla başarılı olamayan bir organizasyon.
işin lojistik, e-ticaret, fiziki mağazacılık, tasarım vs. gibi bir çok kolu var ancak benim bunlar hakkında hiç bir profesyonel yorum yapabilecek yetkinliğim yok. pazarlama iletişimi alanı kendi uzmanlık alanım olduğu için işin ne kadar "amatör" yapıldığına dair ufak bir bilgi paylaşayım. sizin bir e-ticaret siteniz varsa bu siteden elde ettiğiniz gelirin önemli bir kısmını bizim performans yayınları dediğimiz alandan kazanırsınız. bunu geniş olarak burada anlatmak çok kolay değil ancak en basit şekildeki örneklerinden sadece bir tanesi örneğin ben gsstore.com'a girip bir forma ekledim ancak satın almadan siteden çıktım. panel bu kişiye hatırlatma reklamı çıkarak satın almayı tamamlatmayı hedefler. bu bir e-ticaret sitesinde yapılabilecek en temel ve en basit işlerden birisidir. ayrıca bunun gibi bir çok farklı performans hedeflemesi tamamen satış odaklı olduğu ve "reklam yatırımının geri dönüşü" mantığıyla optimize olduğu için bu alana yapılan "reklam harcamaları" asla imaj vs. gibi ölçümlenemeyen metriklerle de yönetilmemekte. basit bir özetle, bir e-ticaret sitesi o siteye gelen alışverişçiye bir satış dönemi (diyelim ki bir yıl) içerisinde en fazla sepet tutarını harcatma mantığıyla çalışan performans yayınları kurgusuna sahiptir.
önemli bir fark buradaki "alışverişçi" terimi pazarlamadan çeviri olarak "ın-market" yani pazarda o mal/ürün/hizmet için almaya hazır farklı alternatifleri inceleyen kişiler için kullanılan tabirken. biz, yani galatasaray taraftarı, zaten bu ürünleri bize olan rasyonel veya fonksiyonel faydalarından bağımsız olarak ana hedefi klübe destek vermek olarak satın alıyoruz. yani bu döngüde aslında işlerin tamamen ticari kaygılar ile kurulan klasik bir firmadan çok çok daha rahat işliyor olması lazım.
temenniden öteye gitmeyecek ancak umarım bir gün gsstore markası klübümüzün vizyonuna uygun şekilde yönetilir; bunun için somut bir önerim de var. stad, tesis, riva arazisi gibi inşaatlar örneğin söz konusu olduğu zaman, bu işi biz yaparsak yeterince kârlı bir operasyon olmaz diyoruz ancak mağazacılık'a geldiğimizde, nedense ve ısrarla, klüp bütün operasyonu kendisi yapmaya çalışıyor. bu işi çok daha iyi yapabilecek, tabiki galatasaray genel kurulunun denetimi altında, bir firma ile kâr paylaşımı şeklinde ve özellikle global dağıtımı gerçekleştirebilecek, bizlerin beklentilerini karşılayabilecek hatta ismini de koyalım "elit takımlar'ın" seviyesine eriştirebilecek şekilde ortaklaşa gerçekleştirilmesi gerekiyor.
