210
görünen köy kılavuz istemezdi ki istemedi de zaten. sadece biz görmedik bu köyü, rakibin * teknik ekibi bile görmüş; defansta sıkıntıları olan bir takım demiş bizim için. herkes de söyledi ilk maçtan sonra, gene aynı şeyler oldu.
ilk gol; onun, bunun hatası değil bence. yerleşim hatası. aynı ilk maçtaki * gibi; içeri çevrilen bir top ve o kadar kişinin arasından boştaki adamın topu kaleye vurması sonrası yenen bir gol. aynı golü önceki maçta da yedik zaten. belli ki defans birbiri ile oynamaya alışık değil, takımın yerleşiminde bir problem var. bu da bu tip turnuvalarda çok ciddi bir zaaf. bu zaafla çeyrek finali bile zor görürsün. bir defans 4'lüsü * belirleyip bu adamların sürekli birbiri ile takılmalarını sağlamalısın. abartmıyorum bu adamlar birinin o akşam eşiyle kavga ettiğini ve moralinin bozuk olduğunu bile bilmeli, bu adam hataya meyilli olacak; maçta arkasını kollayayım demeli. ama bizde kaleci bile değişiyor, cidden amaç ne bilmiyorum. stoper tandemi desek; zaten sakatlıklar vs. derken her maç * değişti desek yeridir. haliyle takım savunmamızda ciddi bir sıkıntı var. ikinci gol desek tam bir komedi, yoruma gerek yok. üçüncü gol de gene defans çizgisinin düzgün kurulmaması kaynaklı bir gol yeme. ikinci ve üçüncü gol şu ana kadar turnuvanın en kolay gollerinde ilk 5'e oynar, o kadar basit goller yedik; bu seviyede bir turnuvada yenmeyecek goller.
hücum desek, forvetimiz yok abi. ilk maçta da demiştim yine; bu da büyük problem. kim gol atacak? golcülük de bir meziyet, burak yılmaz'ı sevmezdim oyun tarzı olarak ama adam golcüydü örneğin. meziyeti bu şekilde açıklayabilirim ancak.
onun dışında da maalesef abarta abarta şişirdiğimiz balonun patlayışını izledik. kaç gündür arda güler aşağı arda yukarı, yok neden oynamadı, yok muhteşem gol attı vs. vs. bugünkü maçta gol atamadı misal, ee yerin dibine mi sokalım şimdi de? yine diyorum, ilk maçta da demiştim, en kötü hücumcu performansı belki de onundu o maçta. gol attı diye kral oldu. bugünkü maçta da gol atamadı ama bana göre ilk maçtan iyiydi. arkadaşlarına güzel paslar verdi girdikten sonra ama olmadı. sadece arda değil hiçbir oyuncumuzu abartmamalıyız. barış alper yılmaz öyle güçlü, böyle fizikli, avrupa ile ancak o yarışabilir, böyle iyi vs. vs. iki maçtır bir artısını görmedik açık konuşalım ki.
hep diyorum, yine diyeceğim;
artık şu milli takımı abartmaktan vazgeçelim. herhangi bir oyuncu ve komple takım dahil. şu anki futbol ikliminde yerimiz romanya, yunanistan vs. vs. ile aynı. zaman zaman iyi maçlar oynarız belki ama devamı gelmez, bir süreç olarak iyi oynayamayız. birden çok nedeni var bence ama en önemlilerinden biri oyuncularımız kaliteli olsa da bireysel olarak birbiri ile beraber oynayan oyuncu sayısı az ve birbirlerini tanımıyorlar. daha da kötüsü; birbirlerini tamamlayabilecek oyuncular olduklarından da şüpheliyim. hakan çalhanoğlu ve arda güler; ikisi de özel oyuncular bana göre. özel dediğim; her role uymazlar. ama bu tip adamlar iki kişi ve çok olursa sıkıntı olmaya başlar, tam bir takım oyunu kuramazsın. şimdi takımı kimin üzerine kuracaksın misal, hadi çık işin içinden?
ilk gol; onun, bunun hatası değil bence. yerleşim hatası. aynı ilk maçtaki * gibi; içeri çevrilen bir top ve o kadar kişinin arasından boştaki adamın topu kaleye vurması sonrası yenen bir gol. aynı golü önceki maçta da yedik zaten. belli ki defans birbiri ile oynamaya alışık değil, takımın yerleşiminde bir problem var. bu da bu tip turnuvalarda çok ciddi bir zaaf. bu zaafla çeyrek finali bile zor görürsün. bir defans 4'lüsü * belirleyip bu adamların sürekli birbiri ile takılmalarını sağlamalısın. abartmıyorum bu adamlar birinin o akşam eşiyle kavga ettiğini ve moralinin bozuk olduğunu bile bilmeli, bu adam hataya meyilli olacak; maçta arkasını kollayayım demeli. ama bizde kaleci bile değişiyor, cidden amaç ne bilmiyorum. stoper tandemi desek; zaten sakatlıklar vs. derken her maç * değişti desek yeridir. haliyle takım savunmamızda ciddi bir sıkıntı var. ikinci gol desek tam bir komedi, yoruma gerek yok. üçüncü gol de gene defans çizgisinin düzgün kurulmaması kaynaklı bir gol yeme. ikinci ve üçüncü gol şu ana kadar turnuvanın en kolay gollerinde ilk 5'e oynar, o kadar basit goller yedik; bu seviyede bir turnuvada yenmeyecek goller.
hücum desek, forvetimiz yok abi. ilk maçta da demiştim yine; bu da büyük problem. kim gol atacak? golcülük de bir meziyet, burak yılmaz'ı sevmezdim oyun tarzı olarak ama adam golcüydü örneğin. meziyeti bu şekilde açıklayabilirim ancak.
onun dışında da maalesef abarta abarta şişirdiğimiz balonun patlayışını izledik. kaç gündür arda güler aşağı arda yukarı, yok neden oynamadı, yok muhteşem gol attı vs. vs. bugünkü maçta gol atamadı misal, ee yerin dibine mi sokalım şimdi de? yine diyorum, ilk maçta da demiştim, en kötü hücumcu performansı belki de onundu o maçta. gol attı diye kral oldu. bugünkü maçta da gol atamadı ama bana göre ilk maçtan iyiydi. arkadaşlarına güzel paslar verdi girdikten sonra ama olmadı. sadece arda değil hiçbir oyuncumuzu abartmamalıyız. barış alper yılmaz öyle güçlü, böyle fizikli, avrupa ile ancak o yarışabilir, böyle iyi vs. vs. iki maçtır bir artısını görmedik açık konuşalım ki.
hep diyorum, yine diyeceğim;
artık şu milli takımı abartmaktan vazgeçelim. herhangi bir oyuncu ve komple takım dahil. şu anki futbol ikliminde yerimiz romanya, yunanistan vs. vs. ile aynı. zaman zaman iyi maçlar oynarız belki ama devamı gelmez, bir süreç olarak iyi oynayamayız. birden çok nedeni var bence ama en önemlilerinden biri oyuncularımız kaliteli olsa da bireysel olarak birbiri ile beraber oynayan oyuncu sayısı az ve birbirlerini tanımıyorlar. daha da kötüsü; birbirlerini tamamlayabilecek oyuncular olduklarından da şüpheliyim. hakan çalhanoğlu ve arda güler; ikisi de özel oyuncular bana göre. özel dediğim; her role uymazlar. ama bu tip adamlar iki kişi ve çok olursa sıkıntı olmaya başlar, tam bir takım oyunu kuramazsın. şimdi takımı kimin üzerine kuracaksın misal, hadi çık işin içinden?
