34
şubat ayı içerisinde hem uefa avrupa liginden hem türkiye kupasından elenmek, takımın psikolojisi ve morali açısından hiç de iyi olmaz. bu kadronun elinde mart ayında sadece lig yarışının kalacak olduğu bir senaryoyu aklımızdan ucundan bile geçirmemeliyiz. sparta prag'ı elediğimiz ve çeyrek final hedefi oluşturduğumuz bir senaryoda fikstür yoğunluğunu bir nebze azaltmak adına türkiye kupasını feda edebilirdik ama sparta prag'a elendiğimiz bir ortamda "türkiye kupasını da feda edelim" demek gibi lüküsümüz yok. elimizde mart ayında sadece lig kalır elendiğimiz takdirde ve bu kötü olur, takımın üzerine de gereksiz bir baskı yükler. rotasyon mutlaka yapmalıyız ancak rotasyonlu kadromuzla dahi olsa mutlaka bir üst tura çıkmalıyız. ayrıca şu "süper lig şampiyonluğu bomboş bir şey", "türkiye kupası saçma sapan bir şey" vb. küçümseyici yaklaşımlar da bulunanlar da yanlış yapıyorlar. galatasaray'ın tarihi bu kupaları kazanmak için mücadele eden, ter döken sporcularla dolu. o mücadelenin, o akıtılan terin sonucunda 23'ü süper lig, 18'i türkiye kupası olmak üzere toplamda 41 tane kupa galatasaray'ın müzesine girdi. bu kupalar galatasaray'ın türk futbol tarihinde geldiği yerin kaynağı oldu. galatasaray'ın yarıştığı hiçbir turnuva feda edilemez kolay kolay, gözden çıkartılamaz. hele de dalga asla geçilemez. galatasaray türkiye sınırları içerisinde türkiye futbol federasyonu'nun düzenlediği her turnuvanın birincisi olmaya taliptir, her kupayı kazanmak ister. katılım gösterdiği her resmi organizasyonu önemser. galatasaraylı da mutlaka bu doğrultuda hareket etmelidir. hepimiz biraz daha dikkatli olmalıyız bu hususta.