14482
mertens üzerinden neden bu kadar yüklenildiğini anlamadığım canım hocamız. hoca 4-2-3-1 seviyor, bu sistemde başarılı olduğu da aşikar. kaldıki birçok yazarın da hemfikir olduğu üzere 2 orta saha modern futbolda çok kullanılan bir sistem değil, dolayısıyla 3’lü bir orta saha zaruri. dolayısıyla 4-3-3 de oynasa en nihayetinde 3 orta saha lazım ve bunun ikisi mutlaka yaratıcı olmalı bizim gibi büyük takım için. şimdi bu adamın elinde kim var da koymuyor orta sahaya ve ben kaçırıyorum. sara torreira cepte zaten, her maç koyuyor adam, çok yorgun olduklarından sakatlık riski sebebiyle torreira aylar yıllar sonra kesildi, kendisini 1 ay bile kaybetsek neler olacağı aşikar. e geride berkan ve kerem kaldı merkez orta sahada. keremi gördük son maçta, yorumsuz, e berkan’ı ölsek hatlar arasında göremeyiz. yunus demeyin şu an kullanıldığı yapıda çok verimli. e kimi koysun bu adam orta sahaya? yani sen aldın rabiot’u da koymadı mı? ben de katılıyorum her ne olursa olsun 3-0’dan maç vermemesi gerektiğini, ama sanki çok tercihi varmış da kullanmıyormuş gibi davranılması çok yersiz. kaybetmeye tahammül edemeyeceğimiz adamları korumaya gitti, 90+4’te maç 3-2ydi, o dakikada bir zahmet sahadaki oyuncu grubu tutsaydı maçı.
yani başarı kisvesi altında inanılmaz bir tahammülsüzlük ve doyumsuzluk var, anlamak mümkün değil. soruyorum, diyelimki bu sene şampiyon olamadık, gitsin mi hoca? yahu dünyanın en baş takımları bile 2 sene şampiyon olmuş, ve vura vura olmuş hocayı 1 şampiyonluk kaybetti diye kovmaz. ama eminim, hoca bi kaybetsin, bu taraftar allem kallem eder kovdurur hocayı; baksana 1 beraberlik bile yeter!leri başlatmış, neye yeterse.
son olarak da şu dillere pelesenk olan büyük maç geyiği. yahu puan puana gitmişsin iki sezon, şimdi gittiğin bi trabzon deplasmanı küçük maç mı? beşiktaş’ı yenmişiz geçen yıl küçük maç mı? onlarca zorlu anadolu deplasmanına gitmişsin, sektirmeden hepsini yenmişsin bunlar kolay mı, adı küçük diye küçük maç mı? dilim dönse kovulsun da görelim diyeceğim de, aslolan galatasaraydır dileyemiyorum.
yani başarı kisvesi altında inanılmaz bir tahammülsüzlük ve doyumsuzluk var, anlamak mümkün değil. soruyorum, diyelimki bu sene şampiyon olamadık, gitsin mi hoca? yahu dünyanın en baş takımları bile 2 sene şampiyon olmuş, ve vura vura olmuş hocayı 1 şampiyonluk kaybetti diye kovmaz. ama eminim, hoca bi kaybetsin, bu taraftar allem kallem eder kovdurur hocayı; baksana 1 beraberlik bile yeter!leri başlatmış, neye yeterse.
son olarak da şu dillere pelesenk olan büyük maç geyiği. yahu puan puana gitmişsin iki sezon, şimdi gittiğin bi trabzon deplasmanı küçük maç mı? beşiktaş’ı yenmişiz geçen yıl küçük maç mı? onlarca zorlu anadolu deplasmanına gitmişsin, sektirmeden hepsini yenmişsin bunlar kolay mı, adı küçük diye küçük maç mı? dilim dönse kovulsun da görelim diyeceğim de, aslolan galatasaraydır dileyemiyorum.