801
işlevini hep merak ettiğim "duyumculuk" kurumunun göz bebeği kişisi.
egemenler olarak elinizde iyi kötü güvenilir bir haber kaynağı varsa artık haberleri siz belirleyebiliyorsunuz.
yağız'ın durumu da bu. fenerli patronları ve galatasaraylı abileri tarafından gereksiz ama isabetli haberlerle parlatılıyor, sonra ne iş lazımsa yaptırılıyor veya bilakis kendisi yapıyor.
"barış alper 2 haftaya dönüyor" tweeti manipulatif haberciliğin en iyi örneklerindendi. tüm ülkenin ahlar vahlar çektiği ve ilk es verip sessizlik olduğu anda yağız haberi girdi: barış alper 2 haftaya dönüyor. bu kadar. başka hiçbir açıklama, bağlam gösterme vs. yok. bağlamı senin oluşturmanı istiyor çünkü. herkes bu çocuğa bir şey mi oldu ilk yarıyı mı kapattı filan diye düşünürken bomboş yalın bir satır: 2 haftaya dönüyor. herkesin zihninde beliren şey "çok abartmışlar bir şeyi yok çocuğun"
habercilik dili neden önemlidir? çünkü normalde haber yapılırken öncesi sonrası bir bağlam içinde verilir. gaddarca ve kasıtlı bir faulle cezalandırılmış gibi sakatlanarak maçın son anlarında sedyeyle oyundan çıkan futbolcudan haber bekleyenler için gerçek habercilik dili şu şekilde olur "barış alper'in sakatlığında korkulan olmadı. doktorlar 2 haftaya sahaya dönebileceğini belirttiler"
ama yağız böyle yazmaz. bunu yazarsa atıf "korkulan"a olur, o faule olur. barış'ın durumunun iyi olmasına sevinmemiz vurgusu yapar. yağız haberi şöyle verir; 2 haftaya dönüyormuş. okuyanlar olarak bizler de kolaylıkla "bir şey yokmuş yahu ne yaygara yapıyorlar" deriz.
bakın yılanın zehir kesesi neyse, yağız'ın bu twiti de odur. toplum mühendisliğinin, algı yönetiminin abecesidir.
yağız bu işlere yaradığı müddetçe ona gelen haber kaynakları, başka takımlardan da tabii ki çünkü neden siyaset yapmasınlar, kesilmeyecektir.
her şeyi yapsın ama bana gazeteci/muhabir numarası yapmasın. ibrahim haskoloğlu da ipliğin pazara çıkarıvermişti zamanında.
egemenler olarak elinizde iyi kötü güvenilir bir haber kaynağı varsa artık haberleri siz belirleyebiliyorsunuz.
yağız'ın durumu da bu. fenerli patronları ve galatasaraylı abileri tarafından gereksiz ama isabetli haberlerle parlatılıyor, sonra ne iş lazımsa yaptırılıyor veya bilakis kendisi yapıyor.
"barış alper 2 haftaya dönüyor" tweeti manipulatif haberciliğin en iyi örneklerindendi. tüm ülkenin ahlar vahlar çektiği ve ilk es verip sessizlik olduğu anda yağız haberi girdi: barış alper 2 haftaya dönüyor. bu kadar. başka hiçbir açıklama, bağlam gösterme vs. yok. bağlamı senin oluşturmanı istiyor çünkü. herkes bu çocuğa bir şey mi oldu ilk yarıyı mı kapattı filan diye düşünürken bomboş yalın bir satır: 2 haftaya dönüyor. herkesin zihninde beliren şey "çok abartmışlar bir şeyi yok çocuğun"
habercilik dili neden önemlidir? çünkü normalde haber yapılırken öncesi sonrası bir bağlam içinde verilir. gaddarca ve kasıtlı bir faulle cezalandırılmış gibi sakatlanarak maçın son anlarında sedyeyle oyundan çıkan futbolcudan haber bekleyenler için gerçek habercilik dili şu şekilde olur "barış alper'in sakatlığında korkulan olmadı. doktorlar 2 haftaya sahaya dönebileceğini belirttiler"
ama yağız böyle yazmaz. bunu yazarsa atıf "korkulan"a olur, o faule olur. barış'ın durumunun iyi olmasına sevinmemiz vurgusu yapar. yağız haberi şöyle verir; 2 haftaya dönüyormuş. okuyanlar olarak bizler de kolaylıkla "bir şey yokmuş yahu ne yaygara yapıyorlar" deriz.
bakın yılanın zehir kesesi neyse, yağız'ın bu twiti de odur. toplum mühendisliğinin, algı yönetiminin abecesidir.
yağız bu işlere yaradığı müddetçe ona gelen haber kaynakları, başka takımlardan da tabii ki çünkü neden siyaset yapmasınlar, kesilmeyecektir.
her şeyi yapsın ama bana gazeteci/muhabir numarası yapmasın. ibrahim haskoloğlu da ipliğin pazara çıkarıvermişti zamanında.
