1583
duran toplarda etkili, savunma aksiyonlarında bulunan, mücadeleden çekinmeyen, teknik, iki ayağı da iyi, uzun pasları ile takımı pozisyona sokabilen galatasaray tarihinin en pahalı transferi.
ilk geldiği günlerde transfer bedeli ile birçok tartışmalara konu olmuştu. özellikle championship'ten o paralara futbolcu alınması, hele hele bir de orta saha gibi yıllardır(özellikle gedson'un alınmaması ile gözümüz uzun zaman sonra orta saha görmüşken, ağzımıza çalınan bir parmak bal sonrası yine bir orta saha yokluğu yaşamamız ki öncesi zaten belli) problem yaşadığımız bir mevkide henüz olgunluk dönemine gelmemiş, potansiyeli yüksek ancak kendini henüz "tam olarak" kanıtlamamış bir oyuncunun tercih edilmesi birçok kişinin aklında soru işaretleri barındırıyordu. sahaya çıktığı ilk maçlarda takıma henüz alışmadan ortaya koyduğu performans, sisteme uzak oluşu ve daha önce oynamadığı bir tarzda oyun sergilemesinin kendisinden beklenmesi daha da fazla soru işareti koydu akıllara belki de. bir de neredeyse her yeni gelen oyuncunun takıma adapte olması için haftalar, hatta aylar beklememiz her transferde daha da sabırsız olmamıza sebep oluyordu bir noktada. brezilyalı, hayatının tamamını sadece ingiltere ve brezilya'da geçirmiş bir topçu olarak buraya adapte olması da ayrı bir zorluk aslında kendi açısından çünkü ada topçularının adadan çıkınca verdikleri performans ortada.
bütün bu baskılara ve potansiyel sorunlara rağmen ilk geldiği günden beri yükselen bir grafik sergiliyor. takıma büyük ölçüde adapte olmuş bir görüntü vermesi, sempatik ve pozitif bir havasının olması da takıma iyi yansıyor belli ki. ayrıca her geçen gün oyun temposunda artış oluyor. bunların hepsi sayesinde de zaten ilk geldiği günlerde konuşulan bu kadar parayı verdik ama geri dönüşü olacak mı sorusu zamanla harcanan en iyi para, sezonun transferi, çok iyi karakter ve çok iyi futbolcu yorumlarına dönüştü ve her geçen gün daha da ilerisine dönüşüyor.
galatasaray orta sahası o kadar teknik kapasitesi düşük oyuncular gördü ki kendisinden önce, topun ayağına yakıştığı bir orta sahaya sahip olmak aslında bizler için de hem şans hem de büyük bir seyir keyfi getiriyor yanında. hem savunmadan çıkışlarda hem de atak organizasyonlarımızın oluşmasında akıcı bir görüntü vermemizin en temel ve büyük rol sahibi de kendisi zaten. sürekli hareketli, topu arayan, isteyen ve dağıtan bir kişi. bu konuda sorumluluktan hiç kaçmıyor hatta takımı rahatlatıp pas opsiyonu olmak için topu alamayacak olsa bile başka birinin pas alması için alan yaratabiliyor. top sürme konusunda da yetenekli, hızlı düşünüyor, sanki pozisyonu önceden kafasında simüle edip öyle topu atıyor gibi attığı ara ve uzun toplar gol pozisyonuna dönüşebiliyor bir anda.
5 10 dakikalık skills videolarından topçu yorumlanmaz, göz boyar ancak gerçek performansı görünce hayal kırıklığı yaratır. bir umut videolardaki performansı alabilecek miyiz diye düşünüp dururuz ancak video ile realite aynı olmaz. kendisi videolardakinden fazlasını vadediyor. duran toplarda topun başında kendisini görünce acaba yine asistini yapacak mı dedirtiyor, sosyal medyada kullanılan tabirle topa koordinat giriyor adeta ve topu öyle yolluyor ve top istediği yerde oluyor topa dokunduktan sonra ki topun gittiği yerde hep o topa rahatça kafa vuracak bir oyuncumuz oluyor genelde. çok topçu gördüm galatasaray'da ancak böyle temiz ayaklısını, böyle gereksiz topla oynamayanını, böyle gösterişten uzak ama sanat icra ediyormuş hissiyatını verenini görmemiştim, hele brezilyalı bir topçunun bunları "yapmaması" yapmasından çok daha zorken. sanırım ilk defa şımarık olmayan, gösterişten uzak ve bu kadar sade ama etkili bir brezilyalı görüyorum.
geldiği günden bu yana merakla, lig başladığından beri de hayranlıkla seyrediyorum. umarım böyle devam eder ve her gün daha da gelişerek üstüne koyarak gider. böyle topçuların hastasıyız...
ve son olarak, istanbul bir saray, tek hakimi galatasaray.
ilk geldiği günlerde transfer bedeli ile birçok tartışmalara konu olmuştu. özellikle championship'ten o paralara futbolcu alınması, hele hele bir de orta saha gibi yıllardır(özellikle gedson'un alınmaması ile gözümüz uzun zaman sonra orta saha görmüşken, ağzımıza çalınan bir parmak bal sonrası yine bir orta saha yokluğu yaşamamız ki öncesi zaten belli) problem yaşadığımız bir mevkide henüz olgunluk dönemine gelmemiş, potansiyeli yüksek ancak kendini henüz "tam olarak" kanıtlamamış bir oyuncunun tercih edilmesi birçok kişinin aklında soru işaretleri barındırıyordu. sahaya çıktığı ilk maçlarda takıma henüz alışmadan ortaya koyduğu performans, sisteme uzak oluşu ve daha önce oynamadığı bir tarzda oyun sergilemesinin kendisinden beklenmesi daha da fazla soru işareti koydu akıllara belki de. bir de neredeyse her yeni gelen oyuncunun takıma adapte olması için haftalar, hatta aylar beklememiz her transferde daha da sabırsız olmamıza sebep oluyordu bir noktada. brezilyalı, hayatının tamamını sadece ingiltere ve brezilya'da geçirmiş bir topçu olarak buraya adapte olması da ayrı bir zorluk aslında kendi açısından çünkü ada topçularının adadan çıkınca verdikleri performans ortada.
bütün bu baskılara ve potansiyel sorunlara rağmen ilk geldiği günden beri yükselen bir grafik sergiliyor. takıma büyük ölçüde adapte olmuş bir görüntü vermesi, sempatik ve pozitif bir havasının olması da takıma iyi yansıyor belli ki. ayrıca her geçen gün oyun temposunda artış oluyor. bunların hepsi sayesinde de zaten ilk geldiği günlerde konuşulan bu kadar parayı verdik ama geri dönüşü olacak mı sorusu zamanla harcanan en iyi para, sezonun transferi, çok iyi karakter ve çok iyi futbolcu yorumlarına dönüştü ve her geçen gün daha da ilerisine dönüşüyor.
galatasaray orta sahası o kadar teknik kapasitesi düşük oyuncular gördü ki kendisinden önce, topun ayağına yakıştığı bir orta sahaya sahip olmak aslında bizler için de hem şans hem de büyük bir seyir keyfi getiriyor yanında. hem savunmadan çıkışlarda hem de atak organizasyonlarımızın oluşmasında akıcı bir görüntü vermemizin en temel ve büyük rol sahibi de kendisi zaten. sürekli hareketli, topu arayan, isteyen ve dağıtan bir kişi. bu konuda sorumluluktan hiç kaçmıyor hatta takımı rahatlatıp pas opsiyonu olmak için topu alamayacak olsa bile başka birinin pas alması için alan yaratabiliyor. top sürme konusunda da yetenekli, hızlı düşünüyor, sanki pozisyonu önceden kafasında simüle edip öyle topu atıyor gibi attığı ara ve uzun toplar gol pozisyonuna dönüşebiliyor bir anda.
5 10 dakikalık skills videolarından topçu yorumlanmaz, göz boyar ancak gerçek performansı görünce hayal kırıklığı yaratır. bir umut videolardaki performansı alabilecek miyiz diye düşünüp dururuz ancak video ile realite aynı olmaz. kendisi videolardakinden fazlasını vadediyor. duran toplarda topun başında kendisini görünce acaba yine asistini yapacak mı dedirtiyor, sosyal medyada kullanılan tabirle topa koordinat giriyor adeta ve topu öyle yolluyor ve top istediği yerde oluyor topa dokunduktan sonra ki topun gittiği yerde hep o topa rahatça kafa vuracak bir oyuncumuz oluyor genelde. çok topçu gördüm galatasaray'da ancak böyle temiz ayaklısını, böyle gereksiz topla oynamayanını, böyle gösterişten uzak ama sanat icra ediyormuş hissiyatını verenini görmemiştim, hele brezilyalı bir topçunun bunları "yapmaması" yapmasından çok daha zorken. sanırım ilk defa şımarık olmayan, gösterişten uzak ve bu kadar sade ama etkili bir brezilyalı görüyorum.
geldiği günden bu yana merakla, lig başladığından beri de hayranlıkla seyrediyorum. umarım böyle devam eder ve her gün daha da gelişerek üstüne koyarak gider. böyle topçuların hastasıyız...
ve son olarak, istanbul bir saray, tek hakimi galatasaray.