1259
menajer diliyle yapılmış "tekliflere de açığım, başakşehir'de de kalırım, galatasaray'da da oynarım, arabistan'a da giderim, yeter ki ekmeğim kesilmesin" temalı bir açıklama üzerinden gündem olan oyuncu. röportajının şu kısmı paylaşılmamış nedense:
--- alıntı ---
“şu an için önceliğim galatasaray. kulüp gibi benim de hâlâ yüksek hedeflerim var ve galatasaray tekrar şampiyonlar ligi'nde oynayacak. farklı ufuklar keşfetmiş olsam da fransa'ya kapıyı tamamen kapatmıyorum. başka bir avrupa ligini görmek isterim. ligue 1 benim ilk tercihim değil. italyan ligi'ni çok seviyorum. ispanya da bana uygun olabilir. suudi arabistan da bir alternatif olabilir.”
--- alıntı ---
öncelikle hukuki olarak galatasaray'a yapabileceği hiçbir şey olmayan oyuncu. öyle bir dünya yok. kulüp parasını verdikten sonra ister oynatır ister oynatmaz. istediği listeye yazar istemediği listeye yazmaz. tamamen kulübün insiyatifindedir. en en fazla transfer hakkı almak için mahkemeye başvurabilirdi onda da mağdur olması lazım. her listeye yazılmayan oyuncu mahkeme yoluyla ek transfer hakkı alsaydı dünyanın hiçbir yerinde transfer sezonları kapanmazdı. geçsin o işleri.
kadrodan çıkarıldığı anda ya başka takıma gidecek ya da parasını alıp evinde oturacaktı. 28 yaşında bir oyuncu olarak bir yıl boşta kalmak performansı için intihar olacağı için o da akıllıca olanı seçip başakşehir'e gitti. parasını da çatır çatır aldı.
profesyonel hayatta tarafların birbirine karşı en büyük sorumluluğu sözleşmenin ana konusu. kulüp parasını verecek, oyuncu da idmanda ve maçlarda elinden geleni yapacak. onun dışındaki her türlü sorun iş hayatında yaşanabilecek şeyler. bazen nahoş olabilir ama iş hayatı böyle. kimsenin gönlünü hoş tutmak için karar alınmaz.
bu duruma düşmek istemiyorsa kıçını kaldırıp kendisi geldiğinde 2-3 milyona satılmak üzere olan boey'i kesseymiş ya da "aga ben bu kadroya giremem" deyip geçen yıl temmuz'da kendisine takım bulsaymış. ama buradaki sözleşmeyi bulamaz tabii başka yerde. o parayı da aldığına göre problemi neymiş?
bu açıklaması neden kulüpte tutulmaması gerektiğinin ispatı. galatasaray'da bu kadar içten pazarlıklı, bu kadar sinsi adamların işi yok. özellikle sahada.
--- alıntı ---
“şu an için önceliğim galatasaray. kulüp gibi benim de hâlâ yüksek hedeflerim var ve galatasaray tekrar şampiyonlar ligi'nde oynayacak. farklı ufuklar keşfetmiş olsam da fransa'ya kapıyı tamamen kapatmıyorum. başka bir avrupa ligini görmek isterim. ligue 1 benim ilk tercihim değil. italyan ligi'ni çok seviyorum. ispanya da bana uygun olabilir. suudi arabistan da bir alternatif olabilir.”
--- alıntı ---
öncelikle hukuki olarak galatasaray'a yapabileceği hiçbir şey olmayan oyuncu. öyle bir dünya yok. kulüp parasını verdikten sonra ister oynatır ister oynatmaz. istediği listeye yazar istemediği listeye yazmaz. tamamen kulübün insiyatifindedir. en en fazla transfer hakkı almak için mahkemeye başvurabilirdi onda da mağdur olması lazım. her listeye yazılmayan oyuncu mahkeme yoluyla ek transfer hakkı alsaydı dünyanın hiçbir yerinde transfer sezonları kapanmazdı. geçsin o işleri.
kadrodan çıkarıldığı anda ya başka takıma gidecek ya da parasını alıp evinde oturacaktı. 28 yaşında bir oyuncu olarak bir yıl boşta kalmak performansı için intihar olacağı için o da akıllıca olanı seçip başakşehir'e gitti. parasını da çatır çatır aldı.
profesyonel hayatta tarafların birbirine karşı en büyük sorumluluğu sözleşmenin ana konusu. kulüp parasını verecek, oyuncu da idmanda ve maçlarda elinden geleni yapacak. onun dışındaki her türlü sorun iş hayatında yaşanabilecek şeyler. bazen nahoş olabilir ama iş hayatı böyle. kimsenin gönlünü hoş tutmak için karar alınmaz.
bu duruma düşmek istemiyorsa kıçını kaldırıp kendisi geldiğinde 2-3 milyona satılmak üzere olan boey'i kesseymiş ya da "aga ben bu kadroya giremem" deyip geçen yıl temmuz'da kendisine takım bulsaymış. ama buradaki sözleşmeyi bulamaz tabii başka yerde. o parayı da aldığına göre problemi neymiş?
bu açıklaması neden kulüpte tutulmaması gerektiğinin ispatı. galatasaray'da bu kadar içten pazarlıklı, bu kadar sinsi adamların işi yok. özellikle sahada.