5131
altyapıdan henüz çıkmamış futbolcumuz. sürekli niye şu hoca bu hoca diye bir şey ispat etmeye çalışılıyor anlamıyorum. acayip yetenekli olduğu zaten terim'in ilk kez 11'de başlattığı türkiye kupasında yaptığı hat-trick ile belli olmuştu. yanılmıyorsam o sezon devre arası anderlecht 3 milyon euro önermiş ve biz satmamıştık.
ilk çıktığı zamanlarda bizde bir türlü o patlamayı yapamadı. ki bu da gayet normaldi. ilk defa adana demirspor'a kiralık olarak gittiğinde montella ile çok ciddi çıkış yaptı. eğer adana demirspor futbolcusu olsaydı muhtemelen o sene bizle beraber fenerbahçe'yi peşinden koşturur ve en az 7 8 milyon euro bonservis ile fenerbahçe'ye kaptırırdık. malum oğuz aydın'ın durumu ortada. tekrar bize döndü yine olmadı. leicester city'de rotasyon oynadı hatta avrupa şampiyonasında türk milli takımında portekiz maçına 11 çıktı.
peki bu sezona baktığımızda ne değişti; bir kere yunus duygusal, sürekli kendini ispat etmeye calışan ve bu yüzden de özgüven eksikliği olan bir karakter. bu sezon yükselişinin pozisyonu ile taktik ile vs. bir alakası olduğunu düşünmüyorum. bence tamamen mental bir etki olduğunu düşünüyorum. yoksa 4 adamın arasından çıkmayı, 3 maça 1 cepheden hagivari şutlarla gol atmayı hangi taktik açıklayabilir ki?
önünde yöresinde çuvalla yatırım yaptığın topçu olmadığı için, kerem aktürkoğlu, zaha vs. de ayrılınca artık ne yaparsam yapayım bir sonraki maç yedek kalacağım korkusu tamamen ortadan kalkmış oldu. hep savundum arkasında durulması gerektiğini. geçen sezon da savundum. yine yazıyorum yazmaya da devam edeceğim; allah'tan zalewski transferi yattı. yönetim beceremedi. becermiş olsa idi devre arası yunus 3 e 5 e x bir avrupa takımına satılır. bu hikaye de hiç başlamadan kapanırdı. böylelikle hem 10 milyon euro cebimize kaldı hem de yunus gibi bir cevheri kazanmış olduk.
yunus'un kazandığı bu mental rahatlama, oldukça kaliteli ve oturmuş kadroda oynama imkanı ile de birleşince zaten oldukça yetenekli olan altyapı ürünümüz sonunda bizde patlama yapmayı başardı. ne diyelim bundan sonra ayağına taş, gözüne yaş değmesin. yolu bahtı açık olsun.
ilk çıktığı zamanlarda bizde bir türlü o patlamayı yapamadı. ki bu da gayet normaldi. ilk defa adana demirspor'a kiralık olarak gittiğinde montella ile çok ciddi çıkış yaptı. eğer adana demirspor futbolcusu olsaydı muhtemelen o sene bizle beraber fenerbahçe'yi peşinden koşturur ve en az 7 8 milyon euro bonservis ile fenerbahçe'ye kaptırırdık. malum oğuz aydın'ın durumu ortada. tekrar bize döndü yine olmadı. leicester city'de rotasyon oynadı hatta avrupa şampiyonasında türk milli takımında portekiz maçına 11 çıktı.
peki bu sezona baktığımızda ne değişti; bir kere yunus duygusal, sürekli kendini ispat etmeye calışan ve bu yüzden de özgüven eksikliği olan bir karakter. bu sezon yükselişinin pozisyonu ile taktik ile vs. bir alakası olduğunu düşünmüyorum. bence tamamen mental bir etki olduğunu düşünüyorum. yoksa 4 adamın arasından çıkmayı, 3 maça 1 cepheden hagivari şutlarla gol atmayı hangi taktik açıklayabilir ki?
önünde yöresinde çuvalla yatırım yaptığın topçu olmadığı için, kerem aktürkoğlu, zaha vs. de ayrılınca artık ne yaparsam yapayım bir sonraki maç yedek kalacağım korkusu tamamen ortadan kalkmış oldu. hep savundum arkasında durulması gerektiğini. geçen sezon da savundum. yine yazıyorum yazmaya da devam edeceğim; allah'tan zalewski transferi yattı. yönetim beceremedi. becermiş olsa idi devre arası yunus 3 e 5 e x bir avrupa takımına satılır. bu hikaye de hiç başlamadan kapanırdı. böylelikle hem 10 milyon euro cebimize kaldı hem de yunus gibi bir cevheri kazanmış olduk.
yunus'un kazandığı bu mental rahatlama, oldukça kaliteli ve oturmuş kadroda oynama imkanı ile de birleşince zaten oldukça yetenekli olan altyapı ürünümüz sonunda bizde patlama yapmayı başardı. ne diyelim bundan sonra ayağına taş, gözüne yaş değmesin. yolu bahtı açık olsun.