15
ne yazık ki ülkece iyi durumda değiliz. mevcut ekonomik sıkıntılar, toplumsal huzursuzluk insanları anlayışsız, empati yoksunu ve gaddar yapıyor. bununla birlikte bozulan aile yapıları da ortaya saçma sapan bireyler çıkarıyor. özellikle yeni jenerasyon inanılmaz bir yetişmemişlik içerisinde.
93 doğumluyum, y kuşağı diye tanımlıyorlar bizi. sosyal medya denen şeyin olmadığı, internetin her eve ulaşmadığı bir dönemde çocukluk yaşadık. mahalle kültürü gördük, eve kapanıp internetin çöplüğünde kafamızı bulandırmadık. bizim zamanımızda okul at koşturabileceğiniz bir yer değildi. yaramaz bir çocuk muydunuz? en kötü haftada 1-2 kez öğretmen dayağı yerdiniz. öyle disipline ederlerdi bizi. babadan it gibi korkardık, güçlü bir figürdü bizim için. bir yanlış yapsak ilk babadan şamarı yiyeceğimizi bilirdik. 30 yaşıma geldim hala bir harekette bulunacaksam ilk ailemi düşünürüm. acaba onların yüzünü kızartacak bir iş mi bu diye. böyle yetiştik, böyle de devam ediyoruz.
babam beni halı sahaya gideceğim zaman bile takip ederdi, acaba ne yapıyor diye. şimdiki ebeveynler çocuklarını salmış vaziyette. çocuk meth mi kullanıyor, ot mu çekiyor, sapkınlık mı yapıyor, milletin kızına psikolojik veya fiziksel şiddet mi uyguluyor hiçbirinden haberi yok. aynı şey kız çocukları için de geçerli. kiminle takılıyorlar, kimin evine gidiyorlar, sosyal ortamı, arkadaş ortamı nasıl bunları senin ebeveyn olarak gözetlemen lazım. hele de büyük şehirde yaşayan insanlar, bunu mutlaka yapmak zorundalar.
ne yazık ki gece vakti bile sokaklarda 15 yaşlarında çocuklar dolanıyor. ellerinde sigara, ağızlarından küfür eksik olmuyor. serseriliği delikanlılık sanan bir nesil yetişiyor. halbuki en büyük delikanlılık efendiliktir. ve ne yazık ki bu çocukların büyük çoğunluğu sentetik uyuşturucu kullanıyor. ülkede son dönemde madde bağımlılığı çok arttı. normal sağlıklı bir bireyi bile şizofren haline getirebilecek maddeler kullanıyor bu çocuklar. ben küçük bir şehirde yaşamama rağmen burada bile çoluk çocuğa kadar düşmüş durumda.
e bunu ben mi engelleyeceğim? çıkıp torbacı mı kovalayayım ben? bunu yapması gereken devlet, devletin birinci vazifesi vatandaşının canını güvence altına almaktır. ancak devlet kısa aralıklarla iki tane 19 yaşındaki kızın parçalanmasına engel olamadı. ki bu eylemi gerçekleştiren insanın daha önce bunu yapmayı düşündüğüne dair bir itirafı da mevcut. buna rağmen engel olunamadı.
ne diyelim ki, gerçekten çok üzücü.
93 doğumluyum, y kuşağı diye tanımlıyorlar bizi. sosyal medya denen şeyin olmadığı, internetin her eve ulaşmadığı bir dönemde çocukluk yaşadık. mahalle kültürü gördük, eve kapanıp internetin çöplüğünde kafamızı bulandırmadık. bizim zamanımızda okul at koşturabileceğiniz bir yer değildi. yaramaz bir çocuk muydunuz? en kötü haftada 1-2 kez öğretmen dayağı yerdiniz. öyle disipline ederlerdi bizi. babadan it gibi korkardık, güçlü bir figürdü bizim için. bir yanlış yapsak ilk babadan şamarı yiyeceğimizi bilirdik. 30 yaşıma geldim hala bir harekette bulunacaksam ilk ailemi düşünürüm. acaba onların yüzünü kızartacak bir iş mi bu diye. böyle yetiştik, böyle de devam ediyoruz.
babam beni halı sahaya gideceğim zaman bile takip ederdi, acaba ne yapıyor diye. şimdiki ebeveynler çocuklarını salmış vaziyette. çocuk meth mi kullanıyor, ot mu çekiyor, sapkınlık mı yapıyor, milletin kızına psikolojik veya fiziksel şiddet mi uyguluyor hiçbirinden haberi yok. aynı şey kız çocukları için de geçerli. kiminle takılıyorlar, kimin evine gidiyorlar, sosyal ortamı, arkadaş ortamı nasıl bunları senin ebeveyn olarak gözetlemen lazım. hele de büyük şehirde yaşayan insanlar, bunu mutlaka yapmak zorundalar.
ne yazık ki gece vakti bile sokaklarda 15 yaşlarında çocuklar dolanıyor. ellerinde sigara, ağızlarından küfür eksik olmuyor. serseriliği delikanlılık sanan bir nesil yetişiyor. halbuki en büyük delikanlılık efendiliktir. ve ne yazık ki bu çocukların büyük çoğunluğu sentetik uyuşturucu kullanıyor. ülkede son dönemde madde bağımlılığı çok arttı. normal sağlıklı bir bireyi bile şizofren haline getirebilecek maddeler kullanıyor bu çocuklar. ben küçük bir şehirde yaşamama rağmen burada bile çoluk çocuğa kadar düşmüş durumda.
e bunu ben mi engelleyeceğim? çıkıp torbacı mı kovalayayım ben? bunu yapması gereken devlet, devletin birinci vazifesi vatandaşının canını güvence altına almaktır. ancak devlet kısa aralıklarla iki tane 19 yaşındaki kızın parçalanmasına engel olamadı. ki bu eylemi gerçekleştiren insanın daha önce bunu yapmayı düşündüğüne dair bir itirafı da mevcut. buna rağmen engel olunamadı.
ne diyelim ki, gerçekten çok üzücü.