528
kendi doğruları ve bana göre yanlış tercihleri olan teknik direktör. zamanında ersun yanal milli takımın başına geldiğinde ilk iş olarak hakan şükür’ü kadroya almamıştı. gerekçe olarak da: “sistemime uymuyor” demişti. yalnız aynı ersun yanal kadroya hakan şükür’e en azından fiziki anlamda benzeyen rahmetli ersen martin’i çağırmıştı. belli ki ersun yanal’ın hakan şükür’ü kadroya çağırmama nedeni “sistem” değildi.
montella, portekiz maçı öncesinde arda güler için “yorgun” açıklaması yaptı. bana göre bir futbolcu kadroda bulunuyorsa “olağanüstü” durumlar hariç doksan dakikalık tempoyu kaldırabilecek demektir. bunun bazı istisnaları vardır: mesela sakatlıktan henüz çıkmış bir forvet oyuncusu kadrodadır ve maçta da o esnada 1-0, 2-1 gibi skorlarla yeniliyorsundur, 10-15 dakika kala o oyuncuyu maça sokup gol atmasını ya da atılmasına yardımcı olmasını beklersin. portekiz maçında “yorgun” diyerek ilk 11 başlatmadığın orta saha oyuncusunu skor 0-3 olduğunda oyuna alıyorsan ortada bir sorun var demektir. bence arda gürcistan maçının en kötülerinden biriydi ama maç kazandıran müthiş bir gol attığı için “kadroya önce arda yazılır, sonra yanına diğer oyuncular” eklenir mavrası dönmeye başladı. oysa arda ne gürcistan ne de portekiz maçına ilk 11’de başlayacak bir oyuncudur. ama buna bahane olarak “yorgun” olma durumu söylenirse “mahalle baskısı”nı iliklerine kadar hissediyorsun demektir.
bir diğer durum, turnuvalarda zorunlu olmadığı sürece bu kadar oyuncu ve oyuncuların pozisyonlarında değişiklik yapılmamalı. kaan ayhan zorunluluktan dolayı galatasaray’da bir dönem torreira’nın yanında oynadı diye onu orta sahada değerlendirmek saçmalık. eldeki kadroya göre sakat değilse bu takımın orta sahasında ismail yüksek olmak zorunda. yanına da salih özcan’ı koyup orta saha direncini artırmak gerekli. böylece eleştirilerin göbeğindeki hakan çalhanoğlu’ndan da maksimum verim alırsın. gene barış alper yılmaz’dan forvet olmaz, hem oyuncudan verim alamıyorsun hem de hücum aksiyonların sekteye uğruyor. samet akaydın inadına zaten anlam veremiyorum ama her hocanın takıntılı olduğu ve sonsuz güvendiği oyuncular olabildiği için anlamasam da bir şey diyemiyorum.
sonuç olarak kendisinin yaptığı tercihler, zaten buluttan nem kapan fenerbahçe ve beşiktaş taraftarının bize daha da öfke duymasına neden oluyor. şu yönde hak veriyorum onlara: yukarda söylediğim gibi barış’tan forvet, kaan’dan da zorda kalınmadığı sürece orta saha olmaz. barış’ın asıl oynaması gerektiği yerde de bir başka galatasaraylı yunus akgün oynayınca vaveyla kopuyor, salak salak komplo teorileri kuruyorlar.
montella, portekiz maçı öncesinde arda güler için “yorgun” açıklaması yaptı. bana göre bir futbolcu kadroda bulunuyorsa “olağanüstü” durumlar hariç doksan dakikalık tempoyu kaldırabilecek demektir. bunun bazı istisnaları vardır: mesela sakatlıktan henüz çıkmış bir forvet oyuncusu kadrodadır ve maçta da o esnada 1-0, 2-1 gibi skorlarla yeniliyorsundur, 10-15 dakika kala o oyuncuyu maça sokup gol atmasını ya da atılmasına yardımcı olmasını beklersin. portekiz maçında “yorgun” diyerek ilk 11 başlatmadığın orta saha oyuncusunu skor 0-3 olduğunda oyuna alıyorsan ortada bir sorun var demektir. bence arda gürcistan maçının en kötülerinden biriydi ama maç kazandıran müthiş bir gol attığı için “kadroya önce arda yazılır, sonra yanına diğer oyuncular” eklenir mavrası dönmeye başladı. oysa arda ne gürcistan ne de portekiz maçına ilk 11’de başlayacak bir oyuncudur. ama buna bahane olarak “yorgun” olma durumu söylenirse “mahalle baskısı”nı iliklerine kadar hissediyorsun demektir.
bir diğer durum, turnuvalarda zorunlu olmadığı sürece bu kadar oyuncu ve oyuncuların pozisyonlarında değişiklik yapılmamalı. kaan ayhan zorunluluktan dolayı galatasaray’da bir dönem torreira’nın yanında oynadı diye onu orta sahada değerlendirmek saçmalık. eldeki kadroya göre sakat değilse bu takımın orta sahasında ismail yüksek olmak zorunda. yanına da salih özcan’ı koyup orta saha direncini artırmak gerekli. böylece eleştirilerin göbeğindeki hakan çalhanoğlu’ndan da maksimum verim alırsın. gene barış alper yılmaz’dan forvet olmaz, hem oyuncudan verim alamıyorsun hem de hücum aksiyonların sekteye uğruyor. samet akaydın inadına zaten anlam veremiyorum ama her hocanın takıntılı olduğu ve sonsuz güvendiği oyuncular olabildiği için anlamasam da bir şey diyemiyorum.
sonuç olarak kendisinin yaptığı tercihler, zaten buluttan nem kapan fenerbahçe ve beşiktaş taraftarının bize daha da öfke duymasına neden oluyor. şu yönde hak veriyorum onlara: yukarda söylediğim gibi barış’tan forvet, kaan’dan da zorda kalınmadığı sürece orta saha olmaz. barış’ın asıl oynaması gerektiği yerde de bir başka galatasaraylı yunus akgün oynayınca vaveyla kopuyor, salak salak komplo teorileri kuruyorlar.
