12748
görünen köy kılavuz istemiyor. tüm sorunlar bağıra bağıra geldi. ama hoca hiçbir şey yapmamakta ısrar etti. kendisine sevgim büyük ve saygısızlık etmemek için kelimeleri seçerek yazmaya çalışıyorum. hocam bu nasıl bir muhafazakarlık yahu?
-kendine 12-13 oyuncu belirlemişsin diğerleri ağzıyla kuş tutsa da oynayamıyor. hatta mevkisi uygun olmasa bile bildiğin oyuncuna forma veriyorsun.
-bu sene 3. senemiz. 3 senedir ne zaman kontrollü oyun oynamaya çalıştıysak golü yiyoruz. oyuncuların ayağına pranga bağlamışsın gibi ekstra hareket, ekstra pas yok. yana, geriye pas ve hareketsiz oyun başladığı anda gol geliyor kalemize.
-pres oyunu iyi de ana planımız olarak artık çözüldü. biz çözümsüz kaldığımızda dönelim artık şu oyuna. alakası olmayan bir sürü oyuncu baştan sona presle yorulup vuruş yapamayacak kıvama gelene kadar stoperlere koşup duruyor. bir sürü teknik, şutu iyi oyuncudan ne şut ne pas görebiliyoruz. takımda en çok gördüğümüz aksiyon varsa yoksa top kaptırma. acaba oyun stiliyle alakalı olabilir mi?
-4-2-3-1 harici bir dizilimle oynamak yasak mı?
-takıma da taraftara da heyecan, dinamizm, hırs, istek getirecek genç oyunculara hiç mi şans verilmez?
-artık kötü oynayanı kesmeyi düşünür müsünüz ya da alternatif yaratmak adına rekabete gireceği ekstra oyuncular transfer edilemez mi?
-transfer edilen oyuncular için haftalarca beklemenin artısından çok eksisini görmemize rağmen bu ısrar niye? oyuncunun, taraftarın heyecanını söndürmeye, rakibe sürpriz olabilecek ekstra işlere gözünü kapamak niye? yoksa çok iyi oynuyoruz da yeni gelen oyuncular o seviyeye mi çıkmalı diye düşünülüyor? bu düşünce varsa yanlış olduğunu görmek için kaç maç daha zorlanmamız lazım?
hocam üstünü örttük ama 1 ay geçemedi daha yeni beşiktaş hezimeti yaşadık. o maçtan sonra radikal bir değişim bekledim ilk seneki okan buruk gibi senden ama aynı tas aynı hamam devam ediyor her şey. bu yıl konsantrasyonun tamamen kaybolmuş ama en kötüsü yaşlı hocalar gibi muhafazakar gözüküyorsun. bence silkelenmek ve ben ne yapıyorum demek gerek.
-
-kendine 12-13 oyuncu belirlemişsin diğerleri ağzıyla kuş tutsa da oynayamıyor. hatta mevkisi uygun olmasa bile bildiğin oyuncuna forma veriyorsun.
-bu sene 3. senemiz. 3 senedir ne zaman kontrollü oyun oynamaya çalıştıysak golü yiyoruz. oyuncuların ayağına pranga bağlamışsın gibi ekstra hareket, ekstra pas yok. yana, geriye pas ve hareketsiz oyun başladığı anda gol geliyor kalemize.
-pres oyunu iyi de ana planımız olarak artık çözüldü. biz çözümsüz kaldığımızda dönelim artık şu oyuna. alakası olmayan bir sürü oyuncu baştan sona presle yorulup vuruş yapamayacak kıvama gelene kadar stoperlere koşup duruyor. bir sürü teknik, şutu iyi oyuncudan ne şut ne pas görebiliyoruz. takımda en çok gördüğümüz aksiyon varsa yoksa top kaptırma. acaba oyun stiliyle alakalı olabilir mi?
-4-2-3-1 harici bir dizilimle oynamak yasak mı?
-takıma da taraftara da heyecan, dinamizm, hırs, istek getirecek genç oyunculara hiç mi şans verilmez?
-artık kötü oynayanı kesmeyi düşünür müsünüz ya da alternatif yaratmak adına rekabete gireceği ekstra oyuncular transfer edilemez mi?
-transfer edilen oyuncular için haftalarca beklemenin artısından çok eksisini görmemize rağmen bu ısrar niye? oyuncunun, taraftarın heyecanını söndürmeye, rakibe sürpriz olabilecek ekstra işlere gözünü kapamak niye? yoksa çok iyi oynuyoruz da yeni gelen oyuncular o seviyeye mi çıkmalı diye düşünülüyor? bu düşünce varsa yanlış olduğunu görmek için kaç maç daha zorlanmamız lazım?
hocam üstünü örttük ama 1 ay geçemedi daha yeni beşiktaş hezimeti yaşadık. o maçtan sonra radikal bir değişim bekledim ilk seneki okan buruk gibi senden ama aynı tas aynı hamam devam ediyor her şey. bu yıl konsantrasyonun tamamen kaybolmuş ama en kötüsü yaşlı hocalar gibi muhafazakar gözüküyorsun. bence silkelenmek ve ben ne yapıyorum demek gerek.
-
