oğuz aydın

aslında bu konuda asıl vurgulanmak istenen oğuz aydın ismi değil. oğuz şu an sadece anadolu’da parlayıp milli takıma kadar yükselebilmiş yabancı altyapılı yerli bir futbolcu. sadece belirli bir kalıba giriyor. yarın öbür gün çok önemli bir futbolcu da olabilir silinip gidebilir de.

ben dahil taraftarın iç geçirdiği şey aslında futbolculuğu değil. ha keza şu an tek bir kişi yok ki rakibin yerli bir futbolcusuna iç geçirip ah bizde olsaydı neden bizde değil vs desin, ferdi’yi neden biz almadık ki vs desin.

oğuz aydın aslında bir kadro planlamasının göstergesiydi. hatalı transferler sonrası tüm sene varlık gösteremeyen maliyetli ve yabancı tete, ziyech ve zaha’dan çıkıp yerine barış, kerem gibi yerli, düşük maaşlı, tempolu, aidiyet duyabilecek bir ismin getirilmesiydi. bu özne bu transfer döneminde oğuz aydın’a denk geldi.

yönetim de oğuz aydın’ı almayarak ve tete-zaha-ziyech üçlüsünü henüz göndermeyerek bir plansızlık, başarısızlık örneği gösterdi. bu örnekler çoğaltılabilir. geç ve maliyetli bir şekilde alınan sağ bek ve orta saha transferleri sunulabilir mesela, nelsson’dan iyi bir gelirle çıkılıp yerine emin’in rotasyona dahil edilmemesi mesela, sol bekin ve on numaranın alternatifleştirilememesi mesela.

camia kadro plansızlığı nedeniyle şampiyon olduğu akşamdan bu yana bir karamsarlık içerisinde. süper kupa mağlubiyeti de bunun bir sonucu. oğuz aydın da bunun bir örneği sadece. ama işin bir başka boyutu da yönetimler nasıl ki örneğin gedson’un, rashica’nın alternatifini bulamadıysa oğuz aydın’ınkini de bulamaz.

son olarak, şampiyon kadro bozulmaz diye bir şey yok her kadro geliştirilmelidir.