443
ilk defa resmi olarak 3'lü defans kurgusuyla ve çok koşan bir rakibe karşı oynanan bir maç olarak bilhassa ilk yarıda müthiş oynadığımız bir maç oldu.
daha önce elbette 3'lü (karşılamada 5'li) oynayan rakiplere karşı okan buruk'un galatasaray'ı zaten rakibin şeklini alabilen, ön alan presindeyken geride çoğu zaman 3'lü kalan bir yapıdaydı ancak bu sefer ilk kez gerçek 3 stoper şeklinde oynadık.
lakin takımın kaldıramayacağı kadar fazla hücumcunun 11'de olmasının ikinci yarıda başımıza iş açacağı kesindi. devreye 3-0 girmişken okan buruk'tan devre arasında takımın en iyi oynadığı 4-2-3-1'e dönüş beklerdim açıkçası. daha doğrusu bence elzemdi bu çünkü özellikle icardi'nin (her ne kadar verilen görevi harika yerine getirmiş de olsa) zaten yüzde 50'lerde olan fizik gücü ikinci yarıda daha da düştü. elfsborg'un ilk golüne kadar olan sekansta icardi, mertens, osimhen ve eğer geçiş verdiysek barış ve yunus geriye koşmakta sıkıntı yaşadılar. bu noktada jelert-ıcardi ve mertens-berkan değişikliğiyle jelert'i sağ beke kaan ayhan'ı da orta sahaya; berkan kutlu'yu sol beke yunus akgün'ü de osimhen'in arkasına 10 numara bölgesine çekerek 4-2-3-1'e dönüş sağlanırdı. bu sayede hem ıcardi ve mertens gibi atletizm noksanlığı olan oyuncuları çıkarıp takım direncini arttırabilirdik hem de yunus'un takım savunmasında daha güçlü durabilirdik.
okan hoca ise maç bitene kadar 3lü defans kurgusundan vazgeçmedi. maç 3-0 kalsaydı bunu anlardım, sonuçta ilk defa uygulanan bir sistem ve artılarını eksilerini görmek adına maç boyunca uygulanması pratik açısından değerli olurdu ama maç 3-2'ye ve son 5 dakika 4-3'e gelmiş bıçak sırtında gidiyorken takımın ezberi olmayan bir sistemde ısrar etmek ne kadar doğruydu bilmiyorum.
günün sonunda avrupa'da galip gelinen bir maç. hocayı ve oyuncuları tebrik etmek gerekiyor ama daha ilk yarıdan 3-4 gol atıp rahat rahat bitireceğimiz, efe gibi eyüp gibi, yusuf demir gibi gençlere şans verip özgüvenlerini arttıracağımız maçlarda bile bu kadar sıkıntı yaşamak ve bunun daha henüz sezonun başında üçüncü kez yaşanması düşündürücü. sırf gençlerin aldıkları sürelerin artması için bile çok önemli şu maçları tutabilmek.
daha önce elbette 3'lü (karşılamada 5'li) oynayan rakiplere karşı okan buruk'un galatasaray'ı zaten rakibin şeklini alabilen, ön alan presindeyken geride çoğu zaman 3'lü kalan bir yapıdaydı ancak bu sefer ilk kez gerçek 3 stoper şeklinde oynadık.
lakin takımın kaldıramayacağı kadar fazla hücumcunun 11'de olmasının ikinci yarıda başımıza iş açacağı kesindi. devreye 3-0 girmişken okan buruk'tan devre arasında takımın en iyi oynadığı 4-2-3-1'e dönüş beklerdim açıkçası. daha doğrusu bence elzemdi bu çünkü özellikle icardi'nin (her ne kadar verilen görevi harika yerine getirmiş de olsa) zaten yüzde 50'lerde olan fizik gücü ikinci yarıda daha da düştü. elfsborg'un ilk golüne kadar olan sekansta icardi, mertens, osimhen ve eğer geçiş verdiysek barış ve yunus geriye koşmakta sıkıntı yaşadılar. bu noktada jelert-ıcardi ve mertens-berkan değişikliğiyle jelert'i sağ beke kaan ayhan'ı da orta sahaya; berkan kutlu'yu sol beke yunus akgün'ü de osimhen'in arkasına 10 numara bölgesine çekerek 4-2-3-1'e dönüş sağlanırdı. bu sayede hem ıcardi ve mertens gibi atletizm noksanlığı olan oyuncuları çıkarıp takım direncini arttırabilirdik hem de yunus'un takım savunmasında daha güçlü durabilirdik.
okan hoca ise maç bitene kadar 3lü defans kurgusundan vazgeçmedi. maç 3-0 kalsaydı bunu anlardım, sonuçta ilk defa uygulanan bir sistem ve artılarını eksilerini görmek adına maç boyunca uygulanması pratik açısından değerli olurdu ama maç 3-2'ye ve son 5 dakika 4-3'e gelmiş bıçak sırtında gidiyorken takımın ezberi olmayan bir sistemde ısrar etmek ne kadar doğruydu bilmiyorum.
günün sonunda avrupa'da galip gelinen bir maç. hocayı ve oyuncuları tebrik etmek gerekiyor ama daha ilk yarıdan 3-4 gol atıp rahat rahat bitireceğimiz, efe gibi eyüp gibi, yusuf demir gibi gençlere şans verip özgüvenlerini arttıracağımız maçlarda bile bu kadar sıkıntı yaşamak ve bunun daha henüz sezonun başında üçüncü kez yaşanması düşündürücü. sırf gençlerin aldıkları sürelerin artması için bile çok önemli şu maçları tutabilmek.