12787
kazanılan şampiyonluklar, başarılar elbette ki çok değerli ve önemli ancak ligimiz özelindeki ikinci şampiyonluk iyi bir futbol anlayışıyla gelmedi. 102 puan, tabeladaki skorun karşılığı olarak kırılan rekorlar mükemmel ama hep aynı şeyi söylüyorum tabelayı kapatarak ve sadece oyuna odaklanarak izlenilen bir galatasaray geçen sezon kaç maçta keyfi verdi? çok az. sezonu üçe bölmek lazım. sezondaki maçların 1/3'ünde çok kötü futbol oynadık. diğer 1/3'ünde kötü ile vasat arası bir futbol oynadık. kalan 1/3'ünde de iyiye yakın ve iyi futbol oynadık. istediğimiz kadar kaçmaya, kabullenmemeye çalışalım; bu bir gerçek. 102 puan mükemmel ama 2022-2023 sezonunda kazanılan 88 puan kadar değerli değil. 2023'teki okan buruk futbolunun kazandığı 88 puanın altyapısı sağlamdı; takımın net, makul ve anlaşılabilir bir oyun planı vardı. 2024'teki okan buruk futbolunun kazandığı 102 puanın altyapısı zayıftı, büyük oranda bireysel yeteneklere dayanıyordu ve çok maçta net, makul, anlaşılabilir bir plan yoktu. doğaçlama gelişti pek çok galibiyet. birincinin 102, ikincinin 99, üçüncü 67, dördüncünün 61 puan topladığı bir sezondan bahsediyoruz. iki takım var sadece, gerisi yok. 2023-2024 sezonu üzerinden destansı hikayeler devşirmemiz ve çok büyük bir şey başarmış gibi hissetmemiz, bu yanılgıya ben de kapıldım, bizi bugünlere getirdi maalesef.
okan hocadaki mesele, "iki maç kaybetti, bütün kredisi tükendi. nerede vefa?" üzerinden okunmamalı. okan hocanın galatasaray'ı ilk sezonunda hiçbir final maçında, ölüm-kalım maçında sıkıntı yaşamadı. ikinci sezonda ise tablo tam tersi bir hal almaya başladı ve bugün geldiğimiz noktada galatasaray'ın alışkın olduğu dinamikleri zorlar bir hale geldi. bizim bildiğimiz, tanıdığımız, inandığımız ve "istediği yerde istediği sonucu alır" mottosuna sahip olduğumuz galatasaray kopenhag'a grubun altıncı maçında yenilmemeliydi. bazı maçların telafisi yoktur, kopenhag maçı o maçlardan biriydi. "olabilir" dedik veya denildi. uefa avrupa liginde sparta prag ile eşleşildi. sparta prag'a elenemez galatasaray. elenmemeli. elenecekse bile, bu 4-1 kaybederek ve oyun olarak ezilerek olmamalı. bunun da bir mazereti, özrü yok. "buna da tamam, peki" dedik. geçtiğimiz sezon ligde hangi algılar ile mücadele etmek zorunda kaldığımızı, ligdeki tablonun galatasaray özelinde nasıl okunduğunu hepimiz biliyoruz, hatırlıyoruz. sondan bir hafta önce oynanan derbiyi fenerbahçe bir gurur maçı, onur maçı ve onların tabiri ile "gerçek şampiyonu gösterme maçı" olarak hedefledi. gerçek şampiyon, yalancı şampiyon vs. gibi şeyler komiktir ama rakibin bu kadar keskin, net ve agresif geldiği bir maçta galatasaray'ın hali içler acısıydı. maç derbi, maç şampiyonluk maçı, nasıl kaybedebilir bunu galatasaray? rakibi kalesine hapsedersin, top göstermezsin, bir atak yersin ve gol olur. ancak öyle kaybetmenin bir açıklaması mümkün; 2000'deki gibi, 2012'deki gibi. 19 mayıs akşamı öyle mi oldu? hayır. kopenhag maçını, sparta prag maçını tolere edebilecek nedenler vardı ama fenerbahçe maçında çaresiz oyun planının ve şahsiyetsiz futbolun hiçbir mazereti yoktu benim gözümde. o gün benim özelimde okan hocanın kredisinin yarısı çöp kutusuna gitti. bir maçla mı, evet bir maçla. çünkü gelişinin sinyalleri ayan beyan haftalardır/aylardır belli olan bir şeyi okan hocanın görememe gibi bir şansı yok. göremiyorsa, zaaf içindedir. yanılgı içindedir. galatasaray şampiyonluk maçını o şekilde kaybedemez. bunun affı yok bende. bu sezondaki tablo erden timur'un yokluğuna bağlanıyor ancak bugün yaşadığımız sorun ile fenerbahçe, kopenhag, prag ve hatta molde maçlarında yaşadığımız sorun aynı. birebir aynı. bu saydığım maçlarda erden timur vardı, florya'da her şey mükemmeldi, peki neden bu maçlarda galatasaray'ın genetik mirasına çok ters sonuçlar alındı? çünkü sonuçların moralle, keyifle, motivasyonla bir alakası yok. sonuçların tek sebebi oyun planındaki ve oyuncu tercihlerindeki kalite eksikliği, düşünce yetersizliği. "erden timur gitti böyle oldu" diye bir şey yok. erden timur var iken de 2023-2024 sezonunda durum bundan ibaretti.
bu sezona gelelim. bir teknik direktörün sinyalleri, mesajları doğru algılaması lazım. 2022-2023 sezonunda okan hoca bu konuda gayet iyiydi. son bir senedir ise bu konuda berbat. molde maçında anlamadı. kopenhag maçında anlamadı. ama artık fenerbahçe maçında oyun planının iflas ettiğini anlamamanın hiçbir anlaşılabilir tarafı yok. galatasaray şampiyon olduktan sonra oyun planını değiştirmek zorundaydı çünkü plan her yönü ile çökmüştü. fenerbahçe maçında nasıl bıraktıysak, yaz kampında o bıraktığımız yerden devam ettik. duesseldorf yendi, linz yendi, parma yendi. insanlar orta sahaya önem vermemekten kaybediyoruz dedikçe, okan buruk orta sahada fantastik denemelerinin dozunu daha da arttırdı. birkaç hazırlık maçında kerem demirbay-yunus akgün orta saha ikilisine başvuruldu. bu deneme kusura bakılmasın, galatasaray'la dalga geçmektir. bu dalgayı hazırlık maçlarda geçen hoca bununla da yetinmedi, aynı ikiliye bir süper kupa finalinde başvurdu. her zaman söylüyorum, bazı maçların özrü yok. 50 bin taraftar önünde şampiyonluk maçını kaybetmenin bir özrü yok. rakip 2-0 maçı bitirmeye razı konumda iken, insanların zekası ile alay edercesine galatasaray'ın beşiktaş gibi çirkin bir rakibinden 5 yemesine sebebiyet vermenin özrü yok. böyle şeylerin affı da yok, olmamalı. beşiktaş maçına "hocanın canı sağolsun, yola devam" mantığı ile yaklaşıldı ağırlıklı olarak ama açık söyleyim, ben o safta değilim. çünkü iki oldu bu. hoca bu ikinci ile de yetinmedi, aynı bakış açısı ve oyun yaklaşımı ile galatasaray'ı şampiyonlar ligi ön elemesine çıkardı. günay, direk derken maç 3-0 olmak üzereydi. herkes o pozisyonda kaldı ama ilk yarıda 2-0'dan sonra muslera'nın sakatlandığı pozisyonda da durum 3-0'a gelebilirdi. adam dışarı attı boş kale yerine, biz soyunma odasına da 3-0 mağlup girebilirdik. kopenhag, prag, fenerbahçe, beşiktaş; bir teknik direktörün anlaması, idrak edebilmesi için daha ne olması gerekiyor? öyle 1-0, 2-1 veya başa baş oyun ile de kaybetmiyoruz üstelik. kopenhag ezdi, prag 4 attı, fenerbahçe 10 kişi ile şampiyonluk maçının içine etti, beşiktaş 5 attı. bir teknik direktörün bütün bunlara sebebiyet veren bakış açısını zerre değiştirmeden young boys maçına çıkması kabul edilebilir hata değildir. ne değişmesini, neyin farklı olmasını bekliyor okan buruk, anlayabilen var mı? young boys da diğerleri gibi ezdi ve 3 attı, 5 de atabilirdi. şimdi deniliyor ki ali sami yen'de her şey farklı olacak. ben de söyleyim o zaman, ali sami yen'de aynı mantalite ile oynarsak, her şey farklı olur ama bizim aleyhimize farklı olur. orta saha güvenliğini boşverip, "yürüyün ulan" diye maça çıkarsak, iki uzun topla fişimizi çekerler. ali sami yen'in büyülü bir gücü yok, futbolun bir gücü var sadece. farklı bir oyun, farklı bir yaklaşım ile tur bizim olabilir ancak. bugüne kadarkiler ile aynı oyun, aynı anlayış ile rakip takım turu alır, isviçre'ye döner. bunu anlayabilmek için defalarca bizi yerin dibine sokan futbol anlayışını bu kez de sami yen'de young boys'a karşı denemenin bir anlamı yok. bu testten defalarca kaldık, "haydi bir daha" demek salaklık olur bu noktada. umarım bu salaklığı yapmaz ve farklı bir yönteme başvururuz salı günü.
belki de çok uzattım ama durum böyle. iyi değiliz. doğru bir oyun planımız yok. "erden gitti", "kerem çok üzüldü", "florya'nın keyfi kaçtı" vs. bunlarla elbette ki kendimizi avutabiliriz, farklı hayaller kurabiliriz ancak bir sonuç elde edemeyiz. florya'nın keyfinin kaçması lazım evet çünkü galatasaray'ın genetiğine çok ters bir şekilde final maçlarını, hedef maçlarını kaybeden bir galatasaray futbol takımı oluşturdular. oturup bunun üstünde düşünmeleri lazım. kerem çok üzgün. olabilir, benim konum değil. galatasaray'ın konusu da değil. sevenlerini, ailesini ilgilendiren bir konu. profesyonel destek alarak sorunlarını çözebilir. erden timur yok. evet yok ama geçen sezon vardı. molde bizi elemek üzereyken erden timur vardı. kopenhag bizi elerken, sparta prag bizi elerken, fenerbahçe 10 kişi ile şampiyonluk maçında yenerken erden timur vardı. demek ki mesele erden timur değil. mesele futbol. mesele oyun. mesele saha. yetmiyorsa bazı şeyler için mevcut oyun, değiştirmek gerekir. gönlüm hala ister ki bu değişikliği okan buruk yapsın. kendi anlasın, görsün, uyansın artık. çok geç bir uyanma olur bu ama hala şansı var. ama artık bu son şansı. ben elenirsek gönderileceğini vs. düşünmüyorum ama bir güven eşiğini yerle bir edeceği aşikar. galatasaray'ın oyuncuları değiştirmek veya yeni oyuncular eklemek yerine, oyunu değiştirmeye odaklanması lazım. oyunu değiştirmek istenmiyorsa, bu konuda bir direnç varsa, o zaman maalesef geriye tek bir çözüm kalıyor. umarım o noktaya gelmeyiz.
okan hocadaki mesele, "iki maç kaybetti, bütün kredisi tükendi. nerede vefa?" üzerinden okunmamalı. okan hocanın galatasaray'ı ilk sezonunda hiçbir final maçında, ölüm-kalım maçında sıkıntı yaşamadı. ikinci sezonda ise tablo tam tersi bir hal almaya başladı ve bugün geldiğimiz noktada galatasaray'ın alışkın olduğu dinamikleri zorlar bir hale geldi. bizim bildiğimiz, tanıdığımız, inandığımız ve "istediği yerde istediği sonucu alır" mottosuna sahip olduğumuz galatasaray kopenhag'a grubun altıncı maçında yenilmemeliydi. bazı maçların telafisi yoktur, kopenhag maçı o maçlardan biriydi. "olabilir" dedik veya denildi. uefa avrupa liginde sparta prag ile eşleşildi. sparta prag'a elenemez galatasaray. elenmemeli. elenecekse bile, bu 4-1 kaybederek ve oyun olarak ezilerek olmamalı. bunun da bir mazereti, özrü yok. "buna da tamam, peki" dedik. geçtiğimiz sezon ligde hangi algılar ile mücadele etmek zorunda kaldığımızı, ligdeki tablonun galatasaray özelinde nasıl okunduğunu hepimiz biliyoruz, hatırlıyoruz. sondan bir hafta önce oynanan derbiyi fenerbahçe bir gurur maçı, onur maçı ve onların tabiri ile "gerçek şampiyonu gösterme maçı" olarak hedefledi. gerçek şampiyon, yalancı şampiyon vs. gibi şeyler komiktir ama rakibin bu kadar keskin, net ve agresif geldiği bir maçta galatasaray'ın hali içler acısıydı. maç derbi, maç şampiyonluk maçı, nasıl kaybedebilir bunu galatasaray? rakibi kalesine hapsedersin, top göstermezsin, bir atak yersin ve gol olur. ancak öyle kaybetmenin bir açıklaması mümkün; 2000'deki gibi, 2012'deki gibi. 19 mayıs akşamı öyle mi oldu? hayır. kopenhag maçını, sparta prag maçını tolere edebilecek nedenler vardı ama fenerbahçe maçında çaresiz oyun planının ve şahsiyetsiz futbolun hiçbir mazereti yoktu benim gözümde. o gün benim özelimde okan hocanın kredisinin yarısı çöp kutusuna gitti. bir maçla mı, evet bir maçla. çünkü gelişinin sinyalleri ayan beyan haftalardır/aylardır belli olan bir şeyi okan hocanın görememe gibi bir şansı yok. göremiyorsa, zaaf içindedir. yanılgı içindedir. galatasaray şampiyonluk maçını o şekilde kaybedemez. bunun affı yok bende. bu sezondaki tablo erden timur'un yokluğuna bağlanıyor ancak bugün yaşadığımız sorun ile fenerbahçe, kopenhag, prag ve hatta molde maçlarında yaşadığımız sorun aynı. birebir aynı. bu saydığım maçlarda erden timur vardı, florya'da her şey mükemmeldi, peki neden bu maçlarda galatasaray'ın genetik mirasına çok ters sonuçlar alındı? çünkü sonuçların moralle, keyifle, motivasyonla bir alakası yok. sonuçların tek sebebi oyun planındaki ve oyuncu tercihlerindeki kalite eksikliği, düşünce yetersizliği. "erden timur gitti böyle oldu" diye bir şey yok. erden timur var iken de 2023-2024 sezonunda durum bundan ibaretti.
bu sezona gelelim. bir teknik direktörün sinyalleri, mesajları doğru algılaması lazım. 2022-2023 sezonunda okan hoca bu konuda gayet iyiydi. son bir senedir ise bu konuda berbat. molde maçında anlamadı. kopenhag maçında anlamadı. ama artık fenerbahçe maçında oyun planının iflas ettiğini anlamamanın hiçbir anlaşılabilir tarafı yok. galatasaray şampiyon olduktan sonra oyun planını değiştirmek zorundaydı çünkü plan her yönü ile çökmüştü. fenerbahçe maçında nasıl bıraktıysak, yaz kampında o bıraktığımız yerden devam ettik. duesseldorf yendi, linz yendi, parma yendi. insanlar orta sahaya önem vermemekten kaybediyoruz dedikçe, okan buruk orta sahada fantastik denemelerinin dozunu daha da arttırdı. birkaç hazırlık maçında kerem demirbay-yunus akgün orta saha ikilisine başvuruldu. bu deneme kusura bakılmasın, galatasaray'la dalga geçmektir. bu dalgayı hazırlık maçlarda geçen hoca bununla da yetinmedi, aynı ikiliye bir süper kupa finalinde başvurdu. her zaman söylüyorum, bazı maçların özrü yok. 50 bin taraftar önünde şampiyonluk maçını kaybetmenin bir özrü yok. rakip 2-0 maçı bitirmeye razı konumda iken, insanların zekası ile alay edercesine galatasaray'ın beşiktaş gibi çirkin bir rakibinden 5 yemesine sebebiyet vermenin özrü yok. böyle şeylerin affı da yok, olmamalı. beşiktaş maçına "hocanın canı sağolsun, yola devam" mantığı ile yaklaşıldı ağırlıklı olarak ama açık söyleyim, ben o safta değilim. çünkü iki oldu bu. hoca bu ikinci ile de yetinmedi, aynı bakış açısı ve oyun yaklaşımı ile galatasaray'ı şampiyonlar ligi ön elemesine çıkardı. günay, direk derken maç 3-0 olmak üzereydi. herkes o pozisyonda kaldı ama ilk yarıda 2-0'dan sonra muslera'nın sakatlandığı pozisyonda da durum 3-0'a gelebilirdi. adam dışarı attı boş kale yerine, biz soyunma odasına da 3-0 mağlup girebilirdik. kopenhag, prag, fenerbahçe, beşiktaş; bir teknik direktörün anlaması, idrak edebilmesi için daha ne olması gerekiyor? öyle 1-0, 2-1 veya başa baş oyun ile de kaybetmiyoruz üstelik. kopenhag ezdi, prag 4 attı, fenerbahçe 10 kişi ile şampiyonluk maçının içine etti, beşiktaş 5 attı. bir teknik direktörün bütün bunlara sebebiyet veren bakış açısını zerre değiştirmeden young boys maçına çıkması kabul edilebilir hata değildir. ne değişmesini, neyin farklı olmasını bekliyor okan buruk, anlayabilen var mı? young boys da diğerleri gibi ezdi ve 3 attı, 5 de atabilirdi. şimdi deniliyor ki ali sami yen'de her şey farklı olacak. ben de söyleyim o zaman, ali sami yen'de aynı mantalite ile oynarsak, her şey farklı olur ama bizim aleyhimize farklı olur. orta saha güvenliğini boşverip, "yürüyün ulan" diye maça çıkarsak, iki uzun topla fişimizi çekerler. ali sami yen'in büyülü bir gücü yok, futbolun bir gücü var sadece. farklı bir oyun, farklı bir yaklaşım ile tur bizim olabilir ancak. bugüne kadarkiler ile aynı oyun, aynı anlayış ile rakip takım turu alır, isviçre'ye döner. bunu anlayabilmek için defalarca bizi yerin dibine sokan futbol anlayışını bu kez de sami yen'de young boys'a karşı denemenin bir anlamı yok. bu testten defalarca kaldık, "haydi bir daha" demek salaklık olur bu noktada. umarım bu salaklığı yapmaz ve farklı bir yönteme başvururuz salı günü.
belki de çok uzattım ama durum böyle. iyi değiliz. doğru bir oyun planımız yok. "erden gitti", "kerem çok üzüldü", "florya'nın keyfi kaçtı" vs. bunlarla elbette ki kendimizi avutabiliriz, farklı hayaller kurabiliriz ancak bir sonuç elde edemeyiz. florya'nın keyfinin kaçması lazım evet çünkü galatasaray'ın genetiğine çok ters bir şekilde final maçlarını, hedef maçlarını kaybeden bir galatasaray futbol takımı oluşturdular. oturup bunun üstünde düşünmeleri lazım. kerem çok üzgün. olabilir, benim konum değil. galatasaray'ın konusu da değil. sevenlerini, ailesini ilgilendiren bir konu. profesyonel destek alarak sorunlarını çözebilir. erden timur yok. evet yok ama geçen sezon vardı. molde bizi elemek üzereyken erden timur vardı. kopenhag bizi elerken, sparta prag bizi elerken, fenerbahçe 10 kişi ile şampiyonluk maçında yenerken erden timur vardı. demek ki mesele erden timur değil. mesele futbol. mesele oyun. mesele saha. yetmiyorsa bazı şeyler için mevcut oyun, değiştirmek gerekir. gönlüm hala ister ki bu değişikliği okan buruk yapsın. kendi anlasın, görsün, uyansın artık. çok geç bir uyanma olur bu ama hala şansı var. ama artık bu son şansı. ben elenirsek gönderileceğini vs. düşünmüyorum ama bir güven eşiğini yerle bir edeceği aşikar. galatasaray'ın oyuncuları değiştirmek veya yeni oyuncular eklemek yerine, oyunu değiştirmeye odaklanması lazım. oyunu değiştirmek istenmiyorsa, bu konuda bir direnç varsa, o zaman maalesef geriye tek bir çözüm kalıyor. umarım o noktaya gelmeyiz.