3
avrupa ligi’ ne gitmemiz bizim için daha hayırlı oldu. şampiyonlar ligi’ ne gitsek bu futbolla daha büyük rezillikler çıkabilirdi. avrupa ligi’nde daha çok kendimize denk takımlarla oynayacağız. burada ilerlememiz daha kolay.
young boys mağlubiyeti en azından bizim kendimizi tanımamızı sağladı. bizim lig öyle avrupa’ nın 5 büyük ligi’ nden sonra gelmiyor. bize gelene kadar hollanda, portekiz, belçika, avusturya vs. kendimizi kaf dağı’ nın üstünde görmeyi bırakmalıyız. ayaklarımızı yorganına göre uzatma vakti geldi. biz bir oyuncuya 7 veya 8 milyon verecek hatta 5 milyon verecek kapasitede bir lig değiliz. verdiğin zaman girdiğin beklenti fazla oluyor. sonuç: hüsran. çünkü altına girdiğin külfet senin gelirlerinden fazla. sonra yok bankalar birliği, yok sms gönder falan filan. senin yönetici olarak sıçıp bastırdığın takımı ben niye toparlamaya çalışıyorum. bunun cezasını senin çekmen lazım.
mesela son iki transfere kulübün açıkladığı rakamlarla 27 milyon euro ödedik. şu ülke ekonomisinde biz bunu yapacak güçte değiliz. bunun geri getirisi olacak mı? hiçbirimiz bilmiyoruz. çünkü ilerisi karanlık. sağlam bir sportif yapımız yok. aldığımız oyuncuyu değerlendirip satabilelim.
mevzu en başta bitiyor. yeni yasa çıkarıp, sporu bilen kişilere ülke sporumuzu emanet etmeliyiz. mesela 2 dönem önce orman bakanı olan şahıs, 2 dönem sonra spor bakanı olamaz. olmamalı. futbol federasyonu başkanları futbolun içinden gelmeli. kulüp başkanları canlarının istediği gibi kulüplerde at koşturmamalı. onları denetleyen sağlam bir mali ve sportif kurul olmalı. ha şimdi bu kurullar bizde var diye görünüyor ama işlerini ne kadar yapıyorlar. kulüp başkanları bu kurulları istediği gibi manipüle edebiliyorlar.
uzun lafın kısası; şu kokuşmuşluğun olduğu bir iklimde bunlar hayal ürünü gibi duruyor. bana sorarsanız kulüplerimiz özelleşmeli. işte o zaman belki bazı taşlar yerine oturur. özelleşmeyi sevmiyorum ama başka çıkış yolu yok gibi.
yolumuz uzun ve taşlı. ama bizim başımız dik. gidebildiğimiz yere kadar gidelim avrupa ligi’nde. bu sene ligi tekrar kazanıp seneye kendimizi ona göre tartıp şampiypnlar ligi’ ne hazırlanırız.
young boys mağlubiyeti en azından bizim kendimizi tanımamızı sağladı. bizim lig öyle avrupa’ nın 5 büyük ligi’ nden sonra gelmiyor. bize gelene kadar hollanda, portekiz, belçika, avusturya vs. kendimizi kaf dağı’ nın üstünde görmeyi bırakmalıyız. ayaklarımızı yorganına göre uzatma vakti geldi. biz bir oyuncuya 7 veya 8 milyon verecek hatta 5 milyon verecek kapasitede bir lig değiliz. verdiğin zaman girdiğin beklenti fazla oluyor. sonuç: hüsran. çünkü altına girdiğin külfet senin gelirlerinden fazla. sonra yok bankalar birliği, yok sms gönder falan filan. senin yönetici olarak sıçıp bastırdığın takımı ben niye toparlamaya çalışıyorum. bunun cezasını senin çekmen lazım.
mesela son iki transfere kulübün açıkladığı rakamlarla 27 milyon euro ödedik. şu ülke ekonomisinde biz bunu yapacak güçte değiliz. bunun geri getirisi olacak mı? hiçbirimiz bilmiyoruz. çünkü ilerisi karanlık. sağlam bir sportif yapımız yok. aldığımız oyuncuyu değerlendirip satabilelim.
mevzu en başta bitiyor. yeni yasa çıkarıp, sporu bilen kişilere ülke sporumuzu emanet etmeliyiz. mesela 2 dönem önce orman bakanı olan şahıs, 2 dönem sonra spor bakanı olamaz. olmamalı. futbol federasyonu başkanları futbolun içinden gelmeli. kulüp başkanları canlarının istediği gibi kulüplerde at koşturmamalı. onları denetleyen sağlam bir mali ve sportif kurul olmalı. ha şimdi bu kurullar bizde var diye görünüyor ama işlerini ne kadar yapıyorlar. kulüp başkanları bu kurulları istediği gibi manipüle edebiliyorlar.
uzun lafın kısası; şu kokuşmuşluğun olduğu bir iklimde bunlar hayal ürünü gibi duruyor. bana sorarsanız kulüplerimiz özelleşmeli. işte o zaman belki bazı taşlar yerine oturur. özelleşmeyi sevmiyorum ama başka çıkış yolu yok gibi.
yolumuz uzun ve taşlı. ama bizim başımız dik. gidebildiğimiz yere kadar gidelim avrupa ligi’nde. bu sene ligi tekrar kazanıp seneye kendimizi ona göre tartıp şampiypnlar ligi’ ne hazırlanırız.