1453
sahtekarın teki! diger sahtekarlarda ibrahim hacıosmanoğlu ve ali koc. karşısında adam gibi biri olsa, yerle bir ederdi kendisini o programda. çıkarmışlar oraya, herkesin "penaltı" dediğine "değil" diyen holigan bir fenerli ile beraber. utanma duyguları olsa, bu hafta galatasaray’ın penaltıları da, gaziantep’in penaltıları da verilmedi. hakem sayesinde puan aldılar, yani. bu kişiyle ve diğer fenerbahçeli trollerle onların anlayacağı dilden konuşmadıkça bir yere varamayız. yoksa karşına çıkar, yalanını söyler ve sonra keyifle gider.
galatasaray’ın yapması gereken çok basit:
eğer bir maç daha penaltımız verilmezse, ya da rakiplerimize haksız penaltılar verilirse, ya da nizami olmayan goller göz göre göre sayılırsa:
1. kulüpler birliği’nden çıkacağız.
2. türkiye futbol federasyonu’nu, doğru kişiler yönetene kadar tanımayacağız.
3. her maçta yanlış kararlar veren hakemleri tek tek ifşa edip savcılığa şikayet edeceğiz.
4. bu hakemleri atayanların ilişkilerini, karanlık bağlantılarını ortaya çıkaracağız.
5. yayıncı kuruluşa, mevcut anlaşma bittiği andan itibaren yayın haklarımızı vermeyeceğiz.
bundan itibaren şu taleplerimiz olmali. biz tff ve sistemine güvenmiyoruz. bunlari tartismalari azatlmak adina uygulamaya gecirin, yada gecirmeyin ve bütün ülke nasil sahtekar oldugunuzu görsün, biz biliyoruz zaten:
- yabancı hakemler ve var hakemleri getirilmeli.
- çizgi teknolojisi kullanılmalı.
- toplara çip takılmalı.
- gereken her teknolojik önlem alınmalı ve bu giderler tüm kulüpler tarafından karşılanmalı.
ayrıca, galatasaray hakkında asılsız ithamlarda bulunan sözde gazeteciler ve medya kuruluşlarına derhal davalar açılmalı. bu kişilere, hiçbir basın toplantısında yer verilmemeli. ne derlerse desinler; zaten konuşuyorlar!
futbol artık bir spor olmaktan çıkmış durumda. biz hala bu duruma spor olarak bakıyoruz ama çoktan başka bir şey olmuş. siyaset bu işin bir parçası olmuş, medya bir parçası olmuş. geçmişte farklı örgütlerin içinde yer almış, bugün çıkıp galatasaray’a “fetö’cü” diyenleri hala rezil edemiyorsak, bizde de bir sorun var demektir. yoksa böyle sadece izleriz ve haftaya sivas’ta da puanımızı çalarlar, ya da başka bir yerde.
bu şartlarda ne yaparsak yapalım, işimiz çok zor. eğer galatasaray düşman olarak görülüyorsa, o zaman büyüklüğünden ve markasından kimsenin faydalanmasına izin vermemeli.
demem o ki, artık konuşmak yetmiyor. görüldüğü üzere, bu kişiler ne anlamaya çalışıyor ne de adam gibi davranıyor. o yüzden eyleme geçmek gerek. görelim bakalım, nasıl durduruyorsun puanımızı çalanları, dursun başkan!
galatasaray’ın yapması gereken çok basit:
eğer bir maç daha penaltımız verilmezse, ya da rakiplerimize haksız penaltılar verilirse, ya da nizami olmayan goller göz göre göre sayılırsa:
1. kulüpler birliği’nden çıkacağız.
2. türkiye futbol federasyonu’nu, doğru kişiler yönetene kadar tanımayacağız.
3. her maçta yanlış kararlar veren hakemleri tek tek ifşa edip savcılığa şikayet edeceğiz.
4. bu hakemleri atayanların ilişkilerini, karanlık bağlantılarını ortaya çıkaracağız.
5. yayıncı kuruluşa, mevcut anlaşma bittiği andan itibaren yayın haklarımızı vermeyeceğiz.
bundan itibaren şu taleplerimiz olmali. biz tff ve sistemine güvenmiyoruz. bunlari tartismalari azatlmak adina uygulamaya gecirin, yada gecirmeyin ve bütün ülke nasil sahtekar oldugunuzu görsün, biz biliyoruz zaten:
- yabancı hakemler ve var hakemleri getirilmeli.
- çizgi teknolojisi kullanılmalı.
- toplara çip takılmalı.
- gereken her teknolojik önlem alınmalı ve bu giderler tüm kulüpler tarafından karşılanmalı.
ayrıca, galatasaray hakkında asılsız ithamlarda bulunan sözde gazeteciler ve medya kuruluşlarına derhal davalar açılmalı. bu kişilere, hiçbir basın toplantısında yer verilmemeli. ne derlerse desinler; zaten konuşuyorlar!
futbol artık bir spor olmaktan çıkmış durumda. biz hala bu duruma spor olarak bakıyoruz ama çoktan başka bir şey olmuş. siyaset bu işin bir parçası olmuş, medya bir parçası olmuş. geçmişte farklı örgütlerin içinde yer almış, bugün çıkıp galatasaray’a “fetö’cü” diyenleri hala rezil edemiyorsak, bizde de bir sorun var demektir. yoksa böyle sadece izleriz ve haftaya sivas’ta da puanımızı çalarlar, ya da başka bir yerde.
bu şartlarda ne yaparsak yapalım, işimiz çok zor. eğer galatasaray düşman olarak görülüyorsa, o zaman büyüklüğünden ve markasından kimsenin faydalanmasına izin vermemeli.
demem o ki, artık konuşmak yetmiyor. görüldüğü üzere, bu kişiler ne anlamaya çalışıyor ne de adam gibi davranıyor. o yüzden eyleme geçmek gerek. görelim bakalım, nasıl durduruyorsun puanımızı çalanları, dursun başkan!