27
son günlerde sosyal medyada gündem olan merih demiral’ın cezası ile ilgili yaptığı konuşmayla alakalı bir iki kelime etmek istiyorum. söylediği hemen her şeyde temelde haklı olduğunu düşünüyorum. bozkurtun bütün bir türk halkı tarafından sahiplenilmediğini ve hatta birçoğunda da travmatik yaralar açtığını ben de düşünüyorum. zira benim de gönülden sahiplendiğim bir simge değil.
ancak durum ne merih’in milliyetçiliğiyle, ne bozkurt selamıyla, ne de türk halkının bu selamla arasındaki bağdan çok daha öte bir sorunu barındırıyor. savunmada kusursuz bir 90 dakika çıkartmış, bir de üstüne iki gol atmış bir stoperin; maç sonu üç haneli nabızla, kendi ifadesiyle tribünde görüp esinlendiği bir hareketi bilinçaltında yatan “aşırı sağ” düşüncelerle bağdaştırmak en hafif tabiriyle niyet okumaktır.
ben kendimi bu sembolle bağdaştırmadığım halde zerre rahatsız olmadım. nitekim bu simgenin herhangi bir aşırı sağcı veya ırkçı manası olduğunu da düşünmüyorum. dünyanın çoğu yerinde ama az ama çok türk kimseler tarafından kullanılıyor. bu simgeyi türkiye’deki sağcı bir parti benimsedi diye tekeline aldığını düşünmemek gerek. bu tarz çıkarımlar kesinlikle tartışılabilir olmalı.
inan özdemir ve benzer düşünce yapısında olan insanların kaçırdığını düşündüğüm nokta şu: uefa, ab, almanya ve bu olayda aktör olan tüm kişi ve kurumlar bize bunu tartışma hakkı vermedi. milli bir turnuva düzenlenirken kimse futbolcuların ne kadar milliyetçi olacağına karar veremez. uefa bizim adımıza buna karar verdi. biz ise bu konuda bile bu tarz “rövanşist” duygularla fikir birliğine varamadık. merih’e yapılan, merih’e zerre sevgi duymasam bile, bana da sana da tüm ülkeye de yapılmıştır. yapılan bariz bir çifte standart ve türk düşmanlığıdır. bunu göremeyecek olduklarını düşünmüyorum.
kapsayıcı bir türkiye istiyor, tıpkı çoğu insan gibi, haklıdır da. bunları tartışabilelim istiyor, haklıdır. ancak “batı medeniyeti” senin elinden bunu tartışma hakkını alıyorsa, sen de futbolcunun maç sonu üç haneli nabızla yaptığı saniyelik bir hareketin arkasında durmuyorsan, o kapsayıcılık biraz havada kalıyor. henüz kendinden olanın bile arkasında duramıyorken nasıl kapsayıcı olabileceğimizi de anlatırsa çok sevinirim.
son olarak, türk halkının kendi içerisinde bu konuda bir fikir birliğine varamamış olmasının bence de verilen cezayla hiçbir ilgisi yok. ama en azından safınız belli olsun.
ancak durum ne merih’in milliyetçiliğiyle, ne bozkurt selamıyla, ne de türk halkının bu selamla arasındaki bağdan çok daha öte bir sorunu barındırıyor. savunmada kusursuz bir 90 dakika çıkartmış, bir de üstüne iki gol atmış bir stoperin; maç sonu üç haneli nabızla, kendi ifadesiyle tribünde görüp esinlendiği bir hareketi bilinçaltında yatan “aşırı sağ” düşüncelerle bağdaştırmak en hafif tabiriyle niyet okumaktır.
ben kendimi bu sembolle bağdaştırmadığım halde zerre rahatsız olmadım. nitekim bu simgenin herhangi bir aşırı sağcı veya ırkçı manası olduğunu da düşünmüyorum. dünyanın çoğu yerinde ama az ama çok türk kimseler tarafından kullanılıyor. bu simgeyi türkiye’deki sağcı bir parti benimsedi diye tekeline aldığını düşünmemek gerek. bu tarz çıkarımlar kesinlikle tartışılabilir olmalı.
inan özdemir ve benzer düşünce yapısında olan insanların kaçırdığını düşündüğüm nokta şu: uefa, ab, almanya ve bu olayda aktör olan tüm kişi ve kurumlar bize bunu tartışma hakkı vermedi. milli bir turnuva düzenlenirken kimse futbolcuların ne kadar milliyetçi olacağına karar veremez. uefa bizim adımıza buna karar verdi. biz ise bu konuda bile bu tarz “rövanşist” duygularla fikir birliğine varamadık. merih’e yapılan, merih’e zerre sevgi duymasam bile, bana da sana da tüm ülkeye de yapılmıştır. yapılan bariz bir çifte standart ve türk düşmanlığıdır. bunu göremeyecek olduklarını düşünmüyorum.
kapsayıcı bir türkiye istiyor, tıpkı çoğu insan gibi, haklıdır da. bunları tartışabilelim istiyor, haklıdır. ancak “batı medeniyeti” senin elinden bunu tartışma hakkını alıyorsa, sen de futbolcunun maç sonu üç haneli nabızla yaptığı saniyelik bir hareketin arkasında durmuyorsan, o kapsayıcılık biraz havada kalıyor. henüz kendinden olanın bile arkasında duramıyorken nasıl kapsayıcı olabileceğimizi de anlatırsa çok sevinirim.
son olarak, türk halkının kendi içerisinde bu konuda bir fikir birliğine varamamış olmasının bence de verilen cezayla hiçbir ilgisi yok. ama en azından safınız belli olsun.