11891
yönetimi korumuyor okan buruk. yönetimden tamamen ideolojik saikler ile nefret eden, ilgili veya ilgisiz her konuyu bir bahane olarak ele alıp yönetime olan nefretini kusan ve bunu yaparken hiçbir delile dayandırmadan tamamen hissiyatlar ile insanlara çeşitli suçlamalar yönelten ve hakaret eden bir kesim "yönetimi koruyor" diye bir ön kabul attı ortaya ve büyük bir kesim de bu kabulün etrafında toplandı. takım kadrosu, hazırlık kampı, transfer vs. hikaye. yönetim bir sağ beki ve bir orta sahayı 1 temmuz tarihinde açıklasaydı da bu kesimin gözünde bir şey değişmeyecekti. yönetimin transferleri kampa yetiştirememiş olması istifa çığlığı atanların sadece bir mazereti, yetiştirmiş olsalardı da onlar istifa diyeceklerdi. yönetimin transferleri yetiştirememiş olması bu kesimin eline bir koz verdi, bu durumu da kullanıyorlar. iyi niyet ile, doğrular ile, verilen sözlerin tutulmamasını gerekçe gösterip eleştiri yapanları tenzih ediyorum ama bir kesimin derdi başka, tamamen ideolojik. okan hocanın "her şey kontrol altında, sakin olun" demesi bile bir kesim tarafından kötü niyet ile yorumlandı. neden? çünkü sakin olmak, ölçülü olmak, soğukkanlı olmak, yangın çıkartmak isteyen kesimin işine gelmiyor. okan hoca bunları söyledikçe "kötü adam" oldu. "3 milyon euro'yu kapınca arkadaşını sattı, yönetimin tarafına geçti" denilebilecek kadar çirkin noktalara geldi iş.
ben ajans 1905'teki açıklamalarını da, dün akşam yaptığı açıklamaları izledim. iyi bir iletişim becerisi olan, camiaya doğruları anlatmak isteyen ve anlatan, iyi bir galatasaray kadrosu için biraz zaman talebinde bulunan, gerçek bir galatasaraylı teknik direktörümüz var. iki senedir hangi bakış açısı ile konuları ele alıp açıklamalarda bulunduysa, bu sene de yaptığı aynı. özgüvenli, sakin, ne yaptığının farkında olan biri okan buruk. hoca kendisinin ve teknik ekibinin neler yaptığını biliyor, yönetimin de neleri yapıp neleri yapmadığını biliyor. bu noktada olması gerektiği gibi galatasaray'ın yararına konuşmalar yapıyor. "bu yönetim ile olmaz, eylül ayında seçime gidilsin" dese idi; bazıları tarafından aklı hür, fikri hür ve vicdanı hür galatasaraylı ilan edilecekti ve bazıları tatmin olacaktı ancak mayıs ayında seçimli genel kurulu gerçekleşmiş ve muhalefeti ile yüzleşilmiş bir galatasaray'da, temmuz ayında "istifa" çığlıkları atmanın ve 2024-2025 sezonunu yakmanın kulübe bir faydası olmayacağının farkında olacak kadar akıllı biri okan buruk. yazın ortasında, bütün branşlarda yeni sezona hazırlanılırken, seçilmelerinin üzerinden iki ay daha geçmemiş bir yönetimi sürekli istifaya çağıranların galatasaray'ın menfaatine söyledikleri tek bir kelime bile yok. kötümser, karamsar, pesimizm dolu isyan söylemlerinde bulunanlar rahata ersin diye istifa etmez yönetim. bunu isteyenlerin de zaten yönetimin istifasından sonrasına dair ortaya koydukları ne bir alternatif model var ne bir yol haritası var. varsa yoksa "yönetim istifa", "hırsızlar ve beceriksizlikler kulübü satacak". temcit pilavı gibi aynı nakarat. okan hoca bu nakarata uymadığı için, bazılarının gözünde yönetimin sezonluk verdiği yüz küsür milyon lira ile satın aldığı ve tarafına çektiği bir adam haline geldi ama değil. bu söylem, tamamen insanların içerisindekini dışarıya yansıtan bir art niyet ve kötülükten ibaret. galatasaray yönetimini korumuyor okan buruk. takımını koruyor, hazırlandığı sezonu koruyor, galatasaray'ı koruyor.
hocaya dair şu ana kadarki yaz kampından sebep yapabileceğim tek bir eleştiri var: çok kalabalık bir kadro ile birinci kampa gidildi. hocanın düşüncesini anlıyorum, asıl ekibi ile ikinci kampta çalışmak istediği için, bu kamp dönemini kalabalık bir şekilde güçlü idmanlar yaparak geçirmek istedi ama yine de bence doğru değildi bu. 10-15 tane kuru kalabalıktan ibaret oyuncu var galatasaray kadrosunda ve bunlardan olmayacağı çok açık. 10 dakika da oynasalar, 100 dakika da oynasalar, olmayacak. aralarında yerli de var, altyapı kökenli de var, yabancı da var. bu oyuncular ile zaman kaybetmemek lazımdı bence. ikinci kamp döneminin çok daha dar ve steril bir kadro ile geçirilmesini ve transferlerin de yetişmesini temenni ediyorum. başka da söylenebilecek veya eleştirilebilecek bir şey yok zaten. galatasaray'ın, 17.yüzyılda her idari kararı veya otorite boşluğunu bir maddi kazanım elde edebilme imkanı olarak gören ve daha fazla ulufe için her fırsatta kazan kaldırıp istanbul'u yakıp yıkan yeniçeriler misali ortalığı ateşe vermek isteyenlerin çıkartmaya çalıştıkları bu yangından eğer sağ salim kurtulabilirse, önünde yine kimse duramayacak. zaman her şeyin ilacı.
ben ajans 1905'teki açıklamalarını da, dün akşam yaptığı açıklamaları izledim. iyi bir iletişim becerisi olan, camiaya doğruları anlatmak isteyen ve anlatan, iyi bir galatasaray kadrosu için biraz zaman talebinde bulunan, gerçek bir galatasaraylı teknik direktörümüz var. iki senedir hangi bakış açısı ile konuları ele alıp açıklamalarda bulunduysa, bu sene de yaptığı aynı. özgüvenli, sakin, ne yaptığının farkında olan biri okan buruk. hoca kendisinin ve teknik ekibinin neler yaptığını biliyor, yönetimin de neleri yapıp neleri yapmadığını biliyor. bu noktada olması gerektiği gibi galatasaray'ın yararına konuşmalar yapıyor. "bu yönetim ile olmaz, eylül ayında seçime gidilsin" dese idi; bazıları tarafından aklı hür, fikri hür ve vicdanı hür galatasaraylı ilan edilecekti ve bazıları tatmin olacaktı ancak mayıs ayında seçimli genel kurulu gerçekleşmiş ve muhalefeti ile yüzleşilmiş bir galatasaray'da, temmuz ayında "istifa" çığlıkları atmanın ve 2024-2025 sezonunu yakmanın kulübe bir faydası olmayacağının farkında olacak kadar akıllı biri okan buruk. yazın ortasında, bütün branşlarda yeni sezona hazırlanılırken, seçilmelerinin üzerinden iki ay daha geçmemiş bir yönetimi sürekli istifaya çağıranların galatasaray'ın menfaatine söyledikleri tek bir kelime bile yok. kötümser, karamsar, pesimizm dolu isyan söylemlerinde bulunanlar rahata ersin diye istifa etmez yönetim. bunu isteyenlerin de zaten yönetimin istifasından sonrasına dair ortaya koydukları ne bir alternatif model var ne bir yol haritası var. varsa yoksa "yönetim istifa", "hırsızlar ve beceriksizlikler kulübü satacak". temcit pilavı gibi aynı nakarat. okan hoca bu nakarata uymadığı için, bazılarının gözünde yönetimin sezonluk verdiği yüz küsür milyon lira ile satın aldığı ve tarafına çektiği bir adam haline geldi ama değil. bu söylem, tamamen insanların içerisindekini dışarıya yansıtan bir art niyet ve kötülükten ibaret. galatasaray yönetimini korumuyor okan buruk. takımını koruyor, hazırlandığı sezonu koruyor, galatasaray'ı koruyor.
hocaya dair şu ana kadarki yaz kampından sebep yapabileceğim tek bir eleştiri var: çok kalabalık bir kadro ile birinci kampa gidildi. hocanın düşüncesini anlıyorum, asıl ekibi ile ikinci kampta çalışmak istediği için, bu kamp dönemini kalabalık bir şekilde güçlü idmanlar yaparak geçirmek istedi ama yine de bence doğru değildi bu. 10-15 tane kuru kalabalıktan ibaret oyuncu var galatasaray kadrosunda ve bunlardan olmayacağı çok açık. 10 dakika da oynasalar, 100 dakika da oynasalar, olmayacak. aralarında yerli de var, altyapı kökenli de var, yabancı da var. bu oyuncular ile zaman kaybetmemek lazımdı bence. ikinci kamp döneminin çok daha dar ve steril bir kadro ile geçirilmesini ve transferlerin de yetişmesini temenni ediyorum. başka da söylenebilecek veya eleştirilebilecek bir şey yok zaten. galatasaray'ın, 17.yüzyılda her idari kararı veya otorite boşluğunu bir maddi kazanım elde edebilme imkanı olarak gören ve daha fazla ulufe için her fırsatta kazan kaldırıp istanbul'u yakıp yıkan yeniçeriler misali ortalığı ateşe vermek isteyenlerin çıkartmaya çalıştıkları bu yangından eğer sağ salim kurtulabilirse, önünde yine kimse duramayacak. zaman her şeyin ilacı.
