618
sözlükte iddia edildiği gibi asla yeneteksiz bir teknik direktör olduğunu düşünmüyorum. ve hatta eli artırarak bence taktiksel bilgisi, oyun okuması ve antrenman bilgisi dünyanın en elit teknik direktörleri arasında.
ama gel gör ki, bütün bunların doğru bir şekilde sahaya yansıması için oyuncularla iletişiminin düzgün olması gerekiyor. dünyadaki hiç bir hocanın bir oyuncuya, 'sahada istediklerim bunlar ve sadece bunları yapacaksın köle' zihniyetiyle yaklaştığını düşünmüyorum.
ancak oyuncunun geri dönüşlerini tam olarak algılayamayan hocalardan. veya bu geri dönüşlere, daha insancıl yaklaşma imkanı varken, sürekli eksikleri dillendiren bir hoca. doğal olarak oyuncuların egosuyla çarpışan bir egoya dönüşüyor.
müller gibi 'raumdeuter' kavramını popülerleştiren bir oyuncuyu belli bir role hapsedeceğine inanmak saçma geliyor. ancak istediği ekstra şeyleri dile getirdiğinde de, müller'den negatif bir yanıt aldığına eminim. gerekli idari yetkilerini kullanarak dizginlemeye çalıştığında da müller bir anda iyi çocuk olup, bu sefer sadece adamın dile getirdiği şeyleri yapıyor. onu müller yapan diğer bütün şeyleri yapabilecek olsa bile yapmıyor. tabii bunu sadece müller özelinde değil, bütün oyuncular özelinde düşünün.
sacha boey'i mevkisi dışında oynatması da bunun önemli bir göstergesi. soyunma odasını kaybedince doğal olarak yeni gelen oyunculara sarılıyorsun. damned united'da brian clough'un derby'den getirdiği oyunculara sarılması gibi bir durum bu.
arka arkaya gelen kötü sonuçlar sonrasında da, birbirini suçlama seansı başlıyor. xabi alonso ne kadar büyük bir taktik deha olursa olsun, bir underdog hikayesi yazabilmesi için bayern'in içeriden kaynaması gerekiyor. yoksa oyuncular ve bütçeler arasında bu denli bir uçurum varken, leverkusen'in bayern'in önünde ligi bitirebileceğine inanmıyorum.
edit: tuchel sonrası zıt kutba ilerleyip, klopp'u getireceklerine eminim ama ispat edemem.
ama gel gör ki, bütün bunların doğru bir şekilde sahaya yansıması için oyuncularla iletişiminin düzgün olması gerekiyor. dünyadaki hiç bir hocanın bir oyuncuya, 'sahada istediklerim bunlar ve sadece bunları yapacaksın köle' zihniyetiyle yaklaştığını düşünmüyorum.
ancak oyuncunun geri dönüşlerini tam olarak algılayamayan hocalardan. veya bu geri dönüşlere, daha insancıl yaklaşma imkanı varken, sürekli eksikleri dillendiren bir hoca. doğal olarak oyuncuların egosuyla çarpışan bir egoya dönüşüyor.
müller gibi 'raumdeuter' kavramını popülerleştiren bir oyuncuyu belli bir role hapsedeceğine inanmak saçma geliyor. ancak istediği ekstra şeyleri dile getirdiğinde de, müller'den negatif bir yanıt aldığına eminim. gerekli idari yetkilerini kullanarak dizginlemeye çalıştığında da müller bir anda iyi çocuk olup, bu sefer sadece adamın dile getirdiği şeyleri yapıyor. onu müller yapan diğer bütün şeyleri yapabilecek olsa bile yapmıyor. tabii bunu sadece müller özelinde değil, bütün oyuncular özelinde düşünün.
sacha boey'i mevkisi dışında oynatması da bunun önemli bir göstergesi. soyunma odasını kaybedince doğal olarak yeni gelen oyunculara sarılıyorsun. damned united'da brian clough'un derby'den getirdiği oyunculara sarılması gibi bir durum bu.
arka arkaya gelen kötü sonuçlar sonrasında da, birbirini suçlama seansı başlıyor. xabi alonso ne kadar büyük bir taktik deha olursa olsun, bir underdog hikayesi yazabilmesi için bayern'in içeriden kaynaması gerekiyor. yoksa oyuncular ve bütçeler arasında bu denli bir uçurum varken, leverkusen'in bayern'in önünde ligi bitirebileceğine inanmıyorum.
edit: tuchel sonrası zıt kutba ilerleyip, klopp'u getireceklerine eminim ama ispat edemem.
