700
kayseri'de karşılaşma sona ermiş, galatasaray koskoca bir 2024 senesini deplasmanda maç kaybetmeden bitirmiş, oyuncular tatile gitmeden sevinçlerini taraftarla paylaşırken, muslera gencecik berat'ı en öne yollayıp, üçlü çektiriyordu... bitmiyordu, maç fotosu olarak da berat en önde, arkadaşları arkasında objektiflere poz veriyordu...
gün içi babannesinin vefat haberini almıştı berat, buna rağmen gencecik yaşına rağmen "dirayet" göstermiş, maça çıkmıştı... arkadaşlarının özverisini takdir ediyor, onun acısını da paylaşıyordu muslera ve arkadaşları...
rakiple formasını değiştiren ve bu soğukta sadece atletle kalan sanchez'e de bir anne duyarlılığı ile kabanını giydirmeye çalışıyordu mertens...
"galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır." demişti ya baba gündüz, işte onun tarif ettiği takım bugün kayseri'deydi...
nasıl yeneceksin bu galatasaray'ı? nasıl?
ara ara dolu, bazen de yağmur atıştıran soğuk bir pazar gününe galatasaray, ilk atakta bulduğu penaltı golüyle içini ısıtarak başladı taraftarının. son iki sezonda bu sahada üç puan alamamıştı okan hoca ama şimdi rakibi fenerbahçe'ye 8 puan fark yapma şansı vardı... bundan daha büyük motivasyon olur muydu?
golün arkasında fark ikiye çıkacaktı ki osimhen'in yunus'a "al da at" pasında ev sahibi savunma daha dikkatliydi. galatasaray oyunu rahat götürecek diye hesap ederken, kullanılan bir köşe vuruşunda adam paylaşımındaki hatalar bahoke'yi boş bıraktı, onun kafa vuruşunu herkes seyretti. kayseri attığı eşitlik sayısının moraliyle muslera'nın kalesine daha cesurca gitti, ikiyi de bulacaktı ki sanchez hızır gibi rakibinin şutunu yatarak engelledi.
son haftalarda galatasaray'ın parlayan yıldızı kimdir? şüphesiz bir çoklarının cevabı yunus olacaktı. işte o yunus, trabzon maçından sonra kayseri'de de "messileşti", orta sahadan aldığı topla rakip savunma üzerine alberto tomba misali slalomlarla gitti, osimhen'e aktardığı topta nijerya'lının pasında mertens kaçırdı ama barış affetmedi.
galatasaray yine öne geçmişti, topa eskisi kadar hakim olamıyor, orta sahada pres yapıp rakibi eksik yakalayamıyor, sol tarafı jakobs'la "yol geçen hanı" olmuş ama tabelada öndeydi. zira kaliteli ayaklara sahipti, sara savunma arkasına topu yolluyor, barış'tan önce savunma kornere atıyor, rakibin gol için karimi ile heyecanlandığı anda muslera "no pasaran" diyordu...
"atamayana atarlar" tabiri futbolun yazılı olmayan kurallarındandır. ikinci yarının başında yine galatasaray'ın sol tarafından kayserispor'un geliştirdiği bir akında muslera bir kez daha boa morte'ye geçit vermezken, dönüşünde yunus resital yaparak farkı ikiye çıkarıyordu. kayserispor'un kullandığı korner atışında topla buluşan genç yıldız, meşin yuvarlağı sürdü, sürdü, sürdü ve onurcan'ın koruduğu kalenin ceza sahasına girmeden bir hafta önce uğurcan'ı avladığı gibi onurcan'ı da kurbanlarının listesine ekledi... ne goldü ama... messi izlese alkışlamaktan avuçları patlardı... dries mertens ve osimhen ise şaşkınlıkla bakakalıyordu...
skoru ele geçiren deplasman ekibi, daha öz güvenli oynamaya, ev sahibi sarı kırmızılılar da motivasyonu kaybedince kayserispor kalesinde pozisyonlar da daha sık görülmeye başlandı. jakobs siftahı denedi, az farkla korner oldu, yunus'un jeneriklik şutu ahlar vahlar arasında direği sıyırdı da muslera'nın uzun topunda yine sahneye yunus çıktı, osimhen'i boş gördü, "kral" da ikinci golünü yazıverdi tereddütsüz.
üç dakika sonra osimhen'in "al da at"ını çömertce harcayan barış, oyun bitmeden yunus'un ikramında karadeniz inatçılığı ile topa abandı, bereket üst direk kırılmadı ama tabela değişiyordu: 1-5...
atılan her golü berat'a armağan eden topçulara nazire yaparcasına okan hoca da genç topçuyu son dakikalar oyuna aldı, o da bı kısıtlı sürede yeteneklerini göstermekten geri kalmadı, batshuayi o harika pası gol yapsa, hanesine asist de yazdıracaktı genç berat...
hakem oyunu 9 dakika uzatsa da, maçın skorunu bağlamıştı futbolun ilahları, sanchez'in iki adımdan şutu onurcan'ın yüzünde patlıyor, bir dakika sonra muslera'dan seken top boş kaleye yuvarlarken boa morte, yine araya galatasaray ile 100. maçına çıkan abdulkerim'in o "tanrının ayağı" engel oluyordu...
5 yıldız yolunda rakibi fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftada hanesine üç puan yazdıran okan buruk artık sayısını akılda tutamadığımız onlarca rekoruna bir başka rekor daha eklerken, senenin son maçının bitiminde herkes 2025 yılında görüşmek dilekleriyle mutlu mesut tatile çıkıyordu...
iyi tatiller...
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-5galatasaray.html
gün içi babannesinin vefat haberini almıştı berat, buna rağmen gencecik yaşına rağmen "dirayet" göstermiş, maça çıkmıştı... arkadaşlarının özverisini takdir ediyor, onun acısını da paylaşıyordu muslera ve arkadaşları...
rakiple formasını değiştiren ve bu soğukta sadece atletle kalan sanchez'e de bir anne duyarlılığı ile kabanını giydirmeye çalışıyordu mertens...
"galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır." demişti ya baba gündüz, işte onun tarif ettiği takım bugün kayseri'deydi...
nasıl yeneceksin bu galatasaray'ı? nasıl?
ara ara dolu, bazen de yağmur atıştıran soğuk bir pazar gününe galatasaray, ilk atakta bulduğu penaltı golüyle içini ısıtarak başladı taraftarının. son iki sezonda bu sahada üç puan alamamıştı okan hoca ama şimdi rakibi fenerbahçe'ye 8 puan fark yapma şansı vardı... bundan daha büyük motivasyon olur muydu?
golün arkasında fark ikiye çıkacaktı ki osimhen'in yunus'a "al da at" pasında ev sahibi savunma daha dikkatliydi. galatasaray oyunu rahat götürecek diye hesap ederken, kullanılan bir köşe vuruşunda adam paylaşımındaki hatalar bahoke'yi boş bıraktı, onun kafa vuruşunu herkes seyretti. kayseri attığı eşitlik sayısının moraliyle muslera'nın kalesine daha cesurca gitti, ikiyi de bulacaktı ki sanchez hızır gibi rakibinin şutunu yatarak engelledi.
son haftalarda galatasaray'ın parlayan yıldızı kimdir? şüphesiz bir çoklarının cevabı yunus olacaktı. işte o yunus, trabzon maçından sonra kayseri'de de "messileşti", orta sahadan aldığı topla rakip savunma üzerine alberto tomba misali slalomlarla gitti, osimhen'e aktardığı topta nijerya'lının pasında mertens kaçırdı ama barış affetmedi.
galatasaray yine öne geçmişti, topa eskisi kadar hakim olamıyor, orta sahada pres yapıp rakibi eksik yakalayamıyor, sol tarafı jakobs'la "yol geçen hanı" olmuş ama tabelada öndeydi. zira kaliteli ayaklara sahipti, sara savunma arkasına topu yolluyor, barış'tan önce savunma kornere atıyor, rakibin gol için karimi ile heyecanlandığı anda muslera "no pasaran" diyordu...
"atamayana atarlar" tabiri futbolun yazılı olmayan kurallarındandır. ikinci yarının başında yine galatasaray'ın sol tarafından kayserispor'un geliştirdiği bir akında muslera bir kez daha boa morte'ye geçit vermezken, dönüşünde yunus resital yaparak farkı ikiye çıkarıyordu. kayserispor'un kullandığı korner atışında topla buluşan genç yıldız, meşin yuvarlağı sürdü, sürdü, sürdü ve onurcan'ın koruduğu kalenin ceza sahasına girmeden bir hafta önce uğurcan'ı avladığı gibi onurcan'ı da kurbanlarının listesine ekledi... ne goldü ama... messi izlese alkışlamaktan avuçları patlardı... dries mertens ve osimhen ise şaşkınlıkla bakakalıyordu...
skoru ele geçiren deplasman ekibi, daha öz güvenli oynamaya, ev sahibi sarı kırmızılılar da motivasyonu kaybedince kayserispor kalesinde pozisyonlar da daha sık görülmeye başlandı. jakobs siftahı denedi, az farkla korner oldu, yunus'un jeneriklik şutu ahlar vahlar arasında direği sıyırdı da muslera'nın uzun topunda yine sahneye yunus çıktı, osimhen'i boş gördü, "kral" da ikinci golünü yazıverdi tereddütsüz.
üç dakika sonra osimhen'in "al da at"ını çömertce harcayan barış, oyun bitmeden yunus'un ikramında karadeniz inatçılığı ile topa abandı, bereket üst direk kırılmadı ama tabela değişiyordu: 1-5...
atılan her golü berat'a armağan eden topçulara nazire yaparcasına okan hoca da genç topçuyu son dakikalar oyuna aldı, o da bı kısıtlı sürede yeteneklerini göstermekten geri kalmadı, batshuayi o harika pası gol yapsa, hanesine asist de yazdıracaktı genç berat...
hakem oyunu 9 dakika uzatsa da, maçın skorunu bağlamıştı futbolun ilahları, sanchez'in iki adımdan şutu onurcan'ın yüzünde patlıyor, bir dakika sonra muslera'dan seken top boş kaleye yuvarlarken boa morte, yine araya galatasaray ile 100. maçına çıkan abdulkerim'in o "tanrının ayağı" engel oluyordu...
5 yıldız yolunda rakibi fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftada hanesine üç puan yazdıran okan buruk artık sayısını akılda tutamadığımız onlarca rekoruna bir başka rekor daha eklerken, senenin son maçının bitiminde herkes 2025 yılında görüşmek dilekleriyle mutlu mesut tatile çıkıyordu...
iyi tatiller...
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-5galatasaray.html