3992
geçen sezon ciddi bir çıkış yaparak a milli futbol takımının forveti oldu.
fakat ne hikmetse kendi takımı transfer sezonunda ilk 11'e ziyech'i, yedek kulübesine de tete'yi getirdi.
tam acaba forvet olarak mı görmeye başladık diye yorumladığımız sırada da icardi, bakambu ve halil transferleri yapıldı.
yani düşünün sezon başındasınız, milli takımın as forvetisiniz ama kendi takımınızda 4. forvet, aynı zamanda da 3. kanat konumundasınız, sol kenarda da zaha ve kerem var ki, sağdakilerden birine bir şey olduğunda da bunlardan biri oraya kayıyor..
sonra bu yeni gelen oyuncular hazır değil diye aldığınız formayla, elemelerdeki en etkili oyunculardan biri olarak takımı gruplara taşıyorsunuz. taşıyorsunuz fakat bu oyuncular yüzünden şampiyonlar liginde tek bir maç bile 11 görmediğiniz gibi, yedekten girdiğiniz süreler de ciddi derecede azalıyor.
hatta öyle ki özellikle açık alanda takımın en etkili oyuncusu olmanıza rağmen manchester maçında 8 dakika, ölüm kalım maçı olan copenhag'da da 13 dakika süre alabiliyorsunuz ve üst tura çıkamıyorsunuz. çünkü tete parlatılmalı.
ve daha da acayip olan, galatasaray'da bunları yaşadığı sırada milli takımın gruplardaki başarısının en kritik oyuncusu olup, hırvatistan zaferinin yıldızı falan olması. aynı dünya, aynı zaman, fakat a millinin yıldızıyken evde yedeğin yedeğisin.
yani şu psikolojiye taş maruz kalsa çatlar.
şimdi aynı takım sırf kerem küsmesin diye kötü oynamasına rağmen, hatta özellikle dinlenmeye ihtiyacı olmasına rağmen psikolojisini daha da bozmaktan korkup dinlendiremiyor.
o yüzden boey gibi şans sayesinde falan da değil. önündeki tüm kapılar kapatılmışken, hiçliğin içinden tırnaklarını kazıya kazıya geldi buralara.
okan hocanın yapılan transferlerde pek bir yeri olmadığı, birine 3.5 milyon euro maaş verince mecbur oynatılmak zorunda kalındığını bildiğim için rahat rahat söylüyorum ki, milli takımın as forvetini 4. forvet yapıp, 3. kanadı yapmaya gönlü, aklı el veren kimsenin üzerinde bir kuruş hakkı makkı yok.
yarın büyük paralara giderse de ilk bunlar övünecek, ama bunlara rağmen gitmiş olacak.
fakat ne hikmetse kendi takımı transfer sezonunda ilk 11'e ziyech'i, yedek kulübesine de tete'yi getirdi.
tam acaba forvet olarak mı görmeye başladık diye yorumladığımız sırada da icardi, bakambu ve halil transferleri yapıldı.
yani düşünün sezon başındasınız, milli takımın as forvetisiniz ama kendi takımınızda 4. forvet, aynı zamanda da 3. kanat konumundasınız, sol kenarda da zaha ve kerem var ki, sağdakilerden birine bir şey olduğunda da bunlardan biri oraya kayıyor..
sonra bu yeni gelen oyuncular hazır değil diye aldığınız formayla, elemelerdeki en etkili oyunculardan biri olarak takımı gruplara taşıyorsunuz. taşıyorsunuz fakat bu oyuncular yüzünden şampiyonlar liginde tek bir maç bile 11 görmediğiniz gibi, yedekten girdiğiniz süreler de ciddi derecede azalıyor.
hatta öyle ki özellikle açık alanda takımın en etkili oyuncusu olmanıza rağmen manchester maçında 8 dakika, ölüm kalım maçı olan copenhag'da da 13 dakika süre alabiliyorsunuz ve üst tura çıkamıyorsunuz. çünkü tete parlatılmalı.
ve daha da acayip olan, galatasaray'da bunları yaşadığı sırada milli takımın gruplardaki başarısının en kritik oyuncusu olup, hırvatistan zaferinin yıldızı falan olması. aynı dünya, aynı zaman, fakat a millinin yıldızıyken evde yedeğin yedeğisin.
yani şu psikolojiye taş maruz kalsa çatlar.
şimdi aynı takım sırf kerem küsmesin diye kötü oynamasına rağmen, hatta özellikle dinlenmeye ihtiyacı olmasına rağmen psikolojisini daha da bozmaktan korkup dinlendiremiyor.
o yüzden boey gibi şans sayesinde falan da değil. önündeki tüm kapılar kapatılmışken, hiçliğin içinden tırnaklarını kazıya kazıya geldi buralara.
okan hocanın yapılan transferlerde pek bir yeri olmadığı, birine 3.5 milyon euro maaş verince mecbur oynatılmak zorunda kalındığını bildiğim için rahat rahat söylüyorum ki, milli takımın as forvetini 4. forvet yapıp, 3. kanadı yapmaya gönlü, aklı el veren kimsenin üzerinde bir kuruş hakkı makkı yok.
yarın büyük paralara giderse de ilk bunlar övünecek, ama bunlara rağmen gitmiş olacak.
