11228
her güzel oynadığı maçtan sonra arkasından ağıtlar yakılmasına, ağlanmasına, yok taraftarın yediğinin bahsedilmesinden ayar olduğum kaptanımız. kendisini sevdiğimden dolayı, daha iyi olmasını istediğimden dolayı yeri geldi eleştirdim, yeri geldi övdüm. çok severim kendisini.
ama şu da bilinmelidir ki kerem’i taraftar filan yemedi. kerem zaten idealleri, hayalleri olan bir futbolcuydu ve galatasaray ona bu kapıları açtı. çok güzel performans da gösterdi, rezil oynadığı maçlar da oldu, takımı şampiyon yaptığı da oldu. kerem zaten 2 senedir gitmek istiyordu. hele ki geçen seneki şampiyonluk kutlamasından sonra, gitmeyi kafaya koymuştu.
taraftarlardan kimse durduk yere kerem’in kötü oynamasını istemez, hiç kimse de durduk yere kerem’i yermek için eleştirmedi. biz önde basan, topu tutan, pozisyon üreten bir futbol oynuyoruz. kerem de bir noktadan sonra takımla senkronize olmayı başaramadı. evet çok top kaybediyordu fakat sorun top kaybetmesi değildi zaten, her top kaybedişinden sonra el kol hareketleri, topu kaybettikten sonra bekine, defansa yardıma gelmemesi, kendisine atılan 10 güzel pasın 7sini boşa harcadığı ve bunun için takımdaki arkadaşlarına trip atmasını eleştiriyordu taraftar. zaten imkanı olduğunda da koşa koşa gitti kendisi.
hayatınızda hiç gitmek isteyeni zorla tuttuğunuzda mutlu oldunuz mu? seviyorsan bırak kardeşim adam hayallerini yaşasın. umarım çok daha başarılı olur, umarım çok daha iyi yerlere gelir. ama gönlümüzde o her zaman galatasaraylı kerem olacak. umarım türkiye’ye dönmek isterse tekrar yolumuz kesişir.
gidişi beni mutlu etmiştir, şimdi gururla izliyoruz kendisini. yerini yunus muhteşem doldurdu. ben şahsen bu yunus’u kerem’e tercih ederim. yunus top kaptırmıyor, defansa yardıma koşuyor, gol ve asistler üretiyor. bizim oynamaya çalıştığımız oyuna daha uygun bir performans sergiliyor. “şu an” bana yunus-barış-kerem kanatlarını verseler, sahaya yunus ve barışla çıkardım.
gitmesini istemezdim, iyi ki de gitti. ama her iyi oynadığı maç sonrası arkasından ağlamaya da gerek yok. sevinin, gurur duyun ama yok taraftar harcadı yok taraftar gönderdi demeyin. kendisi zaten 2 senedir gitmek istiyordu, mental olarak yorulmuştu, saha içinde takımın enerjisini düşürüyordu. benfica’dan teklif gelince de başkanı, okan hocayı, cenk ergün’ü, ibrahim hatipoğlunu arayıp lütfen müsade edin gideyim diyen de kerem.
kerem 26 yaşında yaklaşık 8 sene filan daha futbol oynayacak. 8 sene bu muhabbeti mi yapacaksınız siz?
ama şu da bilinmelidir ki kerem’i taraftar filan yemedi. kerem zaten idealleri, hayalleri olan bir futbolcuydu ve galatasaray ona bu kapıları açtı. çok güzel performans da gösterdi, rezil oynadığı maçlar da oldu, takımı şampiyon yaptığı da oldu. kerem zaten 2 senedir gitmek istiyordu. hele ki geçen seneki şampiyonluk kutlamasından sonra, gitmeyi kafaya koymuştu.
taraftarlardan kimse durduk yere kerem’in kötü oynamasını istemez, hiç kimse de durduk yere kerem’i yermek için eleştirmedi. biz önde basan, topu tutan, pozisyon üreten bir futbol oynuyoruz. kerem de bir noktadan sonra takımla senkronize olmayı başaramadı. evet çok top kaybediyordu fakat sorun top kaybetmesi değildi zaten, her top kaybedişinden sonra el kol hareketleri, topu kaybettikten sonra bekine, defansa yardıma gelmemesi, kendisine atılan 10 güzel pasın 7sini boşa harcadığı ve bunun için takımdaki arkadaşlarına trip atmasını eleştiriyordu taraftar. zaten imkanı olduğunda da koşa koşa gitti kendisi.
hayatınızda hiç gitmek isteyeni zorla tuttuğunuzda mutlu oldunuz mu? seviyorsan bırak kardeşim adam hayallerini yaşasın. umarım çok daha başarılı olur, umarım çok daha iyi yerlere gelir. ama gönlümüzde o her zaman galatasaraylı kerem olacak. umarım türkiye’ye dönmek isterse tekrar yolumuz kesişir.
gidişi beni mutlu etmiştir, şimdi gururla izliyoruz kendisini. yerini yunus muhteşem doldurdu. ben şahsen bu yunus’u kerem’e tercih ederim. yunus top kaptırmıyor, defansa yardıma koşuyor, gol ve asistler üretiyor. bizim oynamaya çalıştığımız oyuna daha uygun bir performans sergiliyor. “şu an” bana yunus-barış-kerem kanatlarını verseler, sahaya yunus ve barışla çıkardım.
gitmesini istemezdim, iyi ki de gitti. ama her iyi oynadığı maç sonrası arkasından ağlamaya da gerek yok. sevinin, gurur duyun ama yok taraftar harcadı yok taraftar gönderdi demeyin. kendisi zaten 2 senedir gitmek istiyordu, mental olarak yorulmuştu, saha içinde takımın enerjisini düşürüyordu. benfica’dan teklif gelince de başkanı, okan hocayı, cenk ergün’ü, ibrahim hatipoğlunu arayıp lütfen müsade edin gideyim diyen de kerem.
kerem 26 yaşında yaklaşık 8 sene filan daha futbol oynayacak. 8 sene bu muhabbeti mi yapacaksınız siz?