aynı isimdeki diğer başlıklar:
resim
Harold Kewell
Görev:Teknik Direktör
Takım:Yokohama F. M.
Yaş:45
Uyruk:Avustralya
  • 2157
    harry kewell'i 2000 yılından beri sever ve takip ederim. tabii ki kendisiyle olan tanışıklığım televizyonda izlediğim leeds maçlarımıza dayanıyor. dikkatimi çekmişti bu genç adam yaşım çok da büyük olmamasına rağmen. ilginç futbolcuydu vesselam, kendine has bir tavrı ve oyun stili vardı. o sıralar bugünün cristiano ronaldo'su kadar olmasa da egosu yüksekti, hırçındı, mücadelesini eder ama pozisyon icabı tartışmaya girmekten de kaçınmazdı. liverpool'a gittiği zaman maçlarını izlemek, kendisini takip etmek daha da kolaylaştı. hiçbir zaman tam anlamıyla bir "fan"ı olmadım harry kewell'in ama önceden de dediğim gibi bu adamda ilginç bir şeyler vardı. tabii uzaktan uzağa anlamak zor. neyse devam edelim, 2004 okyanusya uluslar kupası zaferi, 2005 şampiyonlar ligi finalinde sakatlanıp oyundan alınışı, 2006 dünya kupasında attığı golle ülkesini ikinci tura taşıyışı... hepsinde tv başındaydım ve maçlar ne kadar ilgimi çekiyorsa bir gözüm de kewell'daydı. o büyük sakatlığı yaşadığından beri fifa serilerinde tek devrelik yapar oldular kewell'in özelliklerini. hani bilgisayarda bile doyamıyorduk kendisine. kanatlara koyunca hakikaten 60. dakikada kırmızıya dönüşüyordu kondisyonu. ben de bu yüzden ikinci forvet olarak oynatır, bu süreyi ittire kaktıra 80-85'e kadar çeker, idare ederdim. yani aklımın ucundan geçti tabi keşke bize gelse diye ama kırk yıl düşünsem ihtimal vermezdim parçalıyı giyeceğine. bizimki de fantezi işte. sonra 2008 yazı oldu, malum o yaz "bum" diye transfer bombası patlatıyoruz. 4 temmuzdu sanırım, yazlıkta internet yok, haberleri gazeteden öğreniyoruz, bir açtım gazeteyi, kocaman yazıyor, "harry kewell galatasaray'da!", "2 yıllık anlaşma kesin olarak sağlandı!" var ya o gün hayatımın en mutlu günlerinden biriydi. şu hayatta profesyonel olarak sevdiğim, maçlarını izlemekten keyif aldığım, durumuna içerlendiğim üç beş futbolcudan biri pat diye taraftarı olduğum takıma geldi. hani iş başka arkadaşlık başka derler ya, onun gibi düşünelim, profesyonelce takip edip keyif aldığınız biri birden adını bağıra bağıra haykırdığınız sevgiliniz oluveriyor, hiç ihtimal vermediğiniz ama uzun zamandır çok beğendiğiniz bir kızın/erkeğin birden çıkma teklifinizi kabul etmesi gibi... neyse işte 2 sezon keyifle izledim kendisini, büyük mutluluktu onu sami yen'de görmek, adını haykırmak, forma alıp arkasına adını yazdırmak falan. biliyordum ama kewell gidecekti bir gün, nasıl geldiyse aynı şekilde gidecek ve yine kendisini ekran başından izleyecektim. gitmiş diyorlar şimdi, doğrudur... ne oldu, hiçbirşey olmadı, yine başa döndük, işte bana yine sene 2008 şimdi... olsun canım, başına bir şey gelmedi ya? daha dünya kupası var, yaklaşık 5 yılı daha var... nasıl eskiden beri seviyeli bir hayranlıkla kendisini beğenerek takip ettiysem yine devam edeceğim gollerine içten içe sevinip istatistiklerini güncel olarak wikipedia'dan takip ederek... yani sözün özü kimseye aşık olacak onun için göz yaşı dökecek halim yok ama kewell benim eskiden beri sevdiğimdir zaten, iyi ki geldi, iyi ki tadında bıraktı ve gidiyor. kalsa onu da yiyecektik çünkü, arda turan'a ve frank rijkaard'a yaptığımız gibi ona da kötü sözler söylenecekti ki ucundan kıyısından söylendi. iyi ki şimdi gittin kewell. nasıl senin gülüşüne verecek kadar sulu hayranlarını içten bulmuyorsam sana edilecek küfür ve hakareti de o derece kaldıramazdım. çünkü sen eski dostumsun, hayali arkadaşımsın benim. ne mutlu bana ki bu adamı dünya gözüyle sahada gördüm, tv başından istisnasız her maçını izledim. kalsaydın kalıbımı basarım 1 yıl içinde sana da harry abi, kewell kangurusu diyen tipler çıkacaktı... iyi ki geldin ve iyi ki gittin kewell... işte şimdi göreceğiz seni kim sevdi gerçekten, sen gittikten sonra da gelecek peşinden, eski günlerde olduğu gibi... ama futbolu bıraktığın gün gerçekten üzüleceğim harry, işte yalnızca o günü düşünmek üzüyor beni. çünkü ben seni bize geldin, parçalıyı giydin diye değil, harry kewell olduğun için sevmiştim... uzaklarda da olsan sen hala harry kewell'sin, beğeniyle izlediğim güzel bir insan ve iyi bir futbolcusun... hani atatürk'ün çanakkale'de hitabesi var ya yabancı şehitlerin annelerine, uzaklarda da olsalar onlar artık bizim evlatlarımızdır diye, onun gibi düşün, seni kariyerin boyunca kimse bu kadar kısa sürede bu derecede sevip kabullenmedi, uzaklara gitsen de sen artık bizim evladımızsın, galatasaraylı kewell'sin, bizden bir parça sende, senden bir parça da bizde daima bulunacak... umarım hayatta çok mutlu olursun...

    orada bir kewell var uzakta; o kewell bizim kewell'imizdir...
App Store'dan indirin Google Play'den alın