12882
olması gerekeni değil olacak olanı söylemek gerekirse, her zamanki gibi lig performansı kaderini şekillendirecektir. takımının şampiyonlar ligine katılamaması kredisini düşürür ama her şeye yine lig performansı karar verecek. vallahi isterse üst üste 5 kez şampiyon olsun. 6. sezonunda daha fazla kredisi olur ama önündeki 4-5 lig maçı yine geleceğini şekillendirir. bizim gelecek dediğimiz şey çoğu zaman hayallerdir veya korkulardır. gerçek olan yaşamdır, yaşam mücadelesidir. okan buruk da şimdiye kadar olduğu gibi ligde kazanarak yaşamaya devam edebilir. kaybederse de gider, bunlar temenni değil, hayal değil, sadece gerçek.
okan buruk da bu gerçeğin farkında bence. tamamen lig özelinde oyununu kurguluyor. bana kalırsa giderek de radikalleşiyor. 2 tane çizgiye basan ileri çıkan bekle, torreira'yı ön alan presine gönderirseniz, arkada birilerini tutsanız iyi edersiniz. sara iyi bir pasör olmakla birlikte o da geride iyi durmuyor. aksine onun da hücum oyunu olumsuz da etkileniyor. emniyet olarak her şey geride 2 tane ağır ve tek hamleli stopere kalıyor. davinson olursa ne âlâ. biraz daha defolarımız gizleniyor. ama bu plan tek kelimeyle bir bomba. işini bilen her takım bu bombayı bize doğru patlatır. hoca bu büyük risklerin farkında mı? bence farkında. göze alıyor her şeyi. eminim en çok da nelsson'a kızıyordur. hoca stoperlerinin de o agresif prese katılmasını istiyor çünkü. nelsson bunu biraz kendine ters bularak yadırgıyor. abdülkerim yadırgamıyor ama o geniş alanlarda kaslı vücuduyla debeleniyor. hoca radikalleşiyor diyorum, çünkü diğer şeylere pek kafa yormuyor. bu konudaki eleştirileri dikkate almıyor. top kayıplarını pek önemsemiyor. geriden oyun kurma işine özen göstermiyor. bu da iyi takımla çok iyi takım arasındaki farkları belirliyor. galatasaray bir türlü o çok iyi takım apoletini alamıyor. eğer rakip de ona razıysa galatasaray'a karşı galatasaray gibi oynuyorlar. o zaman sparta prag ve young boys maçlarında gördüğümüz gittili geldili maç oluyor. eğer rakip razı değilse presimiz de hiç işlemeden oyun sıkışıyor. fenerbahçe ve kopenhag maçlarında olan şey de bu. galatasaray hızlı oynamayan aşırı kapanan rakibine karşı tamamen uyuşuyor, etkisiz hale geliyor.
hoca bugüne kadar ligde başarılı oldu. avrupa'da imza maçları diyebileceğimiz 2-3 maç oynadı. özellikle manu ve bayern maçı. profil olarak bizden daha kaliteli, oyunumuzun ters geldiği takımlar. orada da planını bozmadı. hatta kısmi başarıdan sonra bu planına daha çok güvenir oldu. bayern maçındaki muhteşem futbol hocada güç zehirlenmesi yaşattı. ancak maçların rakiplerin profilleri farklıydı. bunun ayrımı önemli, rakibe göre oynamak önemli. özellikle hayal kırıklığı denebilecek 4-5 hedef maçtan sonra bu gerekli diye düşünüyorum. ama bence bu olmayacak. tarih maalesef tekerrür edecek.
okan buruk'a karşı ne oynadığımız belli değil diye eleştiri yapılmasını artık sanırım doğru bulmuyorum. hoca gayet de iyi biliyor ne yaptığını. sadece yanlış yapıyor. tabi bu bencesi. ve maalesef inatlaşacak. kendi bilir. baştan ben de söyleyeyim. young boys'a elenmemizi asla kabul etmiyorum. city veya real'i tutmama gerek yok. o takım galatasaray'dan 3-4 kat daha kötü takım. madem öyle, gereğini yap hocam.
okan buruk da bu gerçeğin farkında bence. tamamen lig özelinde oyununu kurguluyor. bana kalırsa giderek de radikalleşiyor. 2 tane çizgiye basan ileri çıkan bekle, torreira'yı ön alan presine gönderirseniz, arkada birilerini tutsanız iyi edersiniz. sara iyi bir pasör olmakla birlikte o da geride iyi durmuyor. aksine onun da hücum oyunu olumsuz da etkileniyor. emniyet olarak her şey geride 2 tane ağır ve tek hamleli stopere kalıyor. davinson olursa ne âlâ. biraz daha defolarımız gizleniyor. ama bu plan tek kelimeyle bir bomba. işini bilen her takım bu bombayı bize doğru patlatır. hoca bu büyük risklerin farkında mı? bence farkında. göze alıyor her şeyi. eminim en çok da nelsson'a kızıyordur. hoca stoperlerinin de o agresif prese katılmasını istiyor çünkü. nelsson bunu biraz kendine ters bularak yadırgıyor. abdülkerim yadırgamıyor ama o geniş alanlarda kaslı vücuduyla debeleniyor. hoca radikalleşiyor diyorum, çünkü diğer şeylere pek kafa yormuyor. bu konudaki eleştirileri dikkate almıyor. top kayıplarını pek önemsemiyor. geriden oyun kurma işine özen göstermiyor. bu da iyi takımla çok iyi takım arasındaki farkları belirliyor. galatasaray bir türlü o çok iyi takım apoletini alamıyor. eğer rakip de ona razıysa galatasaray'a karşı galatasaray gibi oynuyorlar. o zaman sparta prag ve young boys maçlarında gördüğümüz gittili geldili maç oluyor. eğer rakip razı değilse presimiz de hiç işlemeden oyun sıkışıyor. fenerbahçe ve kopenhag maçlarında olan şey de bu. galatasaray hızlı oynamayan aşırı kapanan rakibine karşı tamamen uyuşuyor, etkisiz hale geliyor.
hoca bugüne kadar ligde başarılı oldu. avrupa'da imza maçları diyebileceğimiz 2-3 maç oynadı. özellikle manu ve bayern maçı. profil olarak bizden daha kaliteli, oyunumuzun ters geldiği takımlar. orada da planını bozmadı. hatta kısmi başarıdan sonra bu planına daha çok güvenir oldu. bayern maçındaki muhteşem futbol hocada güç zehirlenmesi yaşattı. ancak maçların rakiplerin profilleri farklıydı. bunun ayrımı önemli, rakibe göre oynamak önemli. özellikle hayal kırıklığı denebilecek 4-5 hedef maçtan sonra bu gerekli diye düşünüyorum. ama bence bu olmayacak. tarih maalesef tekerrür edecek.
okan buruk'a karşı ne oynadığımız belli değil diye eleştiri yapılmasını artık sanırım doğru bulmuyorum. hoca gayet de iyi biliyor ne yaptığını. sadece yanlış yapıyor. tabi bu bencesi. ve maalesef inatlaşacak. kendi bilir. baştan ben de söyleyeyim. young boys'a elenmemizi asla kabul etmiyorum. city veya real'i tutmama gerek yok. o takım galatasaray'dan 3-4 kat daha kötü takım. madem öyle, gereğini yap hocam.
