48
rahmetli mehmet ali birand'ın son zamanlarında her daim "sıcak bölge"lerden bağlantı yaptığı bir muhabirdi. şimdilerde ntv'de ana haberi sunan seda öğretir de yine rahmetli birand'ın okulundan yetişmiş ve "uğurlu" muhabir olarak ünlenmişti mesela o yıllarda. fenerbahçe'nin the rising sun over europe sezonunda her avrupa iç saha maçı öncesi kalamış develi'den canlı yayına bağlanırdı.
o günlerde bu abimizle kanald haber'de ekrandaki sayısız pencereden birini paylaşan herkes, bugün sektörün önde gelenleri olmuş durumda. hepsi de birand tedrisatına ve referansına rağmen ilaveten bir şeyler yapıp da günümüzde olduğu noktaya ulaştı.
bu abimizin de şimdi olduğu yere gelme sebebi, akp'nin yine koyup geçtiği bir seçim akşamında suratı bombok olmuş şekilde sürdürdüğü yayından alınan ekran görüntülerinin caps hatta meme olarak paylaşılmasıydı. ülkemizdeki "muhalefet"in bir özeti misali, bu abimiz de muhalif olduğu için değil, böyle bir goygoyun öznesi olduğu için muhalif yayın kanallarınca paylaşılan bir isim oluverdi.
kendisine yüklenen bu "misyon"un gereği olarak uğur dündar'ın salıncağına binmiş, orta yere bir güzel sıçmış, yetmemiş bir de sıvamaya falan çalışmış...
birand'ın anısı ve hagi'nin hatırı olmasa daha da yazardım da...
neyse...
o günlerde bu abimizle kanald haber'de ekrandaki sayısız pencereden birini paylaşan herkes, bugün sektörün önde gelenleri olmuş durumda. hepsi de birand tedrisatına ve referansına rağmen ilaveten bir şeyler yapıp da günümüzde olduğu noktaya ulaştı.
bu abimizin de şimdi olduğu yere gelme sebebi, akp'nin yine koyup geçtiği bir seçim akşamında suratı bombok olmuş şekilde sürdürdüğü yayından alınan ekran görüntülerinin caps hatta meme olarak paylaşılmasıydı. ülkemizdeki "muhalefet"in bir özeti misali, bu abimiz de muhalif olduğu için değil, böyle bir goygoyun öznesi olduğu için muhalif yayın kanallarınca paylaşılan bir isim oluverdi.
kendisine yüklenen bu "misyon"un gereği olarak uğur dündar'ın salıncağına binmiş, orta yere bir güzel sıçmış, yetmemiş bir de sıvamaya falan çalışmış...
birand'ın anısı ve hagi'nin hatırı olmasa daha da yazardım da...
neyse...
