14725
eleştirmeden önce şunu belirteyim. balık hafızalı olmayanlar hatırlar belki, fatih terim'in üçüncü döneminden okan buruk dönemine kadar geçen zamanda çok fazla teknik direktör değiştirdik, hepsinin ortak noktası (fatih terim dördüncü dönemi dahil) bize zevk vermeyen, uykumuzu getiren bir oyun oynamamızdı (yarım sezon nispeten keyif veren hamza hamzaoğlu ve 5-10 maçlık tudor dönemi hariç). okan hoca ise geldiği ilk sezondan itibaren bize keyif veren, galatasaray'a yakışan, tempolu ve dominant bir oyun izletti. illa ki hep iyi kadrolarla çalıştı diyen olacaktır ama aslında daha ilk sezonundaki kadro bile toplama bir kadroydu. mertens, icardi, seferovic derken takımda üç tane ne vereceği belli olmayan veteran forvet ve on numarasız sezona başladık. mertens'ten on numara yarattı, icardi'yi diriltti. ikinci sezonunda kağıt üzerinde çok iyi gözükse de çok uyumsuz gözüken oyuncuların olduğu bir kadro kuruldu. bu sezon osimhen falan geldi ama kadronun birçok yeri eksik. yani benim için okan hoca ne olursa olsun çok kıymetli ve kolay vazgeçilemeyecek bir hoca.
ancak şöyle bir gerçek var, bu takımı getirdiği seviye ve bu seviyeyi bir türlü atlayamaması ciddi bir problem yaratıyor. bu problemi aşması yönünde en büyük rakibi ise kendisi. beni okan hoca'yla ilgili en çok rahatsız eden şey rakiplerini çok fazla küçümsemesi. yani gerçekten gol yeme ihtimali yokmuş gibi, yada gol yesek bile her türlü daha fazlasını atarız anlayışıyla oynatıyor takımı. young boys'u hafife aldığımız için şampiyonlar ligi'ne gidemedik, 30-40 milyon euro gelirden olduk mesela. 28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçı'nda çıkardığı kadro bile rakibi ne kadar küçümsediğini gösteriyordu ki oyuncu değişiklikleriyle tüy dikti. 3 ekim 2024 rfs galatasaray maçı'nın tamamını sanki rakibin hiç gol atma ihtimali yokmuş gibi oynadık ama iki tane gol yedik. yani bu oyun anlayışı türkiye'de çoğunlukla seni şampiyon yapıyor ancak avrupa'nın köy takımı gelip her maç 2-3 gol atıyor. normalde bu seviyede deneyimi az olan bir hoca için bunlar normal olsa da okan hoca bundan hiç ders almıyor gibi. kopenhag, prag, young boys, zar zor kazandığımız paok, hepsinden gol yedik ve oyun anlayışı hiç değişmiyor, rfs'ten de iki gol yiyorsun. yani bu konuda garip bir inadı var ve acilen silkelenip nerede yanlış yapıyorum ve nasıl düzeltirim diye düşünmeye başlaması gerekiyor.
ancak şöyle bir gerçek var, bu takımı getirdiği seviye ve bu seviyeyi bir türlü atlayamaması ciddi bir problem yaratıyor. bu problemi aşması yönünde en büyük rakibi ise kendisi. beni okan hoca'yla ilgili en çok rahatsız eden şey rakiplerini çok fazla küçümsemesi. yani gerçekten gol yeme ihtimali yokmuş gibi, yada gol yesek bile her türlü daha fazlasını atarız anlayışıyla oynatıyor takımı. young boys'u hafife aldığımız için şampiyonlar ligi'ne gidemedik, 30-40 milyon euro gelirden olduk mesela. 28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçı'nda çıkardığı kadro bile rakibi ne kadar küçümsediğini gösteriyordu ki oyuncu değişiklikleriyle tüy dikti. 3 ekim 2024 rfs galatasaray maçı'nın tamamını sanki rakibin hiç gol atma ihtimali yokmuş gibi oynadık ama iki tane gol yedik. yani bu oyun anlayışı türkiye'de çoğunlukla seni şampiyon yapıyor ancak avrupa'nın köy takımı gelip her maç 2-3 gol atıyor. normalde bu seviyede deneyimi az olan bir hoca için bunlar normal olsa da okan hoca bundan hiç ders almıyor gibi. kopenhag, prag, young boys, zar zor kazandığımız paok, hepsinden gol yedik ve oyun anlayışı hiç değişmiyor, rfs'ten de iki gol yiyorsun. yani bu konuda garip bir inadı var ve acilen silkelenip nerede yanlış yapıyorum ve nasıl düzeltirim diye düşünmeye başlaması gerekiyor.