1448
dubois yavaş, takımı frenliyor. bu arada pas yüzdesi yüksek çünkü sağına soluna veriyormuş.
kerem hızlı, ancak çok top kaybediyor. top kaybetmesin, sonra takım kontra yiyor.
dubois bu ne böyle niye risksiz oynuyorsun? pozisyon bulamadık.
kerem niye sürekli topsuz oyununla rakibi bozmaya çalışıyorsun? sonuç olarak top kaybı yapıyor ve çok gol kaçırıyorsun?
eğer konu eleştirmekse, kadro dışı kaldığı dönemde bile büyük oyuncu olduğunu savunduğum sacha boey'i bile eleştirecek bir sürü şey bulabilirim.
örnek: sacha neden sürekli sıfırdan kestiğin ortalar rakibe gidiyor? bunun üzerinden kontra yiyoruz, bütün takımı yoruyorsun gibi.
sizin amacınız belli. alacaksın bunların içinden 5-10 tanesini atacaksın sahaya maymun edecekler.
kerem dediğin adamın bütün oyun kurgusu bloklar arasında gezinerek takım arkadaşlarına ve kendine alan açmak. bunu da şiddetli koşularla yapmak.
'kendini geliştirmiyor...', siz söylediniz diye 1 günde sihirli değnek değmeyecek adama. ama kerem sizi sallayıp top kaybetmeyeceğim diye statik dursa, adam en iyi özelliğini kaybediyor.
tabii ki ilk kontrolü de iyi olsa prime müller falan oluyor adam. kim ne derse desin zaten gol vuruşu iyi.*
leo dubois'e gelelim. lyon kaptanı olduğu dönemde bile beyniyle oynayan bir oyuncu. sürekli ileri gitmez dubois, fiziksel kapasitesini bilir. eğer gerçekten inandığı bir atak olursa, (yani boşluk görürse), onu orada görürsünüz. bu sayede savunmada da açık vermez. oyunu statik, ama kendisi ultra teknik bir bektir. beyniyle oynar. neymiş ali turap veya metehan oynamalıymış. metehan zaten bek değil, ali turan'ı da ben sivasspor maçında hatırlıyorum. çocuk resmen yemyeşil. bu seviyede kaç maç oynamış ali turap, ne ışık vermiş de çıkıp oynayacak.
(bkz: 9 ağustos 2024 galatasaray hatayspor maçı)
daha dün kerem entry'imde de, okan hoca entry'imde de yazdığım şey, bir anda gerçek oldu. akbabalar hemen barış'ın etrafını sardı. hele bir de hatay'dan golü yiyince sözlük panayıra döndü. cenk'im kerem'i sal, okan hoca barış'ı bir iki maç daha şu takımda kullansın, bundan daha iyi mermi çıkar sana. böylece daha fahiş transferler yapabilirsin. oturmamış takımda, bizim sözlük sana daha iyi bonservislerle daha iyi mermiler çıkarabilir. hatta biraz daha bekle belki icardi sana altın tabakta sunulur.
hoca yine ilk 11'i doğru seçemedi, 'evlat kontenjanı olmamasına rağmen', barış kendini geliştirememiş oldu vs. galatasaray futbolcusu olsam, okan hoca'nın yanına gider derim ki, 'hocam beni asla ilk 11 başlatma'. yedekten yorgun takımın üstüne girdiğimde, en ufak bir şeyler yapsam dahi ben ilah oluyorum.
kerem hızlı, ancak çok top kaybediyor. top kaybetmesin, sonra takım kontra yiyor.
dubois bu ne böyle niye risksiz oynuyorsun? pozisyon bulamadık.
kerem niye sürekli topsuz oyununla rakibi bozmaya çalışıyorsun? sonuç olarak top kaybı yapıyor ve çok gol kaçırıyorsun?
eğer konu eleştirmekse, kadro dışı kaldığı dönemde bile büyük oyuncu olduğunu savunduğum sacha boey'i bile eleştirecek bir sürü şey bulabilirim.
örnek: sacha neden sürekli sıfırdan kestiğin ortalar rakibe gidiyor? bunun üzerinden kontra yiyoruz, bütün takımı yoruyorsun gibi.
sizin amacınız belli. alacaksın bunların içinden 5-10 tanesini atacaksın sahaya maymun edecekler.
kerem dediğin adamın bütün oyun kurgusu bloklar arasında gezinerek takım arkadaşlarına ve kendine alan açmak. bunu da şiddetli koşularla yapmak.
'kendini geliştirmiyor...', siz söylediniz diye 1 günde sihirli değnek değmeyecek adama. ama kerem sizi sallayıp top kaybetmeyeceğim diye statik dursa, adam en iyi özelliğini kaybediyor.
tabii ki ilk kontrolü de iyi olsa prime müller falan oluyor adam. kim ne derse desin zaten gol vuruşu iyi.*
leo dubois'e gelelim. lyon kaptanı olduğu dönemde bile beyniyle oynayan bir oyuncu. sürekli ileri gitmez dubois, fiziksel kapasitesini bilir. eğer gerçekten inandığı bir atak olursa, (yani boşluk görürse), onu orada görürsünüz. bu sayede savunmada da açık vermez. oyunu statik, ama kendisi ultra teknik bir bektir. beyniyle oynar. neymiş ali turap veya metehan oynamalıymış. metehan zaten bek değil, ali turan'ı da ben sivasspor maçında hatırlıyorum. çocuk resmen yemyeşil. bu seviyede kaç maç oynamış ali turap, ne ışık vermiş de çıkıp oynayacak.
(bkz: 9 ağustos 2024 galatasaray hatayspor maçı)
daha dün kerem entry'imde de, okan hoca entry'imde de yazdığım şey, bir anda gerçek oldu. akbabalar hemen barış'ın etrafını sardı. hele bir de hatay'dan golü yiyince sözlük panayıra döndü. cenk'im kerem'i sal, okan hoca barış'ı bir iki maç daha şu takımda kullansın, bundan daha iyi mermi çıkar sana. böylece daha fahiş transferler yapabilirsin. oturmamış takımda, bizim sözlük sana daha iyi bonservislerle daha iyi mermiler çıkarabilir. hatta biraz daha bekle belki icardi sana altın tabakta sunulur.
hoca yine ilk 11'i doğru seçemedi, 'evlat kontenjanı olmamasına rağmen', barış kendini geliştirememiş oldu vs. galatasaray futbolcusu olsam, okan hoca'nın yanına gider derim ki, 'hocam beni asla ilk 11 başlatma'. yedekten yorgun takımın üstüne girdiğimde, en ufak bir şeyler yapsam dahi ben ilah oluyorum.