4510
"galatasaray'ın iç siyaseti beni çok yıprattı" şeklinde kullandığı cümlede bahsettiği adamlar, aylık divan kurullarında sadece televizyona çıkmak için boş boş konuşan taner aşkın ve hayri kozak. ağzından çıkanı kulağı duymayan, "herbokolog" diye tabir edebileceğimiz dinozorlar. bir de mali genel kurullarda her sene çıkıp, marjinal olmak, farklı olmak adına erden bey hakkında atıp tutan adını soyadını bile bilmediğim birkaç kişi var. taner, hayri ve diğerleri yani kadro. toplasan 5'i zor geçer, 10'u bulamaz. bu 10 sayısından misli ile fazla erden timur destekçisi kongre üyesi, yönetim kurul üyesi, başkan ve taraftar var. bütünüyle bir takım ve teknik heyet var.
ben ne istediğini anlamadım erden bey'in geldiğimiz noktada. taraftar eleştirebilir. taraftar doğrular çerçevesinde herkesi eleştirebilir. sosyal medyada ajandası farklı, galatasaraylı olduğundan bile emin olmadığımız üç-beş aklı evvelin yazdıklarını buraya getirip, taraftarın mantık çerçevesinde eleştirme ve tenkit etme hakkını kimse elinden alamaz. "bakın gördünüz mü, ne oldu?" diyemez. buradaki hiçbir üye buna inanacak kadar zekadan yoksun da olmamalı. bu kadar düz ve sığ bakmamalı konuya. galatasaray'ı gerçekten seven insanlar, hadlerini hudutlarını bilecek şekilde, transfer politikası çerçevesinde erden timur'u eleştirmiştir ki buradaki eleştiri transfer edilen futbolcuların saha içi performanslarıdır. kendimizi de kandırmayalım bu noktada. 2022-2023 sezonundaki iskelet, 2023 sezonundaki omurga galatasaray'ı bu sezon şampiyon yapmıştır. zaha'lar, tete'ler, ndombele'ler, ziyech'ler, aurier'ler yapmamıştır. kaldı ki erden timur da muhtemelen gerekli özeleştiriyi bünyesinde yapmıştır. rashica'nın, belirli bir noktadan sonra sacha boey'in olmadığı bir 2022-2023 sezonu iskeleti bile galatasaray'ı şampiyon yapmaya yetmiştir. bu da 2023 yazında ve 2024 ara transfer döneminde yapılan yanlışın ne kadar büyük olduğunun göstergesidir. erden bey "galatasaray'ın iç siyaseti" derken taraftarın eleştirisini işin içerisine katmıyordur, zannetmiyorum, ama katıyor ise yanlış yapıyor demektir. erden timur'a kimse "senin saçın niye bu renk?" diye eleştiri getirmedi. erden timur'a kimse "sen kötü niyetlisin" de demedi. "sen galatasaraylı değilsin" diyen de olmadı. şahsi hiçbir tenkit yapılmadı. erden beyin yaptığı transferlerin maliyetlerine bakıldı, saha içi performanslarına bakıldı ve bu doğrultuda bir sitem, bir eleştiri ortaya kondu. bu kadar. abartılacak, üzülecek, kırılacak hiçbir şey yok çünkü on tane eleştiri var ise, neredeyse bin tane de övgü var kendisine yönelik. takdir var, destek var, tezahürat var. ne istiyor, nasıl bir galatasaray'ı yönetmek istiyor kendisi ben anlayamıyorum.
sacha boey'in satışında galatasaray'ın menfaatine olacak şekilde kılı kırk yarayan şekilde pazarlık yapmıştı erden timur. karşı tarafı canından bezdirmişti bu politika ile. bu stratejiyi sevmiş olacak ki, sportif a.ş.'nin sacha boey'ini kendisi olarak görüp, aynı pazarlık politikasını bu sefer kendisi için yürütüyor. bu kez başkana karşı, yönetim kuruluna karşı, hatta camianın tamamına karşı. dursun özbek "kal" diyor, okan buruk "kal" diyor, icardi "kal" diyor, taraftar "kal" diyor. ne yapılsın daha? veya biz ne yapalım? "ne olur kal erden timur" diye kapısına gidip yalvaralım mı veya kalması için ölüm orucuna mı başlayalım? kendisinin göreve devam etmesi için galatasaray yönetimi, galatasaray takımı veya galatasaray taraftarı daha ne yapabilir? veya ne yapmalıdır? bilen varsa söylesin lütfen. benim aklıma gelen bir şey yok. "keyfi bilir" noktasındayım ben uzun bir süredir, verilen tavizleri de bir süredir son derece gereksiz bulmaktayım. erden beyin kendi kararı neticede. devam ederse iyi olur ama devam etmez ise sövüp sayılacak ne bir başkan ne bir yönetim kurulu ne bir taraftar var ortada. o kadar da değil artık. erden timur o kadar da büyük değil. kimse o kadar büyük değil galatasaray'da.
ben ne istediğini anlamadım erden bey'in geldiğimiz noktada. taraftar eleştirebilir. taraftar doğrular çerçevesinde herkesi eleştirebilir. sosyal medyada ajandası farklı, galatasaraylı olduğundan bile emin olmadığımız üç-beş aklı evvelin yazdıklarını buraya getirip, taraftarın mantık çerçevesinde eleştirme ve tenkit etme hakkını kimse elinden alamaz. "bakın gördünüz mü, ne oldu?" diyemez. buradaki hiçbir üye buna inanacak kadar zekadan yoksun da olmamalı. bu kadar düz ve sığ bakmamalı konuya. galatasaray'ı gerçekten seven insanlar, hadlerini hudutlarını bilecek şekilde, transfer politikası çerçevesinde erden timur'u eleştirmiştir ki buradaki eleştiri transfer edilen futbolcuların saha içi performanslarıdır. kendimizi de kandırmayalım bu noktada. 2022-2023 sezonundaki iskelet, 2023 sezonundaki omurga galatasaray'ı bu sezon şampiyon yapmıştır. zaha'lar, tete'ler, ndombele'ler, ziyech'ler, aurier'ler yapmamıştır. kaldı ki erden timur da muhtemelen gerekli özeleştiriyi bünyesinde yapmıştır. rashica'nın, belirli bir noktadan sonra sacha boey'in olmadığı bir 2022-2023 sezonu iskeleti bile galatasaray'ı şampiyon yapmaya yetmiştir. bu da 2023 yazında ve 2024 ara transfer döneminde yapılan yanlışın ne kadar büyük olduğunun göstergesidir. erden bey "galatasaray'ın iç siyaseti" derken taraftarın eleştirisini işin içerisine katmıyordur, zannetmiyorum, ama katıyor ise yanlış yapıyor demektir. erden timur'a kimse "senin saçın niye bu renk?" diye eleştiri getirmedi. erden timur'a kimse "sen kötü niyetlisin" de demedi. "sen galatasaraylı değilsin" diyen de olmadı. şahsi hiçbir tenkit yapılmadı. erden beyin yaptığı transferlerin maliyetlerine bakıldı, saha içi performanslarına bakıldı ve bu doğrultuda bir sitem, bir eleştiri ortaya kondu. bu kadar. abartılacak, üzülecek, kırılacak hiçbir şey yok çünkü on tane eleştiri var ise, neredeyse bin tane de övgü var kendisine yönelik. takdir var, destek var, tezahürat var. ne istiyor, nasıl bir galatasaray'ı yönetmek istiyor kendisi ben anlayamıyorum.
sacha boey'in satışında galatasaray'ın menfaatine olacak şekilde kılı kırk yarayan şekilde pazarlık yapmıştı erden timur. karşı tarafı canından bezdirmişti bu politika ile. bu stratejiyi sevmiş olacak ki, sportif a.ş.'nin sacha boey'ini kendisi olarak görüp, aynı pazarlık politikasını bu sefer kendisi için yürütüyor. bu kez başkana karşı, yönetim kuruluna karşı, hatta camianın tamamına karşı. dursun özbek "kal" diyor, okan buruk "kal" diyor, icardi "kal" diyor, taraftar "kal" diyor. ne yapılsın daha? veya biz ne yapalım? "ne olur kal erden timur" diye kapısına gidip yalvaralım mı veya kalması için ölüm orucuna mı başlayalım? kendisinin göreve devam etmesi için galatasaray yönetimi, galatasaray takımı veya galatasaray taraftarı daha ne yapabilir? veya ne yapmalıdır? bilen varsa söylesin lütfen. benim aklıma gelen bir şey yok. "keyfi bilir" noktasındayım ben uzun bir süredir, verilen tavizleri de bir süredir son derece gereksiz bulmaktayım. erden beyin kendi kararı neticede. devam ederse iyi olur ama devam etmez ise sövüp sayılacak ne bir başkan ne bir yönetim kurulu ne bir taraftar var ortada. o kadar da değil artık. erden timur o kadar da büyük değil. kimse o kadar büyük değil galatasaray'da.
