130
sezonun ilk maçında duygusal şeyler yazılabilir, motivasyon konuşmaları paylaşılabilir amenna. ancak bu takımın, geçen sezonun fenerbahçe iç saha maçıyla beraber, kabak gibi gün yüzüne çıkan asıl problemi saha içi...
yani hücum edememek...
bu durum aslında fenerbahçe maçından da öncesinden geliyor. bunu geçen sezonun küme düşen karagümrük'üne, barış alper yılmaz'ın ekstra gol ve çok ekstra asisti olmasa, berkan kutlu kendisinden hiç beklenmeyen o şutu çıkarmasa, adana demirspor maçında muslera kalesinde büyümese, ligin son maçında, bu ligin o sıralar açık ara en kötü takımı, 2.ligde bile barınamayacak dağınıklıktaki konyaspor ile olmasa çok daha acı bir şekilde farkedebilirdik. ancak en nihayetinde şampiyonluk gelince ve erden timur'un gidişi de açığa çıkınca galatasaray içerisinde titan savaşlarından saha içerisindeki realite bir kenara bırakıldı...
saha içerisinde galatasaray'ın ön alanda dinamizmi geçen sezona göre eksildi ki bu doğru.
boey gidip stopere de davinson yerine nelsson geçtiğinde tamamen defolu bir hatta dönüştüğümüzde bariz bir gerçek.
fakat bence en kötüsü ve korkutucusu galatasaray kaliteli hücum edemiyor. bunun sebebinin ziyech'i sağda oynatırken arkasından bindirme yapmayan ya da yapamayan bir bekle oynattığında sağ kanadından atak yapamamak. sadece soldan bir şeyler yaratmaya çalışan galatasaray'ı rakipler kolay savunurken bir de maç içerisinde cesaretleniyorlar.
beşiktaş ile oynanan ve 5-0'lık bir rezaletle sonuçlanan maçta da ilk yarı bittiğinde tek sorun kaliteli hücum edememekti. nelsson'un maç başında yaptığı hata sonucu gelen gol dışında anlamlı bir atağı yoktu beşiktaş'ın. bizim tek anlamlı atağımız da soldan sağa doğru gelen atak neticesinde gerçekleşti. ikinci yarı okan buruk elleriyle maçı teslim etti. zira tek yapacağı barış alper yılmaz'ı sağ beke atmak olacaktı. tek hareketle beşiktaş maçı dönecekken bambaşka yerlerde aradık sorunu.
dilerim ki hocamız bu maçta kendine gelir, sahaya odaklanır, doğru tespitler yapar. zira alanyaspor deplasmanında devre arasında yaptığı değişiklikten sonra bence hocalık yapmıyor. başka şeylerle ilgileniyor. son hocalığını o maçta yaptı. zaten hala o değişikliklerle oynuyor.
efsane olmak istiyorsa bu maçta oyun olarak, hücum olarak en az 30 dakikalık bir ışık vermek zorunda galatasaray. ben skordan daha çok bunu önemsiyorum. vurduğumuz gol olsun. tabi galip gelelim. ama daha önemlisi okan buruk'un sahalara dönmesi. zira iki senedir titanlarla mücadele edebilmesini sağlayan şey şapkadan çıkardığı tavşanlardı.
bu maçta da kaan ayhan sağ bek, ziyech sağ açık çıkarsa okan buruk'a azalan inancım biraz daha azalacak...
ama bitmeyecek...
belirtmek isterim ki her ne kadar bedellerini yüksek bulsam da profil olarak jelert ve gabriel sara hem karakter olarak hem de oyun tarzı olarak galatasaray'a çok uygun isimler. o açıdan baktığımda bu oyuncular denkleme dahil olana kadar hocanın eleştirilmesini doğru bulmuyorum zira o transferleri hem de bu bedellere geç getirmek, transfer görüşmeleri yapan vasıfsız elemanların suçudur. o sebeple bu maçtan alınacak olumsuz bir sonuçta hocaya ve takıma yoğun eleştiri getirmek haksızlık olur.
yani hücum edememek...
bu durum aslında fenerbahçe maçından da öncesinden geliyor. bunu geçen sezonun küme düşen karagümrük'üne, barış alper yılmaz'ın ekstra gol ve çok ekstra asisti olmasa, berkan kutlu kendisinden hiç beklenmeyen o şutu çıkarmasa, adana demirspor maçında muslera kalesinde büyümese, ligin son maçında, bu ligin o sıralar açık ara en kötü takımı, 2.ligde bile barınamayacak dağınıklıktaki konyaspor ile olmasa çok daha acı bir şekilde farkedebilirdik. ancak en nihayetinde şampiyonluk gelince ve erden timur'un gidişi de açığa çıkınca galatasaray içerisinde titan savaşlarından saha içerisindeki realite bir kenara bırakıldı...
saha içerisinde galatasaray'ın ön alanda dinamizmi geçen sezona göre eksildi ki bu doğru.
boey gidip stopere de davinson yerine nelsson geçtiğinde tamamen defolu bir hatta dönüştüğümüzde bariz bir gerçek.
fakat bence en kötüsü ve korkutucusu galatasaray kaliteli hücum edemiyor. bunun sebebinin ziyech'i sağda oynatırken arkasından bindirme yapmayan ya da yapamayan bir bekle oynattığında sağ kanadından atak yapamamak. sadece soldan bir şeyler yaratmaya çalışan galatasaray'ı rakipler kolay savunurken bir de maç içerisinde cesaretleniyorlar.
beşiktaş ile oynanan ve 5-0'lık bir rezaletle sonuçlanan maçta da ilk yarı bittiğinde tek sorun kaliteli hücum edememekti. nelsson'un maç başında yaptığı hata sonucu gelen gol dışında anlamlı bir atağı yoktu beşiktaş'ın. bizim tek anlamlı atağımız da soldan sağa doğru gelen atak neticesinde gerçekleşti. ikinci yarı okan buruk elleriyle maçı teslim etti. zira tek yapacağı barış alper yılmaz'ı sağ beke atmak olacaktı. tek hareketle beşiktaş maçı dönecekken bambaşka yerlerde aradık sorunu.
dilerim ki hocamız bu maçta kendine gelir, sahaya odaklanır, doğru tespitler yapar. zira alanyaspor deplasmanında devre arasında yaptığı değişiklikten sonra bence hocalık yapmıyor. başka şeylerle ilgileniyor. son hocalığını o maçta yaptı. zaten hala o değişikliklerle oynuyor.
efsane olmak istiyorsa bu maçta oyun olarak, hücum olarak en az 30 dakikalık bir ışık vermek zorunda galatasaray. ben skordan daha çok bunu önemsiyorum. vurduğumuz gol olsun. tabi galip gelelim. ama daha önemlisi okan buruk'un sahalara dönmesi. zira iki senedir titanlarla mücadele edebilmesini sağlayan şey şapkadan çıkardığı tavşanlardı.
bu maçta da kaan ayhan sağ bek, ziyech sağ açık çıkarsa okan buruk'a azalan inancım biraz daha azalacak...
ama bitmeyecek...
belirtmek isterim ki her ne kadar bedellerini yüksek bulsam da profil olarak jelert ve gabriel sara hem karakter olarak hem de oyun tarzı olarak galatasaray'a çok uygun isimler. o açıdan baktığımda bu oyuncular denkleme dahil olana kadar hocanın eleştirilmesini doğru bulmuyorum zira o transferleri hem de bu bedellere geç getirmek, transfer görüşmeleri yapan vasıfsız elemanların suçudur. o sebeple bu maçtan alınacak olumsuz bir sonuçta hocaya ve takıma yoğun eleştiri getirmek haksızlık olur.
