wilfried zaha

okan buruk'un kanatlar rotasyonunda muhtemelen beşinci tercihi olan, varlığından mutlu olmadığı, takımdan gitse rahatlayacağı oyuncu. okan buruk'a bu yaşadığı tecrübe olsun. önüne gelen her oyuncuya "gelsin, x'i kim istemez ki." şeklinde bir yaklaşımı var hocanın. öyle bir dünya yok hocam. sistemine uymuyorsa, çok gönüllü değilsen veto edeceksin. bir etiket transferiydi, asla ihtiyaç da değildi. oyuncu çalışkan bir oyuncu olmasına rağmen aşırı egolu da olduğundan takım için fedakarlık da etmedi. sonuç ne oldu? zaha devasa maaşıyla şu anda sol kanatta üçüncü alternatif, kesinlikle bir fazlalık.

buradaki mesele türkiye'de nedense hiç saygı duyulmayan hoca tercihi meselesi. fifa'daki gibi yakışıklı kadro kurarsam başarılı olacağı inancı. birtakım taraftarın keremci zahacı olarak ikiye bölünüp kendi tercihleri olsun diye objektiflikten uzaklaşması. ikisinin de psikolojik olarak problemli olması sonucu barış alper'in sol kanatta da bunlara tur bindirmesi. bu iş nasıl çözülür bilmiyorum ama zaha'nın yerinde olsam bu takımdan giderdim. ancelotti de real madrid'e ilk geldiğinde mesut özil'i pek tutmamıştı. bana göre yanlış tercihti ama sadece bana göre. sonuçta real madrid'in hocası o. okan buruk için de aynı düstur geçerli. hoca tercihlerine saygı duymayı öğrenmeliyiz. takım kötüyse de hoca gider. ama hocayı baskı altına almak, hocam şunu oynat buna haksızlık ediyorsun demek taraftarın işi değil. böyle bir yaklaşımın takıma zerre faydası olamaz.