14567
galatasaray teknik direktörü. hem içeriden hem dışarıdan kumpasın içine çekilmektedir. içeride taktik teknik eleştirisi altında sürekli birkaç maç üzerinden vuruluyor. dışarıdan erden timur gibi vurulmaya çalışılıyor. tüm bunların ortak noktasında buluştukları yer hoca ve tamamının oku aynı yeri vuruyor. bakın açık net söyleyeyim; el birliği edip yol verilirse hocaya kahredeceğiz, hem de hep beraber. buna sevinen bir azınlık hem içeride hem dışarıda elde ettikleri şey galatasaray'ı bölmek olacak. galatasaray başarılıysa bunu hem içerideki köpürmeyen sabun abiler hem de suyun karşısı istemiyor, sevmiyor. başarılıysa ayağı kaydırılmaya çalışılıyor. galatasaray içindeki başarı hiçbir zaman "ödülsüz" kalmadı. yaşı belli bir seviyenin üstüne çıkmış tüm sporseverler (izan sahibi) bilecek yaştalar ve tecrübedeler.
orhan uluca kasımpaşa maçını analiz ederken markaj'da; "diyorlar ki şu maç bu maçta bunları bunları yaptı. hocanın 3. sezonunda mağlup olduğu birkaç karşılaşmanın tamamı bu zaten." hocanın 3. sezonunda yaptığı hatalar pep'in, klopp'un, angelotti, enrique, simone'nin yaptığı kadar. bu adamları yıllardır izliyoruz. hedef maçlarında içine ettikleri maçları da biliyoruz. şu adamların istikrarı getirdi başarıyı. insanın olduğu yerde hatadan muaf olacak kim var? aciziz fıtrat bu.
türkiye ve dünya tarihi okuyan varsa ki vardır; fitnenin, kaosun sonu malûm ama bu kaos ve fitnenin çıkış sebepleri küçük meselelerin üst üste binmesi ve iyi şeylerin görmezden gelinerek, insanların zellelerini dile dolayıp büyütmek ve sürekli konuşmak. unutmak ve affetmek erdemdir. kim hatasız olduğunu iddia edebilir ki?
okan hoca yıllardır özlediğimiz istikrarı gösteriyor, ayağı kaydığında yanında durursak, bu sene değilse, seneye yahut sonraki sene avrupa başarısı hayal olmaz. ben buna inanıyorum.
ek: vurulduğu bir başka yerse; arkadaşlıkları. selçuk inan, burak, arda, emre belözoğlu vs. bunların arkadaşlıkları üzerinden nefret, hakaret söylemleri aldı yürüdü. insanların kimle arkadaşlık edeceğine de bir zahmet kimse karar vermesin ya. kocaman insanlar, feleğin çemberinden geçmişler, kimin kiminle arkadaşlık edeceği bir başka nasıl karar verebilir? bu hakkı kim kendinde buluyor? levent tüzemen abi büyüğümüzdür falan ama abicim durmanız gereken yeri bilin ya. doğrusuna yanlışına kendi karar verir.
orhan uluca kasımpaşa maçını analiz ederken markaj'da; "diyorlar ki şu maç bu maçta bunları bunları yaptı. hocanın 3. sezonunda mağlup olduğu birkaç karşılaşmanın tamamı bu zaten." hocanın 3. sezonunda yaptığı hatalar pep'in, klopp'un, angelotti, enrique, simone'nin yaptığı kadar. bu adamları yıllardır izliyoruz. hedef maçlarında içine ettikleri maçları da biliyoruz. şu adamların istikrarı getirdi başarıyı. insanın olduğu yerde hatadan muaf olacak kim var? aciziz fıtrat bu.
türkiye ve dünya tarihi okuyan varsa ki vardır; fitnenin, kaosun sonu malûm ama bu kaos ve fitnenin çıkış sebepleri küçük meselelerin üst üste binmesi ve iyi şeylerin görmezden gelinerek, insanların zellelerini dile dolayıp büyütmek ve sürekli konuşmak. unutmak ve affetmek erdemdir. kim hatasız olduğunu iddia edebilir ki?
okan hoca yıllardır özlediğimiz istikrarı gösteriyor, ayağı kaydığında yanında durursak, bu sene değilse, seneye yahut sonraki sene avrupa başarısı hayal olmaz. ben buna inanıyorum.
ek: vurulduğu bir başka yerse; arkadaşlıkları. selçuk inan, burak, arda, emre belözoğlu vs. bunların arkadaşlıkları üzerinden nefret, hakaret söylemleri aldı yürüdü. insanların kimle arkadaşlık edeceğine de bir zahmet kimse karar vermesin ya. kocaman insanlar, feleğin çemberinden geçmişler, kimin kiminle arkadaşlık edeceği bir başka nasıl karar verebilir? bu hakkı kim kendinde buluyor? levent tüzemen abi büyüğümüzdür falan ama abicim durmanız gereken yeri bilin ya. doğrusuna yanlışına kendi karar verir.