53
galatasaray bir aile şirketi değildir ancak fatih hoca konuya her zaman galatasaray bir aile şirketi imiş gibi yaklaşmıştır (maalesef). ac milan da fatih hocanın aile şirketi değildir, fiorentina da değildir. türk milli takımı da değildir. panathinaikos da elbette ki değildir. hocanın kariyerinde galatasaray başta olmak üzere çalıştığı her kulüpten yönetimlerle ve başkanlarla çatışma çizgisinde ayrılmasının en önemli sebebi de hocanın sahip olduğu bu aile şirketi yönetim zihniyetidir.
fatih hocanın kızı merve terim de bu zihniyetin bir yansımasını ortaya koyan bir paylaşımda bulunmuş. profesyonel hayatta başarısızlık veya anlaşmazlık durumunda son derece normal olan yol ayrılığına gitme seçeneği, hoca ve hocanın ailesi tarafından her zaman duygusal çizgide yorumlanmıştır. bu yaklaşık 25 senedir böyle. konular hep profesyonellikten uzaklaştırılıp; alın terine, emeğe, epik hikayelere, terli gömleklere bir şekilde bağlanmıştır. cüneyt arkın'ın eski filmlerine benzer, "kahraman fatih terim hain kulüp yönetimlerine karşı" senaryolar ortaya dökülmüştür ısrarla. bence her seferinde de yanlış yapılmıştır. ama dediğim gibi hoca için en başta galatasaray bir aile ve dost istihdam ofisi. bir aile şirketi nasıl idare ediliyorsa, hocanın da çalıştığı kulüplere yaklaşım tarzı bu şekilde. galatasaray'da bu uzun yıllar bu şekilde yürütülebilmiş olsa da, avrupa kıtasındaki hiçbir ülkede bu yaklaşım tarzının bir karşılığı yok. galatasaray'da "özhan canaydın fatih terim'i kıskandı, istediği transferleri yapmadı" veya "ünal aysal hocanın teri kurumadan ayrılık kararını açıkladı" gibi duygusal çıkışlar karşılık bulur, sert bir taraftar kitlesi oluşturur. sonuca götüren rasyonel gerekçeler üzerine kafa yormayı seven bir taraftar kitlesi değiliz çünkü, duygulara hitaben hamasi çıkışlar bizler için her zaman çok daha değerli. ama bu gibi şeylerin yurtdışında bir geçerliliği yok. "giannis alafouzos hocayı arkadan vurdu" gibi şeylerin bir karşılığı olmaz yunanistan'da. terli gömlekler bir şey ifade etmez rasyonel insanlar için. sonuçlar ve gidişat önemlidir sadece karar alma süreçlerinde. merve hanım ve buse hanım eylül 2013'teki ayrılıktan sonra da ünal aysal'a dokunduran kinayeli paylaşımlar yapmışlardı ama aradan geçen 10-11 senede çok şey değişti, ayrıca orası galatasaray da değil. galatasaray'daki kredisi ve yeri çok başkadır hocanın. tavsiyem, böyle demagojiler yapmasınlar ve hocaya da daha fazla zarar vermesinler.
fatih hocanın kızı merve terim de bu zihniyetin bir yansımasını ortaya koyan bir paylaşımda bulunmuş. profesyonel hayatta başarısızlık veya anlaşmazlık durumunda son derece normal olan yol ayrılığına gitme seçeneği, hoca ve hocanın ailesi tarafından her zaman duygusal çizgide yorumlanmıştır. bu yaklaşık 25 senedir böyle. konular hep profesyonellikten uzaklaştırılıp; alın terine, emeğe, epik hikayelere, terli gömleklere bir şekilde bağlanmıştır. cüneyt arkın'ın eski filmlerine benzer, "kahraman fatih terim hain kulüp yönetimlerine karşı" senaryolar ortaya dökülmüştür ısrarla. bence her seferinde de yanlış yapılmıştır. ama dediğim gibi hoca için en başta galatasaray bir aile ve dost istihdam ofisi. bir aile şirketi nasıl idare ediliyorsa, hocanın da çalıştığı kulüplere yaklaşım tarzı bu şekilde. galatasaray'da bu uzun yıllar bu şekilde yürütülebilmiş olsa da, avrupa kıtasındaki hiçbir ülkede bu yaklaşım tarzının bir karşılığı yok. galatasaray'da "özhan canaydın fatih terim'i kıskandı, istediği transferleri yapmadı" veya "ünal aysal hocanın teri kurumadan ayrılık kararını açıkladı" gibi duygusal çıkışlar karşılık bulur, sert bir taraftar kitlesi oluşturur. sonuca götüren rasyonel gerekçeler üzerine kafa yormayı seven bir taraftar kitlesi değiliz çünkü, duygulara hitaben hamasi çıkışlar bizler için her zaman çok daha değerli. ama bu gibi şeylerin yurtdışında bir geçerliliği yok. "giannis alafouzos hocayı arkadan vurdu" gibi şeylerin bir karşılığı olmaz yunanistan'da. terli gömlekler bir şey ifade etmez rasyonel insanlar için. sonuçlar ve gidişat önemlidir sadece karar alma süreçlerinde. merve hanım ve buse hanım eylül 2013'teki ayrılıktan sonra da ünal aysal'a dokunduran kinayeli paylaşımlar yapmışlardı ama aradan geçen 10-11 senede çok şey değişti, ayrıca orası galatasaray da değil. galatasaray'daki kredisi ve yeri çok başkadır hocanın. tavsiyem, böyle demagojiler yapmasınlar ve hocaya da daha fazla zarar vermesinler.