13734
sol beki ömer bayram, kanat oyuncusu muğdat çelik, orta sahası çıtkırıldım “birlo”olan takımdan başarı hikayesi çıkarmış, fenerbahçe’yi akhisar ile deplasmanda 3 golle yenmiş, kupa kazanmış bir adamın başarısız olması durumunda tek açıklaması üstüne binen yük ve stresin artık kaldırılamayacak noktaya gelmiş olmasıdır. öyle ki bu vasat ama okan’ın sisteminde elit gibi görünen 3 oyuncu da galatasaray’a transfer oldu. 4-2-3-1 oynuyorlardı. akhisarda zor maçlarda 4-4-1-1’i de çok kullanmış okan hoca.
başakşehir’i şampiyonluğa ulaştırdığı dönemde 4-1-4-1, 4-3-3 gibi gereken maçta taktik değişme esnekliği gösterse de 4-2-3-1’i ana sistemi olarak kullanmış. bilin bakalım bu takımın 2’li orta sahası kimler? mahmut tekdemir ve irfancan kahveci. bu iki oyuncunun profiline baktımızda öyle hız, fiziksel üstünlük, hava hakimiyeti göremiyorsunuz. aksine mahmut yıpratıcı ve piranha rolu almışken, irfancan oyunu yönlendiren rolu üslenmiş. mahmut’u hiç canlı ve yakından göürdünüz mü bilmiyorum, antalya havaalanında denk geldim ve incecik, tüy siklet gibi duran bir adam.
4-2-3-1 kariyerinin bu bölümüne kadar hocanın yükselmesini sağlamış. bizde de benzer karakterde oyuncularla oynuyor. kazandığı başarılar da boşuna değil. hocanın en büyük sorunu marathon hocası olması zira turnuva hocası değil. uzun vadeli yarışmalarda çok başarılı bir hoca ama terim gibi bir turnuva süpürücülüğü yok. mesela ben guardiola’yı da maratoncu olarak görüyorum ama morinho örneğin turnuvacı hoca.
konuşulanlara ve transferlere bakarsak, hoca uzun süredir 3-5-2’ye çalışıyor. 4-2-3-1’den de kolay kolay vazgeçmeyecek ancak 3-5-2’yi turnuva ve görece zorluk derecesi yüksek maçlarda kullanacak. tüm kadronun da buna göre dizayn ediliyor olması bence tesadüf değil. şimdi “icardi ve osimhen nasıl oynayacak kardeşim?” demeyin. crivelli-demba ba ikilisinde crivelli’yi kanatta atak öncesi yıpratıcı olarak tutup, arkadan bekini bindirerek içeriye kaydırıp kullandıysa, osimhen de bu rolu üstlenebilecek bir oyuncu. sağ ve sol köşelerde 2 yıpratıcı adam osimhen ve barış, onları yedekleyecek batshuayi, sürekli bindirebilen bekler jakobs ve jelert ve bir piranha torreira, bir adet çok iyi top dağıtıcı sara gibi orta saha ile bence bu ligin içinden geçmeye yetecek kadroya sahip.
bu adama kim ”taktiği yok” diyorsa futboldan ve ne izlediğinden haberi yoktur. hocanın eksiklerini yazdım, kötü giden maçta panik durumunu yönetmekte zorlanıyor, orta saha boşaltmalar ve turnuvada saçmalamalar bu yüzden. bir de baskı oluşturan ve süre vermesinin zor olduğu kalabalık kadro kendisini strese sokuyor. bu sene nispeten sivrileri ayıklayıp, daha sade bir kadro oluşturmak istemesi bundan dolayı olabilir.
netice itibariyle şu an elinde türkiye ligini çekirdek gibi çitleyecek kadrosu var. tüm derbileri kaybetse bile yine şampiyon yapabilir. 102 puan tesadüf değil. normal şartlarda avrupa’daki rakiplerini de çiğ çiğ yemesi lazım ama turnuva işi bu belli olmaz. ara transfere kadar gidişata bakılıp, görece kolay gruptan çıktıktan sonra işin ciddiyetine göre kupaya uzanmak adına eksikler kapatılır.
başakşehir’i şampiyonluğa ulaştırdığı dönemde 4-1-4-1, 4-3-3 gibi gereken maçta taktik değişme esnekliği gösterse de 4-2-3-1’i ana sistemi olarak kullanmış. bilin bakalım bu takımın 2’li orta sahası kimler? mahmut tekdemir ve irfancan kahveci. bu iki oyuncunun profiline baktımızda öyle hız, fiziksel üstünlük, hava hakimiyeti göremiyorsunuz. aksine mahmut yıpratıcı ve piranha rolu almışken, irfancan oyunu yönlendiren rolu üslenmiş. mahmut’u hiç canlı ve yakından göürdünüz mü bilmiyorum, antalya havaalanında denk geldim ve incecik, tüy siklet gibi duran bir adam.
4-2-3-1 kariyerinin bu bölümüne kadar hocanın yükselmesini sağlamış. bizde de benzer karakterde oyuncularla oynuyor. kazandığı başarılar da boşuna değil. hocanın en büyük sorunu marathon hocası olması zira turnuva hocası değil. uzun vadeli yarışmalarda çok başarılı bir hoca ama terim gibi bir turnuva süpürücülüğü yok. mesela ben guardiola’yı da maratoncu olarak görüyorum ama morinho örneğin turnuvacı hoca.
konuşulanlara ve transferlere bakarsak, hoca uzun süredir 3-5-2’ye çalışıyor. 4-2-3-1’den de kolay kolay vazgeçmeyecek ancak 3-5-2’yi turnuva ve görece zorluk derecesi yüksek maçlarda kullanacak. tüm kadronun da buna göre dizayn ediliyor olması bence tesadüf değil. şimdi “icardi ve osimhen nasıl oynayacak kardeşim?” demeyin. crivelli-demba ba ikilisinde crivelli’yi kanatta atak öncesi yıpratıcı olarak tutup, arkadan bekini bindirerek içeriye kaydırıp kullandıysa, osimhen de bu rolu üstlenebilecek bir oyuncu. sağ ve sol köşelerde 2 yıpratıcı adam osimhen ve barış, onları yedekleyecek batshuayi, sürekli bindirebilen bekler jakobs ve jelert ve bir piranha torreira, bir adet çok iyi top dağıtıcı sara gibi orta saha ile bence bu ligin içinden geçmeye yetecek kadroya sahip.
bu adama kim ”taktiği yok” diyorsa futboldan ve ne izlediğinden haberi yoktur. hocanın eksiklerini yazdım, kötü giden maçta panik durumunu yönetmekte zorlanıyor, orta saha boşaltmalar ve turnuvada saçmalamalar bu yüzden. bir de baskı oluşturan ve süre vermesinin zor olduğu kalabalık kadro kendisini strese sokuyor. bu sene nispeten sivrileri ayıklayıp, daha sade bir kadro oluşturmak istemesi bundan dolayı olabilir.
netice itibariyle şu an elinde türkiye ligini çekirdek gibi çitleyecek kadrosu var. tüm derbileri kaybetse bile yine şampiyon yapabilir. 102 puan tesadüf değil. normal şartlarda avrupa’daki rakiplerini de çiğ çiğ yemesi lazım ama turnuva işi bu belli olmaz. ara transfere kadar gidişata bakılıp, görece kolay gruptan çıktıktan sonra işin ciddiyetine göre kupaya uzanmak adına eksikler kapatılır.