4703
ayrılışına hiç ama hiç şaşırmadığım yöneticidir.
2 yıl önce ortaya yönetici olarak ilk çıktığında arkadaş ortamında da dillendirmiştim; ''çok başarılı olsa da başarısız olsa da mutlaka takımdan kopartılacaktır'' diye.
çünkü galatasaray bu, her zaman bunu yapıyor.
kendi evlatlarını çatır çatır yer, başarısız olduğu dönem bir başarı gelir ve kendi içinde çakışıp tekrardan ligde ilk ikiye bile girilemeyen sezonlara döner.
erden bey'in de ifade ettiği gibi galatasaray'ın tekrardan avrupa zirvesine çıkamamasının tek sebebi budur.
galatasaray kendi kendini yer, fenerbahçe'ye falan gerek yok.
burada asıl önemli olan erden timur değil, galatasaray dinamiklerinin böyle çalışıyor olması.
bakınız;
fatih terim - 11/12 sezonu şampiyonluk - 12/13 sezonu şampiyonluk + şampiyonlar liginde çeyrek final.
ardından yönetim-fatih terim gerginliği ve yaşanan malum olaylar.
fatih terim - 17/18 sezonu şampiyonluk - 18/19 sezonu şampiyonluk
ardından galatasaray yönetimi ve liseli yapılanma sonu yaşanan olaylar.
erden timur - 22/23 sezonu şampiyonluk - 23/24 sezonu şampiyonluk.
ve bugün geldiğimiz nokta.
allah, okan buruk hocamızı korusun çünkü koruyacak bir yönetimimiz yok.
yani burada 2-3 tane örnekle bitiriyorum ama bunlar dışında saçma sapan kadro planlamalarıyla çöp edilen o kadar çok sezon var ki say say bitmez.
tarihin en basit şampiyonlar ligi grubuna sadece sinan gümüş ve eren derdiyok ile çıkan bir takımız biz.
uefa'da tur maçına takımda 0 orijinal bek ile çıkan bir takımız, bakın sağ bek var ama yetersiz, sol bek var ama yetersiz değil iki pozisyonda da orijinal bir tane oyuncu olmadan çıktık.
sneijder-podolski gibi adamların arkasında bilal kısa, kewell-keita-lincoln-arda-baroş gibi hücum hattının arkasında mustafa sarp ile avrupa maçlarına çıkmamız falan da tamamen yönetimsel saçmalıklardır.
nazifoğulları-mehmet özbek'lerin olduğu sezonları hatırlayın.
ben burada erden timur'u savunmaya çalışmıyorum, sadece galatasaray'ın kendi tekerine çomak sokuşundan rahatsızlığımı dile getiriyorum.
galatasaray'ın potansiyeline ulaşamaması ve taraftarını böyle olaylarla yorması artık beni şaşırtmıyor.
2 yıl önce ortaya yönetici olarak ilk çıktığında arkadaş ortamında da dillendirmiştim; ''çok başarılı olsa da başarısız olsa da mutlaka takımdan kopartılacaktır'' diye.
çünkü galatasaray bu, her zaman bunu yapıyor.
kendi evlatlarını çatır çatır yer, başarısız olduğu dönem bir başarı gelir ve kendi içinde çakışıp tekrardan ligde ilk ikiye bile girilemeyen sezonlara döner.
erden bey'in de ifade ettiği gibi galatasaray'ın tekrardan avrupa zirvesine çıkamamasının tek sebebi budur.
galatasaray kendi kendini yer, fenerbahçe'ye falan gerek yok.
burada asıl önemli olan erden timur değil, galatasaray dinamiklerinin böyle çalışıyor olması.
bakınız;
fatih terim - 11/12 sezonu şampiyonluk - 12/13 sezonu şampiyonluk + şampiyonlar liginde çeyrek final.
ardından yönetim-fatih terim gerginliği ve yaşanan malum olaylar.
fatih terim - 17/18 sezonu şampiyonluk - 18/19 sezonu şampiyonluk
ardından galatasaray yönetimi ve liseli yapılanma sonu yaşanan olaylar.
erden timur - 22/23 sezonu şampiyonluk - 23/24 sezonu şampiyonluk.
ve bugün geldiğimiz nokta.
allah, okan buruk hocamızı korusun çünkü koruyacak bir yönetimimiz yok.
yani burada 2-3 tane örnekle bitiriyorum ama bunlar dışında saçma sapan kadro planlamalarıyla çöp edilen o kadar çok sezon var ki say say bitmez.
tarihin en basit şampiyonlar ligi grubuna sadece sinan gümüş ve eren derdiyok ile çıkan bir takımız biz.
uefa'da tur maçına takımda 0 orijinal bek ile çıkan bir takımız, bakın sağ bek var ama yetersiz, sol bek var ama yetersiz değil iki pozisyonda da orijinal bir tane oyuncu olmadan çıktık.
sneijder-podolski gibi adamların arkasında bilal kısa, kewell-keita-lincoln-arda-baroş gibi hücum hattının arkasında mustafa sarp ile avrupa maçlarına çıkmamız falan da tamamen yönetimsel saçmalıklardır.
nazifoğulları-mehmet özbek'lerin olduğu sezonları hatırlayın.
ben burada erden timur'u savunmaya çalışmıyorum, sadece galatasaray'ın kendi tekerine çomak sokuşundan rahatsızlığımı dile getiriyorum.
galatasaray'ın potansiyeline ulaşamaması ve taraftarını böyle olaylarla yorması artık beni şaşırtmıyor.