vincenzo grella

oynadıkları alan itibariyle lucas neill'den farklıdır. ortasaha oyuncusu, diğer alanlara kıyasla daha güçlü olan oyunculardan kurulu olmalıdır. çünkü oyun genellikle ortasaha denilen o geniş alanda oynanır. dolayısıyla en düzünden bir mantıkla "lan lucas neil taze bitmiş bir fidan değil ya" kabilinden argümanlarla amaaan iyi ki galatasaray'a transfer olmuş denilecek futbolcu değildir. galatasaray huzur evi değildir. vakti zamanında tutan bir popescu, hagi transferleri gösterge olamaz. onları istisna olarak değerlendirmek lazım. mehmet topal satılıyor, üstüne para verilip adam gibi genç ve satıldığında kar getirecek oyuncuya yönelecek yerde ne olduğu belli olmayan, geçmişte iyi olduğu söylenen ihtiyar oyunculara avuç dolusu paralar yatırılıyor. bir vakitler iyiymiş ama son iki yılda blackburn'da yeteri kadar forma şansı bulamadığı da bir gerçek. daha neyini savunacaz ki grella'nın? neymiş lucas neill, tugay kerimoğlu önermiş. ya arkadaş yöneticilerin bir izleme ekibi olmaz mı? transfer dediğin bu kadar rastgele yapılır mı?

- ahmet hoca ya bir ön libero bulamadık
+ agam bizim mahallede necmi diye bir çocuk var. istikbal vaadediyormuş.
- hangi kulüpte oynuyor?
+ ne kulübü abi.. halı sahalarda ter atıyor.

böyle zihniyetle transfer yapılmaz. kewell oynadığında iyiydi, lucas neill geldiğinde sırıtmadı belli ki bir avustralyalı daha gelse fena olmaz gibi bir argümantasyonla "uefa ve süper kupa sahibi" ve cl'yi hedeflemesi gereken galatasaray'ın böyle bir anlayışı olamaz. olduğunda ise "hasss... senin vizyonuna da yeniden yapılanmana da" kabilinden çemkirmeler, giydirmeler, en hafif tabirle sitemler yadırganmamalı.