734
ali koç'un kıyakçısı. ekranlarda ali koç ve fenerbahçe camiası için dil seferberliği başlatmış, yalanmadık, ıslanmadık bir nokta dahi bırakmamış bir zerzavat. ali koç'a diliyle duş aldırdı.
ali koç'un ne yapmak istediği belli değil. bu maçtan kaçmak için defalarca türk futbolunu krize sürükledi. öne sürdüğü hiçbir argümanın arkasında kendisi bile duramadı. sürekli bahane değişti. o kadar alçaldı ki, kurucu değerimiz atatürk'ü dahi kullanabilecek kadar çamura battı. önce çıktı fikstür dedi, sonra çıktı hakem dedi, şimdi başka bir şey söylüyor.
tüm bunlara rağmen varsa bir tepkin bu galatasaray'ın konusu değildir. hiçbir şekilde hak vermememe rağmen eğer fenerbahçe gerçekten samimiyse, haksızlığa uğradığını düşünüyor ve protesto etmek istiyorsa önce rakibine saygılı olup karşısına çıkmalıydı. kendi taraftarını cezalandırmamalıydı. aklınca rakibini cezalandırmamalıydı. ali koç'un urfaya çevre illerden sadece takımını görebilmek için dünya kadar masraf yapıp gelen taraftara, u19 takımının hayatı boyunca unutmayacağı kariyerindeki bu lekeye, as takımın moraline, oynasa belki kazanabileceği cumhuriyetin 100.yılına özel kupaya yaptığı saygısızlığın 50 saniyede yediği golle hediye ettiği keriz kupasının borcunu fenerbahçe taraftarına kim ödeyecek? sahada mücadelesini verip, kazanacak veya kaybedecek, sonucunda da yapacağı protesto ile fenerbahçe camiası saygıyı hakedecekti. urfa'da kendisini bekleyen fenerbahçeli taraftarları üzmeye, ülkedeki tüm fenerbahçelileri utandırmaya kimsenin hakkı yok. herkesin bildiği bu gerçeği konuşabilecek, iki kelam edebilecek şahsiyet ise, sinan engin denen şaklabanda yok.
2014 yılında galatasaray fenerbahçe arasında yaşanan basketbol final serisinde yaşanan çirkin tezahürat ve saldırı olaylarından dolayı koyu fenerbahçeli bir federasyon başkanı tarafından cezalandırılmamasına tepki olarak sahaya "can güvenliği tehlikesi" gerekçesiyle çıkmayan takımımızın benchine, pembe etek bırakılmıştı. yine sahada fenerbahçe taraftarları tarafından galatasaray camiasına, oyuncularına, teknik heyetine galiz küfürler edilmişti. fenerbahçeli oyuncular tarafından çılgınlar gibi sevinilmişti.
bu kadar kimliksiz ve sahibinin sesi olmak bu kelde hiç pot durmuyor. çıkıp "galatasaray'lı futbolcular paf takıma attıkları gole bu kadar sevinmemeliydi, ıslıklamamalıydı" diye geveleyebiliyor. bir dakika, bu gençlerin sahada olmasının sorumlusu galatasaray mı? bunun hesabını da mı galatasaray'dan soracağız? ali koç galatasaray'ı mı protesto ediyor, yoksa federasyonu mu? hoş ne yapmaya çalıştığını kendisi de bilmiyor, bu denklemde olmaması gereken tek unsur galatasaraydır.
galatasaray'ın adını anarken ağzını çalkala sinan efendi. eskiden bir kimliği vardı spor camiasındaki yorumcuların. satır aralarında hissettirmeden yaparlardı maşalıklarını. bugünlerde spor medyasındaki bazı isimlerin şaklabanlığı kadar, aklı, mantığı, vicdanı yok sayıp hırpalayan ve tutarsız kimlik veren başka da bir olgu yoktur.
ali koç'un ne yapmak istediği belli değil. bu maçtan kaçmak için defalarca türk futbolunu krize sürükledi. öne sürdüğü hiçbir argümanın arkasında kendisi bile duramadı. sürekli bahane değişti. o kadar alçaldı ki, kurucu değerimiz atatürk'ü dahi kullanabilecek kadar çamura battı. önce çıktı fikstür dedi, sonra çıktı hakem dedi, şimdi başka bir şey söylüyor.
tüm bunlara rağmen varsa bir tepkin bu galatasaray'ın konusu değildir. hiçbir şekilde hak vermememe rağmen eğer fenerbahçe gerçekten samimiyse, haksızlığa uğradığını düşünüyor ve protesto etmek istiyorsa önce rakibine saygılı olup karşısına çıkmalıydı. kendi taraftarını cezalandırmamalıydı. aklınca rakibini cezalandırmamalıydı. ali koç'un urfaya çevre illerden sadece takımını görebilmek için dünya kadar masraf yapıp gelen taraftara, u19 takımının hayatı boyunca unutmayacağı kariyerindeki bu lekeye, as takımın moraline, oynasa belki kazanabileceği cumhuriyetin 100.yılına özel kupaya yaptığı saygısızlığın 50 saniyede yediği golle hediye ettiği keriz kupasının borcunu fenerbahçe taraftarına kim ödeyecek? sahada mücadelesini verip, kazanacak veya kaybedecek, sonucunda da yapacağı protesto ile fenerbahçe camiası saygıyı hakedecekti. urfa'da kendisini bekleyen fenerbahçeli taraftarları üzmeye, ülkedeki tüm fenerbahçelileri utandırmaya kimsenin hakkı yok. herkesin bildiği bu gerçeği konuşabilecek, iki kelam edebilecek şahsiyet ise, sinan engin denen şaklabanda yok.
2014 yılında galatasaray fenerbahçe arasında yaşanan basketbol final serisinde yaşanan çirkin tezahürat ve saldırı olaylarından dolayı koyu fenerbahçeli bir federasyon başkanı tarafından cezalandırılmamasına tepki olarak sahaya "can güvenliği tehlikesi" gerekçesiyle çıkmayan takımımızın benchine, pembe etek bırakılmıştı. yine sahada fenerbahçe taraftarları tarafından galatasaray camiasına, oyuncularına, teknik heyetine galiz küfürler edilmişti. fenerbahçeli oyuncular tarafından çılgınlar gibi sevinilmişti.
bu kadar kimliksiz ve sahibinin sesi olmak bu kelde hiç pot durmuyor. çıkıp "galatasaray'lı futbolcular paf takıma attıkları gole bu kadar sevinmemeliydi, ıslıklamamalıydı" diye geveleyebiliyor. bir dakika, bu gençlerin sahada olmasının sorumlusu galatasaray mı? bunun hesabını da mı galatasaray'dan soracağız? ali koç galatasaray'ı mı protesto ediyor, yoksa federasyonu mu? hoş ne yapmaya çalıştığını kendisi de bilmiyor, bu denklemde olmaması gereken tek unsur galatasaraydır.
galatasaray'ın adını anarken ağzını çalkala sinan efendi. eskiden bir kimliği vardı spor camiasındaki yorumcuların. satır aralarında hissettirmeden yaparlardı maşalıklarını. bugünlerde spor medyasındaki bazı isimlerin şaklabanlığı kadar, aklı, mantığı, vicdanı yok sayıp hırpalayan ve tutarsız kimlik veren başka da bir olgu yoktur.